ALPER KUL
Temel Sümela'nın Şifresi Yeniden filmimiz vizyonda... Serinin üçüncü filmi. Sümela'nın Şifresi, Moskova'nın Şifresi'nden sonra Barcelona'nın Şifresi yapacaktık. Onu yapamadık. Yılmaz Okumuş başka bir iş yazdığını söyledi. Temel ve Dursun üzerinden gelişen bir hikâye. Sözlü edebiyatın çok önemli unsuru fıkralar. Mizah dilini Karadeniz bölgesinden Temel üzerinden anlatmışlar yüzyıllardır. Yeni jenerasyon buraya çok hakim değil. Bunun altını çizelim, geleneksel kodlarımızı ön plana çıkaralım, yeni nesli temel ile tanıştıralım istedik. O yüzden Temel'i ayrı bir önemsiyorum, oynamaktan keyif alıyorum.
Trabzon ve Batum'da çektik. Filmdeki partnerim Öykü Gürman Trabzonlu. Fadime'yi oynuyor. Babamı oynayan Salih abi (Kalyon) de Trabzonlu. Sen Anlat Karadeniz dizisi çektiği için Öykü, bizi iyi gezdirdi. Batum çekimlerimiz bir hafta sürdü.
Babamla ticaret yaptığımız bir dönem oldu. Otobüsçülükten züccaciyeye at çiftliğinden otelciliğe batmadığımız iş kalmadı. Hiçbir krizi es geçmedi. Hepsinden de tatlı tatlı çıkmayı başardık. Sağlam bir ailen varsa sırtın yere gelmiyor. Ergenlik zamanımda hep inişli çıkışlı ekonomik gidişatımız vardı. Bata çıka büyüdük.
AREL MİTOLOJİYE ÇOK DÜŞKÜN
Her şeyi kontrol etme isteği var bende. Pandemide öleceğimi düşündüm. 2 kere vasiyet yazdım ağlaya ağlaya. Ne kadar aşı çıktıysa oldum.
Çocuk oyunu yönetiyorum. Kadife Tavşan 23 Şubat'ta sahnelenecek. Sevinç Erbulak'la beraber yönetiyoruz. Yosi Mizrahi, Aslı Tandoğan ve 6 öğrencim oynuyor. Güzel bir iş oldu.
İki oğlum var. Biri 6 diğeri 11 yaşında. Onlarla oyun oynamayı çok seviyorum. Çocuklar için Anadolu Medeniyetleri yazmaya başladım. Hititleri yazdım, Frigler geliyor. Büyük oğlum Arel, mitolojiye çok düşkün, antik kentlere gittiğimizde anlatıyor bize neler yaşandığını.
Oyuncu olmalarını istemem, şu an ilgileri yok zaten ama illa olmak isterlerse hayır demem zaten. Yine de bu sektörde olacaksa farklı bir birimde olsun isterim, yönetmenlik olsun sanat yönetmenliği olsun tercih ederim.
EMİNE ÜN
UYGURLAR BANA OKUL OLDU
2001'de tiyatroya başladım. Tiyatro oyuncusu değilim, korkularım varken kendimi sahnede buldum. Çok güzel heyecanla başlamıştım. Son 8 yıldır aralıksız tiyatro yapıyorum. Süheyl - Behzat Uygur Tiyatrosu okul oldu benim için. Marko Paşa ve Süt Kardeşler oyunlarıyla yüzlerce oyun oynadık. Tiyatro aşığı iki insandan çok şey öğrendim. Her oyuncuya nasip olmayan şeyler yaşadım, turneler yaptık. Bir ay evde olmadığım zamanlar oldu. Çok şanslıydım. Dizi sebebiyle o ekipten ayrıldım ama kapılarının hep açık olduğunu biliyorum.
Son iki senedir Ruhi Sarı ile birlikte Başka Sen Yok ki adlı oyunla sahneye çıkıyoruz. Boşta kalmayı hiç sevmiyorum. Farklı rollerde oynamayı çok istiyorum. Dönem dizisinde Halime Sultan'ı oynadım ilk kez. Tarihte yaşamış birini oynamak çok güzelmiş.
Kızım Duru 20 yaşında. İyi bir anne kız ilişkimiz var. Hep olgun bir çocuktu. Artık arkadaş gibi olduk. Abla kız gibi geziyorsunuz diyorlar bize. Duru yurtdışında üniversite okuyor. Londra'da Dijital Medya okuyor. Adına tiyatrosu var, çok şanslı o anlamda. Oyunculuk konusunda çok teklifler geldi ama hiç düşünmedi. Babası zaten hoca, oyunculuk isterse eğitim alabilir. Meslek tabi ki zor, üzülmesini mutsuz olmasını istemem. Nerede mutlu olacaksa onu yapsın.
EYLÜL TUMBAR
OYUNCU OLMAYAN BİRİYLE ANLAŞMAK ZOR
Bir Ömrün Sonbaharı filmimiz vizyonda. İlk sinema filmim. Çok naif bir aşk hikâyesi. Eski Yeşilçam aşklarını da anımsatıyor. İçimizi kıpır kıpır edecek gençlik aşkı diyebilirim. Kendimi çok eleştiririm sadece kendimi değil her izlediğimi eleştiririm. Annemle film izlerken çok konuşurduk. Film izlerken yorum yapmayı severim. Kendimi beyazperde de görünce ağlamaya başladım. Çok etkilendim. Aslında alışkınım ama ilk defa o kadar büyük ekranda beyazperdede olmasından dolayı ağlamaya başladım. İlk yarıda ben ikinci yarıda Yiğit'i ağlarken gördüm.
