-Platoya ilk girdiğimde dedim ki, "Ne kadar gösterişli bir yer." Sen ne hissetmiştin?
Öyle oldu. Bir de zor bir sahneyle başlamıştım ben. Hatırlıyorum çok uzun saatler çalıştığım bir gündü, stok yoktu çok o ara. 200 kişi falan vardı. Alevler, atlar, tavuklar, kaçanlar, koşanlar… Yangın yeri gibi olur genelde bizim böyle büyük sahnelerimiz. "Neredeyim, ne oluyor?" dediğimi hatırlıyorum. Sonra "Tamam" dedim. Her şey kontrol altında başlayabilirsin. Alıştıktan sonra artık o sizin için normal bir gün oluyor yani.
-Diziye katılan her oyuncunun eğitimden geçtiğini biliyoruz ama sorayım; at binme, kılıç kullanma, ok atma gibi pek çok aksiyon dolu sahneler izliyoruz. Öncesinde bu kadar iyi biliyor muydun, deneyimin var mıydı?
Vardı, "Muhteşem Yüzyıl" vardı. Ama bizim orada durumlar bu kadar değil yani. Buraya gelince "Bilmiyormuşum" dedim. Ben biraz hızlı dahil olmuştum yıllar önce bu projeye. Bir gün İzmir'de oturuyordum bir arkadaşımın orada. "İki gün gidelim hadi İzmir havası alalım" demişken hop ertesi sabah bilet. "Gelmen lazım. Bir rol var bak sen ol, hadi gel" vs. derken sabah geldim görüştüm ertesi gün setteydim. Dolayısıyla eğitime gideyim vs. gibi bir vaktim olmadı. Süreç içinde yavaş yavaş dizi akarken bir yandan gidip öğrenmeye devam ettim. Aşinaydım ama biraz iş üstünde, sette öğrendim desem daha yeridir yani.
ROLLERİ HEP KENDİMDEN UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞIRIM
-Cerkutay ilk izlediğimizden bugüne büyük bir dönüşüm geçirmiş bir karakter. Çağrı olarak ona neler kattın, karakterinin sürecini nasıl anlatırsın?
Aslında bakarsan elinde çok fazla done olmuyor, zamanla öğrendiğin şeyler. Drama dediğin şey seni bir sahnede bir durumla baş başa bırakır bu baş başa kaldığın şeye karakterinin perspektifinden nasıl baktığını düşünmeye başlarsın. Ben oyuncu olarak, bir rol ban ne kadar yakınsa oynamanın o kadar zor olacağını, bir sonraki rolde kendi malzemeni tüketeceğini ve elinde bir şey kalmayacağını düşündüğüm için ben hep kendimden uzaklaştırmaya çalışırım rolleri. Yani orada uzakta bir yerde inşa edip sonra onu bir kukla gibi oynatmak gibi diyelim. Böyle inanıyorum ve böyle yapmaya çalışıyorum. Birçok şeye aynı tepkiyi vermezdik ama tabii elbet sonuçta üstümüze giydiğimiz şeyler aynı dolayısıyla benzer yanlarımız var.