Leydi Di filminin yıldızları Bestemsu Özdemir ile Celil Nalçakan’dan itiraflar: Aşk için her şeyi yaparım, gözüm kararır!

Leydi Di filminin başrolleri arasında yer alan Bestemsu Özdemir ve Celil Nalçakan, Sabah Günaydın TV'de Yasemin Döngel'in sunduğu 'Yasemİnce İtiraflar' programına konuk oldu. Keyifli bir set süreci geçirdiğini dile getiren ikili, sette yaşadıklarını paylaştı. Celil Nalçakan, 'Yüksekten korkan biri olarak bir helikopter sahnesi çekmeye gayret ettim. Çok zordu, gerçekten zordu.' itirafında bulundu. Bestemsu Özdemir ise sosyal medyayı sallayan dans sahneleri hakkında konuştu, 'İnanılmaz zor oryantal dans. İki hareketi öğrenmem 5 ders falan sürdü. Ziller aldım, ayakkabı aldım. Evde sürekli pratik yapan bir kız çocuğuna dönüştüm. Çok zor, inanılmaz saygı duyuyorum.' dedi. Aşk hakkında da konuşan oyuncu, 'Aşk için her şeyi yaparım, gözüm kararır' sözleriyle dikkatleri üzerine çekti. İşte röportajın tüm detayları... -'Leydi Di' filmi vizyona giriyor. Hemen kısaca bilmeyenler için filmin konusunu sizden dinlesek… Celil Nalçakan: Film aslında bir yanlışlıklar komedyası diyebiliriz. Ama ayakları yere basan bir komedi, öyle çok sulu zırtlak bir durumu yok. Sadece talihsizlikler sebebiyle birbiriyle hiç alakası olmayan insanların buluştuğu bir pavyonda geçen olaylar bütünü. Bestemsu Özdemir: Bir dolandırıcılık hikayesi bizimki. Mafya babaları, bir pavyonumuz var ve oradaki o talihli talihsiz bir sürü olayın tatlı hikayesi. -Filmin fragmanı çok eğlenceli görünüyor, eminim film de bir o kadar keyiflidir. Kamera arkalarında neler yaşandı? B.Ö.: Arkası daha komik. C.N.: Evet, genelde öyle oluyor. Çünkü birazcık daha otokontrolümüzün dışına çıkıyoruz. O yüzden tabii eğlenceli oluyor. Ama biz bu işte arka tarafın biraz frenine bastık ki mizahı öne de çıkarabilelim diye. Çünkü aynı şakayı 5 kere yapınca 6.'sında çok komik olmuyor. O yüzden böyle bir şey denedik burada. Ama evet gayet eğlendik. GERÇEKTEN ÇOK ZORDU -Bir set anısı dinlemek isterim… C.N.: Ben yüksekten korkan biri olarak mesela bir helikopter sahnesi çekmeye gayret ettim. Çok zordu, gerçekten zordu. İnşallah makaslarlar, benim bile bilmediğim küfürleri etmişim, ben biliyormuşum orada fark ettim (gülüyor). -Oyunculuğun en zor yönlerinden biri olsa gerek. Nasıl hazırlandınız peki bu duruma? C.N.: Galiba bir cesaret geliyor insana. B.Ö.: İş disipliniyle alakalı bir şey o. İşine sahip çıkıyorsun, bu da bunun bir parçası ve bunu yapman gerekiyorsa yapıyorsun. C.N.: 'Hikayeye hizmet ediyor mu?' sorusunun cevabı senin içinde 'Evet' ise, bunu yapıyorsun bir şekilde. SETE ÇIKMADAN DANS DERSİNE BAŞLADIM -Bestemsu Hanım'ın dans sahnelerinden de bahsetmek istiyorum. Hem oynadığınız dizide, hem bu filmde oryantal yeteneğinize şahit oluyoruz. Öncelikle iki projenin üst üste gelmesi tesadüf müydü? B.Ö.: Çok tesadüftü. Ben bir seneyi aşkın süredir bir pavyon işinde yer almak istiyordum. Hep bir zengin kadın, hep böyle cici bici bir şey, hep aynı tarzda ilerledim son 3-4 senedir, öyle denk geldi. İyi ki de oynadım, o yüzden değil ama artık kendimi geliştireceğim bir şey istiyordum. Üstüne kralı geldi, direkt pavyon hikayesi geldi. Ondan 10-15 gün sonra da İnci Taneleri'yle anlaştım. O kadar açıkmış ki dilek kapılarım ardına kadar açıkmış. Hepsi oldu istediğimin. Bir de İnci Taneleri çok istediğim bir işti. Bu işte de dansözü duydum, 'Ne olur başkasıyla görüşüyorlarsa lütfen görüşmesinler ben her türlü tamamım' dedim. Hemen dans hocası, sete çıkmadan hemen dans dersine başladım. DANS ETMEK DÜNYANIN EN ZOR İŞLERİNDEN BİRİ -Peki, dans için eğitim alırken 'Ben bunun için yaratılmışım' gibi bir yetenek mi çıktı ortaya, yoksa zorlandınız mı? B.