-Nasılsın, nasıl gidiyor hayat?
Çok iyiyim. Güzel gidiyor, yoğun. Biraz da zorlu. Kış ilk oraya geliyor, rüzgarı karı bitmiyor. Ama harekette bereket vardır ben mutluyum.
KENDİMİ BİLDİM BİLELİ OYUNCU OLMAK İSTİYORUM
-Diziden ve projelerinden bahsedeceğiz elbette ama öncesinde biraz seni tanımak isterim. Ekonomi okuyup yolun nasıl oyunculukla kesişti bahseder misin?
Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyordum. Hafta sonları bizi sinemaya götürürdü anneannem. Ben daha o zamandan istedim bunu yapmak. "Ne güzel iş" dedim. O dünyada başka birini canlandırıyorsun falan o fikir çok hoşuma gitmişti muhtemelen küçük bir çocukken. Ama ondan sonra eğitim hayatın öyle ilerlemiyor, aileler genelde bir altın bileziğin olsun istiyorlar. O yüzden ben de üniversiteye gittim. O zaman da "sen üniversiteyi oku, Müjdat Gezen'in kurslarından seçiyorlar zaten dizilere" demişti babam, çok biliyormuş gibi (gülüyor). Asla öyle bir şey yok. O yüzden ben fen-matematik okuduğum için Ekonomi seçtim yoksa hiç alakam yok. Paramın hesabını hiç yapamam hep annem ilgilenir (gülüyor). Sonra kursa gittim. Kursta tanıştığım bir hocam "Sen konservatuvarı denesene" dedi. Müjdat Gezen'e gittim, yetenek sınavına girdim, oldu. Şanslıydım, çünkü iyi değildim. Tamamen şans. Niye aldılar hala bilmiyorum (gülüyor).