YAĞMUR İLE GÜZEL BİR ENERJİMİZ VAR, KAFA DENGİYİZ
-Partnerin Yağmur'la da çok yakıştırılıyorsun. Nasıl bir uyum yakaladınız sence?
İkili ilişki, samimiyet, insanların birbirini sevmesi ve onun da öyle bir insan olduğunu düşünüyorum. Anlaşamayacağım insan yok. Bende biraz inatçılık da var. Mesela Yasemin herkesle konuşmaz, benimle konuşur, ben onu kırarım. Bende öyle bir özellik var. Çünkü imkansız diye bir şey yok. Sen ters bir insansan bunun da psikolojide bir karşılığı var. Ben de sana senin dilinle yaklaşırım ve sen benimle konuşursun. Öyle bir şeye de çok gerek kalmadı zaten Yağmur ile. Güzel bir enerjimiz var, kafa dengiyiz. Eğlenceli, ben de eğlenceliyim. Anlaşmamak mümkün değil ki. E anlaşınca samimiyet oluyor, samimiyet olunca enerji oluyor. O enerji senin işine de yansıyor, kameraya da yansıyor, sohbetine muhabbetine yansıyor. Her şeyine yansıyor.
-Sahnenin olmadığı zamanlarda sette vaktini nasıl geçirirsin, neler yaparsın?
Dinlenirim. Bir sonraki sahnelere bakarım. Biraz yalnız kalmaya çalışırım. Çok boşluğumuz olmuyor zaten. Bu sezon zaten Baran-Dilan senaryoda çok yoğunlaştı. O boşluklarda da zor, duygusu yoğun sahneler varsa onlara odaklanmaya çalışıyorum.
-Peki, repo günlerini nasıl değerlendirirsin?
Bizde senaryolar 5 bölüm 5 bölüm geliyor. Baştan sonra bütün hikayeyi okuyorum. Öncelikle gidişatı takip etmek için. Hepsini kuruyorum kafamda. Onun dışında dinleniyorum, geziyorum, ailemle eşimle vakit geçiriyorum.
-Sosyal medyada inanılmaz bir kitlen var. Nasıl dönüşler alıyorsun?
Çok şükür. Oyuncu ekibimiz olsun, yapım ekibimiz olsun, senaryo ekibimiz olsun, herkes çok büyük bir özveri ile çalışıyor. Bizim yapım ekibimiz çalıştığımız insanların karakterlerine çok önem veriyorlar işe alırken. Ondan kaynaklı biraz, güzel insanlarla çalışıyoruz. Emek varsa başarı kaçınılmazdır.
-Hayatımıza çok hızlı girdin, bir anda ismini pek çok insan bilir oldu. Bu hızlı şöhretin seni korkuttuğu oldu mu?
Hiçbir zaman ben çok tanınıyorum şeyine girmedim, hiçbir zaman da bunun hesabını yapmadım. Ben, ben olarak yaşamaya devam ediyorum. Sadece her sürecin, her yaşantının bir normali vardır. Bu da bu hayatın normali. O yüzden normal karşılamak lazım. Bu benim için korkutucu bir şey değil, sadece sorumluluk isteyen bir şey. Korktuğum şey o sorumluluğu yerine getirememek olur.