-Hangi dizi var o dönem?
"Arka Sıradakiler." Öyle de Arka Sıradakiler'e girmiş oluyorum. Aslında ünlü olmak, oyuncu olmak gibi bir niyetim yoktu ama seviyorum da yani. Sahnede olmayı seviyorum, konuşmayı seviyorum, kameraları seviyorum ama çok da hırslı değilim aslında. Arka Sıradakiler'den sonra da sunuculuk teklif edilince oradan devam ettim.
-Oyunculuk içinde ukde kalmadı mı?
Ay çok kaldı hem de. Ara ara yapabildikçe yine dizilerde oynadım.
-Son olarak bir "Kırmızı Oda" macerası var. Nasıldı o proje?
Güzel bir hikayeydi, güzel bir karakterdi. Güzel oyuncularla oynadım. Keyifliydi benim için kesinlikle.
-Sonra sunuculuk… Nasıl oldu ilk program?
Hafta içi her gün spor branşları tanıtan bir program yapıyordum. 3 yıl gitti neredeyse, 20'lü yaşlarımın ortasında çok keyifliydi. Edirne'den Ardahan'a bütün Türkiye'yi geziyorum.
-Bir de gezi programı var…
Evet. Sonrasında gezi programı da var. Hep aktüel programlar, elimde mikrofon her yeri gezdim. Halk oyunlarıyla ilgili bir program yaptım. Gezi programında 48 ülkeye gittim.
-Gerçekten göründüğü kadar keyifli mi gezi programı sunmak?
Bir yere kadar keyifli. Bir süreyi doldurman gerekiyor, bir sorumluluğun var. Bir konu var, bir konuk var. Oraya keyfi gitmiyorsun. Bir sürü aksilikle karşılaşabiliyorsun.