TRABZONDA BÜYÜDÜĞÜM İÇİN MESUDUM
-Oyunculuktan ve diziden bahsedeceğiz. Öncesinde kısaca çocukluk anılarınızı dinlemek isterim… Şöyle bir düşündüğünüz zaman, çocukluğunuza dair nasıl anılara sahipsiniz? O anılarda mutluluk mu dolu, hüzün mü?
Keyifli de var, hüzünlü de var. Canımı sıkan şey de çok olmuştur. Hepimizin vardır, reddedebileceğimiz bir şey değildir. Çocukluğum Trabzon'da geçti. 19 yaşıma kadar Trabzon'da yaşadım. Yeşili bol, yokuşları dik, iklimi keskin, yağışı bol. İnsan yaşadığı yere göre şekillenir. Ben çok mesudum açıkçası Trabzon'da büyüdüğüm için. Sabah kahvaltısını karayemiş ağacının tepesinde yapan bir çocuktum köyde kaldığımız zamanlarda. Sonra 1 sene Erzurum'da oyunculuk okudum 19 yaşımda. Sonra Ankara'ya gitmeye karar verdim. Tekrar sınava girdim, Bilkent oyunculuk kazandım. 4 sene daha okudum ve mezun oldum.
-Yani hep oyunculuk üzerine okudunuz… Ne zaman başladı bu heves peki?
Annem küçükken bizi hep Trabzon Devlet Tiyatrosu'na götürüyordu. Orada böyle oyunları izlerken gördüğüm insanlarla özdeşleştiriyordum kendimi. Hoşuma gitmeye başladı bu iş. Burada mutlu olabileceğimi, becerebileceğimi düşündüm. Bunu tercih ettim. Fena da gitmedi. Günümüzde çok öyle işlemiyor gerçi de biz ortalama tipler, kahverengi gözlü kumral tipler biraz okumak tırmalamak zorundayız. Öyle armut piş ağzıma düş olmuyor.