Ö.: Çok zorlanmadım enteresan bir şekilde. Hatta goygoyunu da yaptık. 'Ben buradan acaba bunu sürdürsem, işte gitsem belirli mekanlarda acaba sanatımı icra mı etsem' falan diye bence çok keyifli bir iş çünkü (gülüyor). C.N.: Gerçekten bir de zor da bir iş. Dans etmek hakikaten zor bir iş. Gerçekten dünyanın en zor işlerinden biri. B.Ö.: İnanılmaz zor oryantal dans. İki hareketi öğrenmem 5 ders falan sürdü. Ki hocam 'Çok esnek fiziğin, öğrenmeye çok açıksın' dedi. Evde sürekli çalışıyorum, ziller aldım, ayakkabı aldım. Evde sürekli pratik yapan bir kız çocuğuna dönüştüm ben. Çok zor, inanılmaz saygı duyuyorum. Gördüğün şey, 'Aman, ben de yaparım' gibi bir şey ama alakası yokmuş. -Bu bir komedi filmi. Sanki komedi filmlerini iyi yapıyoruz, pek de ilgi duyuyoruz. Katılıyor musunuz? B.Ö.: Biz komedide çok iyiyiz. Dramda da iyiyiz. Aksiyonu biraz tartışırım belki. C.N.: O da teknikle ilgili. B.Ö.: Teknik teknik, senaryosal değil ama teknikte bir tık daha gelişmemiz gerekiyor ama komedi ve dramda gerçekten iyiyiz. Bu kadar nasıl satacağız yoksa dünyaya. -Filmde bir yalan üzerine kurulu bir örgü var. Yalanlar, onun peşinden gelen olaylar silsilesi… Yalana bakış açınızı merak ediyorum. Küçük yalanlar var mıdır sizin hayatınızda da? C.N.: Yalanına göre. o yalan eğer insanların hayatını çok olumsuz yönde etkileyecek, gerçekten bedbaht edecek bir yalansa bir saniye düşünmem çıkarırım. Ama o anda söylenmesi gereken ya da söyleyeni o anda mutlu edecek bir şeyse bunu bilsem de sesimi çıkarmam. Ama o saatten sonra o yalan söyleyen arkadaşın söylediklerini iki kere düşünürüm yani. Bir de bunun biraz yaşla da alakası var. Mesela 30'lu yaşlarımda bunu böyle tekamülle söyleyemezdim ama 46 olduktan sonra daha az insan oluyor hayatında. Herkesin bir kusuru var bu hayatta, yani bunu bir alışkanlık haline getirmediyse, anlatabilir muyum? Çünkü mesela ben bunu yaşadım hayatımda. Çok çok konuşan bir arkadaşımız var bizim. Yıllar önce benim anlattığım bir anıyı, benim anlattığımı unutup bir sene sonra kendi yaşamış gibi anlattı bana. Ondan sonra o arkadaş konuşurken temkinli oldum. YALAN KARŞISINDA GÜVENİM HEMEN SIFIRLANIR -Güven zedeleyici bir şey olduğu için tabii… B.Ö.: Ama yalan çok öyle bir şey. Güveni hemen sıfırlayan bir şey bence yalan. Benim için büyük küçük fark etmiyor mesela güven konusunda. Güvenim hemen sıfırlanır ama hayatından çıkarmak benim için de öyle yalanına göre değişir. Tabii ki çok büyük bir zarar veriyorsa bana ve başka birine farklı. C.N.: Ben birazcık unutkan bir kişiyim mesela bir yere gitmem gerekiyor uyuyor oluyorum o ara. Telefonda arıyor görünce diyorum ki, 'Allah'ım ben oraya gidecektim' filan. Ben öğleden sonra 4 sesiyle açıp, 'Ağabey çıktım yoldayım ben zaten ama azıcık trafik var' diyorum. B.Ö.: Geç kalmalarımda benim de var yalanlarım. Ama bunu artık yapmıyorum. Arkadaşlarım bana en son şey dedi, 'Beste lütfen dürüst ol, geleceğin gerçek saati bilelim.' Çünkü benim geç kalmalarım çok meşhurdur. Artık şey diyorum, 'Çıkamadım, özür dilerim' ve çok daha sakin ilerliyor ilişkimiz mesela. Aslında dürüstlüğün ekmeği daha büyük. -Filmde bir de aşk üzerine sahneler var sanıyorum. Aşk için biraz yalan söyleme durumları yaşanıyor… B.