PINAR YILDIZ YÜKSEL
Oda sıcaklığı 18 derece, nem oranı 60 yazıyor duvardaki ekranda. Zifiri karanlığı masanın üzerindeki iki kocaman lamba deliyor. Üşüyorum. Makinenin sesi sessizliği bozan tek şey. Gözüm beyaz eldivenli cerrahın, kıvrak hareketlerle hastanın karnındaki tümörü nasıl temizlediğine takılıyor. Tık tık kesiyor, tek hamlede, hiç çekinmeden, takılmadan, geriye dönmeden... Büyük bir ustalık, temiz el işçiliği diye geçiriyorum içimden. İlk kez bir ameliyathaneye girdim. Tedirginim, heyecanlı ve şaşkın. Etraftaki onlarca insan, nizami işleyen bir makinenin parçaları gibi. Herkes rolünü biliyor. Sıradaki hamle için başrol oyuncusunun ağzından çıkacak repliği bekliyorlar. Hepsinin tek bir amacı var. O da masada yatan hastaya daha iyi yaşam şartları sunmak. Saat 09.00'da başlayan ameliyat 21.00'a kadar devam etti.
Tam 12 saat, bu ekip, bu soğuk odada kıpırdamadan mı durdu? Acıkmadılar mı ya da su içmediler mi? Sadece makinenin sesi miydi duydukları? Hasta uyanmış olabilir miydi? Kimse sinirlenmedi mi? Kavga etmiş olabilirler miydi? Ya da gülmek gelmedi mi içlerinden, ağlayan oldu mu? Saatlerce süren ameliyatlarda içerde ne oluyor hiç merak etmediniz mi? O masada yatan bir yakınınızsa etmemeniz mümkün değil. Belki de masada siz yattınız... Bu hafta Türkiye'nin önde gelen üç cerrahı ve ekibiyle ameliyathaneye girdik ve ameliyathanelerin sır dolu dünyasını mercek altına aldık. İşte A'dan Z'ye ameliyathanelerde yaşananlar...
Doç. Dr. MUSTAFA DUMAN - Gastroenteroloji cerrahı/Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Hastanesi
Doç. Dr. ERDAL POLAT - Gastroenteroloji cerrahı/Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Hastanesi
Aç ve susuz olduğunuz aklınıza gelmez
Mustafa Duman ve ekibi ile 12 saatlik bir kanser ameliyatı sonrası buluştuk. Başarılı bir operasyon olduğu yüzlerinden belli oluyordu. Ekip oldukça neşeli ve güler yüzlü. Hocalarını çok seviyorlar. Duman'ın ekibinin ayrılmaz parçası Doç. Dr. Erdal Polat. Gerekli durumlarda direksiyon Polat'a geçiyor.
Biz de ameliyathanedeydik, ileri safhadaki bir kanser hastasının karın zarına yayılmış tümörü nasıl bir ustalıkla temizlediğine şahit olduk Mustafa Hoca'nın. Aklıma takılan ilk soruyu sordum hemen...
- Yaptığınız iş aslında el işçiliği, değil mi hocam?
- Mustafa Duman: Cerrahlar ciddi bir eğitim sürecinden geçer. Vücudun anatomisini bilmek önemlidir. Anatomiyi iyi bilirseniz alttaki dokulara zarar verme ihtimaliniz en aza düşer. Yetenekten daha ziyade eğitim daha önemli.
- Ameliyat anında sizi ne etkiler?
- M.D: Ben sosyal bağım olan kişilerin ameliyatına girmeyi tercih etmem. Duygu karışmamalı, objektif olunmalı. Bir akrabamı ameliyat edemem. Çünkü objektifliğimi yitiriyorum. Bu tür hastaları güvendiğim hocalarıma emanet ediyorum.
- Ameliyat esnasında istenmeyen bir durum başınıza geldiğinde nasıl tepki veriyorsunuz?
- M.D: Komplikasyon yaşayabiliyoruz. Komplikasyon yaşadıktan sonra modunuz düşebiliyor. Eğer ekipseniz, kontrol yardımcı pozisyondaki kişiye geçebilir. Bazı ameliyatları cerrah tek başına yapar. Yardımcı cerrah olmayabilir. Ancak ihtimali az da olsa bir komplikasyon yaşayabilir ve modunuz düşebilir. Bu noktada başka cerrahı davet etmelisiniz.
- Peki, devralan cerrah başka cerrahın başladığı ameliyata iyi bir modla devam edebilir mi?
- M.D: Bu ameliyatlar genelde stepleri tanımlanmış, standart ameliyatlar. Bu yüzden devam edebilir.
- Erdal Bey, bir komplikasyon yaşanıp size geçtiği durumlarda, devralan cerrah olarak siz ne hissediyorsunuz?
- Erdal Polat: Panik olmuyoruz. Çünkü kritik kararlar verme konusunda profesyonel oluyoruz artık. Böyle bir durumda yapacağımız şeyler de belli. Ameliyat esnasında öncelikle istişare ediyoruz. Bazen sizin aklınıza gelmeyen şey, çömez bir asistanın aklına gelebilir. Ekip olmanın en önemli unsuru herkesin fikrine saygı duymaktır.
- Sabah 09.00'da ameliyata girdiniz, akşam 21.30'a kadar devam etti... Ara verme ihtiyacınız olmadı mı?
- M.D: Erdal ekiple devam ederken ben çıkabilirim ya da ben devam ederken Erdal çıkabilir. Ancak ihtiyacımız çok elzem değilse, yemeğe çıkalım, çay kahve içelim diye zorlamıyoruz. Çünkü bazı aşamalar vardır ameliyatlarda ve o aşamaları terk etmek istemiyoruz. Ancak ameliyatın ahengi bozulmadan ihtiyaçlar giderilebilir.
- E.P: O konsantrasyonla aç ya da susuz olduğunuz aklınıza gelmiyor. Tıpkı dokuz saat yapacağınız araba yolculukları gibi düşünün ameliyat yapmayı. O esnada tek başınıza araba kullanınca yorulursunuz. Yanınızda siz yorulunca direksiyonu devralacak biri olmalı. Sıkılabilirsiniz de, hemen müziği açarsınız. Biz de böyleyiz. Tedbirimizi alarak başlıyoruz yola. Otoban olan rahat yerlerde müziğimizi açıyoruz. Rampaya geldiğimizde müziği kapatıp konsantrasyonumuzun bozulmasını engelliyoruz.