Zeynep birini seversem kaybederim diye korkuyor. Çünkü hayatında en sevdiği kişi babasını kaybetmiş. Onun ölümünden de kendisini suçluyor. Hepimizin olduğu kadar benimde travmalarım var. Ben hallederim huyum var, kimseye ihtiyacım yok düşüncesinden hareketle.
Zeynep yaşadığı şeyin aşk olup olmadığını bilmiyor. Sadece iyi hissediyor. Kendinden başkasını daha çok düşünmek değildir bence aşk.
Üniversiteyi İzmir'de okudum ama sektör İstanbul'da. Eğitim için İzmir'den İstanbul'a gidip geliyordum. Hatta 18 yaş altının sokağa velisiz çıkması yasaktı o pandemi döneminde. Babamla gidip geliyordum o yüzden. 8 ay boyunca, haftada 3 gün. Çeşmeden İstanbul'a gidip geldim. Moralim her bozulduğunda bugün, ne yaptığını nerelerden geçtiğini hatırla diyerek motive ediyorum kendimi.
İlk işim için 5 ay eğitim aldım. Dijital platformda yer almıştı. Bu kadar büyük etki beklemiyordum açıkçası. İlk işimle beraber dünyaya açıldım. İlk işimi izlediğim anı çok iyi hatırlıyorum. O işin tanıtımını hayranı olduğum oyuncularla beraber izleyince, o anda anladım güzel ve büyük bir iş yaptığımı. İlk işimde bu kadar büyük ve olumlu geri dönüş alınca çok hoş gitti ve üstüne koyarak ilerlemeye devam ettim. O takdiri görmek beni bu işe daha çok bağladı. Bana 'Bambi' diyorlardı. Çizgi film karakteri gibi.
İyi bir dinleyiciyimdir. Arkadaşlarım hep benden fikir alır.
Oyuncu olmayan biriyle anlaşmak zor. Oyuncuyla çok rahat şekilde anlaşıyorum. O yüzden erkek arkadaşım da beni çok iyi anlıyor bende onu çok iyi anlıyorum. Sürekli dizi sinema konuşuyoruz. Enes'le aynı projedeyken, iyi vakit geçiriyorduk, set olmadığı zamanlarda da birbirimizi görmek istiyorduk, sonra iş arkadaşlığı ilişkiye dönüştü. Sürekli birlikte vakit geçirmek çok güzel.
Sosyal medyadan kaçamıyoruz ama uzak kalmaya çalışıyorum. Ayak uydurmazsak da gerisinde kalıyoruz. Seyircilerin yorumunu oradan görüyoruz, ilk etkileşim oradan geliyor.
BİLAL YİĞİT KOÇAK
ŞÖHRET BANA BOCALAMA YAŞATMADI
İlk sinema filmimdi, şahane bir tecrübeydi. Kendimi beyazperdede görmek müthiş bir deneyimdi. Eski usul bir aşk hikâyesi. İstanbul, İzmir, Ankara gezerek çektik.
Çok kısa sürede çektik. Ama hazırlanma süremiz biraz uzun oldu dizilere göre. Kardeşlerim dizisinde 4 sezon boyunca yoğun tempoda çalışan biri olarak sinema seti müthiş bir konfor. Dizi setlerindeki kaosun tadı da başka bir oyuncu için.
Eylül'le ortak dili çabuk yakaladık. Sete çıktığımızda her şey hazırdı.
Kardeşlerim dizisinin dünyaya açılması bizim için büyük sürpriz oldu. 130'dan fazla ülkeye yayıldı. Gidene kadar da inanmıyordum aslında. Bizden bir hikâye olduğu için oralarda karşılık bulur mu diye düşündüm. İspanya'daki bir insan bizim diyaloglarla nasıl empati kursun diyordum ki gidince anladım. Oluyormuş, epey izleniyormuş orada. Büyük ilgiyle karşılandık. Farklı dilden insanlarla ortak duyguyu paylaşmak çok iyi hissettirdi. Ömer diye sesleniyorlardı. Çok mutluluk verince.
Bana çok güzel bir kapı açtı Kardeşlerim. Tanınma süreci de benim için çok güzel oldu. Dizideki karakterim ailenin iyi çocuğuydu, herkesin sempati beslediği bir karakterdi. İlk ünlü olduğumu sokaktan birinin bana ayakkabı almaya çalıştığında anladım. Dizide oynadığım karakterin ayakkabısının altı delikti.
Şöhret bana bocalama yaşatmadı. Çok sosyal olan dışarı çıkan biri değilim. Hâlâ eski usul bildiğim yoldan devam ediyorum. Samsun'da büyüdüğüm için çok şanslı hissediyorum kendimi, iyi ki orada büyümüşüm, İstanbul'da büyümemişim. Çocukluk arkadaşlarımla hâlâ görüşüyorum, yine en mutlu olduğum yer onlarla olduğum anlar.
Ekonomi okuyordum aklımda hep oyunculuk vardı. Konservatuvara tiyatro bölümüne geçtim. 2 senemi bitirdim, sonra Kardeşlerim başladı. Devam edemedim, inşallah bitireceğim.