Ö.: Var ama benim karakterim biraz karaktersiz. Hayatımda bu kadar yalancı, bu kadar bencil, bu kadar çıkarcı insan profili zor görmüşümdür. BİR TIK ONA BENZEMEYİ O KADAR İSTERDİM Kİ… -Siz karakterinizle karşılaşsanız herhalde arkanıza dönüp kaçarsınız. B.Ö.: Alakamız yok. Ben hiçbir zaman beynimle o kadar hareket edemedim. Keşke biraz edebilsem. O sadece beyniyle hareket edebilen bir abla. Sıfır duygu. Ben de tam tersiyim. Ablanın 20 hamlesi falan hazır çünkü. O daha ilkini yaparken 20.'yi bilerek yapıyor. Mümkün değil benim öyle biri olmam. En iyi özelliği bencilliği. Muhteşem bir özellik. Bir tık ya bir tık ona benzemeyi o kadar isterdim ki… -O zaman siz duygularınızla daha çok hareket ediyorsunuz? B.Ö.: Ben fazla duygularımla hareket ediyorum. Allah'ın bana beyin verdiğini unuttuğum anlar var benim. Arada 'Bak Beste'ciğim, mantık. Bu da hayatın bir parçası, kullanman gereken bir alanı' gibi. O bende daha işlemedi. İnşallah ilerleyen yaşımla beraber onu da bir ara halledeceğim diye umut ediyorum. C.N.: Benim durumlar ve koşullar karşısında çok değişiyor o hal. Ne demişler, 'Aşk başa gelince akıl seyahate çıkar.' Öyle bir durum oluyor. AŞK İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM, GÖZÜM KARARIR -Aşk için yaptığınız en büyük çılgınlık ne oldu bugüne kadar? B.Ö.: Ben aşık olma duygusunu seviyorum. C.N.: Bir delirme hali o zaten. B.Ö.: Yaptığın her şey zaten çok ekstrem oluyor bence. Hiç uyumadan bir sürü şey yapmaya çalışıyorsun. Sırf onunla olmak için onu görmek için falan o kıymetli bir duygu. Çok da artık bulunan bir duygu değil çok nadir bulunan bir duygu. O yüzden ekstra kıymetli. Ve hani her şeyi yaparım ben. Her şeyi. Gözüm kararır benim. C.N.: Ben mesela onunla buluşmak için Beşiktaş maçına gitmemiştim. Öyle bir şey yapmıştım yani. Sonra Beşiktaş da yenildi ben de yenildim (gülüyor). B.Ö.: Yapılır ya, aşk için yaparsın her şeyi. -Yapar mısın gerçekten? B.Ö.: Yaparım, yaparım. Her şeyi yaparım. Yapılmalı da bence. Hesap kitap girmez yani o duygular varken bir şey hesaplayamazsın. Neyse yaşarsın, he olmuyorsa sonucunda olmuyordur yapacak bir şey yoktur. Ben kendi adıma, kendim için de bunu yapmalıyım. Beni o besliyor. Oraya verdiğim emek, çaba, o beni çok çok besleyen bir şey yani. Ve dünyanın en güzel duygusu bence dünyaya bunun için gelmişiz. Para ıvır zıvır değil motivasyonum benim. Kimsenin değil bence bu arada. Herkes bir noktada aşkı arıyor. Bu kadar sosyal medyası ıvırı zıvırı evet çok dejenere olduk belli konularda ama yine de herkes bunu arıyor. Herkes sevmeyi sevilmeyi arıyor, her konuda. O yüzden onu arada unutuyoruz ama benim için hep beyz o, benim önceliğim o. KISA SORULAR -Hayatınızdan neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsünüz? B.Ö.: Aşk. C.N.: Aile diyebilirim. -Çevrenizden kendiniz hakkında en sık duyduğunuz şikâyet nedir? C.N. : Ürkerler biraz benden, öyle çok fazla şikayet duyamıyoruz. B.Ö.: Benim nezaketim sinir bozuyor bazen. C.N.: Sen çok kibar insansın hakikaten… B.Ö.: Evet, bazen fazla geliyor. Zor geliyor insanlara. -Takıntı derecesinde bir huyunuz, bir özelliğiniz var mı? C.N.: Beşiktaş. B.Ö.: Benim hayvanlar galiba. -Ağzınıza asla sürmediğiniz, 'kokusuna bile tahammül edemem' dediğiniz bir yiyecek var mı? B.Ö.: Sarımsak. Sarımsağa alerjim var benim o yüzden. C.N.: Kabak benim de ya. Kabaktan niyeyse çok haz etmiyorum. -Kıskanç biri misiniz? C.N.: Evet. B.Ö.: Hayır. -Cimri biri misiniz? C.N.: Hiç değilim. B.Ö.: Hiç değilim. -En çok neye para harcarsınız? C.N.: Arkadaşlarıma. B.Ö.: Ben de hayatımdaki insanlara.