Futbolda kadın figürü denince akla gelen, vizyonuyla, başarılarıyla iz bırakan Kadın A Milli Takımı Teknik Direktörü, antrenör eğitmeni Necla Güngör Kıragası ile güneşli bir haziran günü Mandarin Oriental Istanbul Otel'de bir araya geldik. Futbola girdiği 2009 yılından bu yana kadınların bu sporda gelişmesi, örnek sporcu olması için önemli çalışmalar yapan Necla Hoca, Kadınlar Ligi'nin şu an geldiği noktadan çok mutlu olduğunu belirtiyor ancak henüz hikayenin yeni yazılmaya başlandığını ve kadın futbolunun daha iyi yerlere geleceğini ekliyor. Necla Güngör ile futbol dünyasını masaya yatırdık.
- Futbol topu ilk nasıl tanıştınız?
- Çok hareketli bir çocuk olduğum için annem beni spora yönlendirdi. Babam da uzun yol şoförü idi ve onu çok az görüyordum. Eve geldiğinde de halı saha maçlarına giderdi. Babamla iletişim yolunun futbol olduğunu keşfettim. Sekiz yaşlarında halı saha maçlarına gitmeye başladım. Aynı zamanda dayım ve amcamların da bir arada olduğu kalabalık bir ailede büyüdüm. Herkes fanatik derecede futbol tutkunuydu. Babam Beşiktaşlı, onlar Fenerli. Evde maç izlerken televizyon filan kırıldığını biliyorum. Bir gün yine bir halı saha maçında bir oyuncu eksikti, ben de oyuncu olarak 12 yaşında maça girdim. Hikayem böyle başladı.
- Aileniz destekledi ama profesyonel olarak futbol oynamadınız di mi?
- Babam çok destek oluyordu futbol oynamama. Ben de aktif olarak başlayacaktım ki, Türkiye'de kadın futbol takımları kapandı. O zaman futbolla tanışsaydım yolum nasıl giderdi bilmiyorum. Hentbol oynuyordum ve Hacettepe Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği'ni kazandım. Üniversitede okurken Ersun Yanal Hoca ile yollarım kesişti ve profesyonel olarak futbol dünyasına girdim.
- Biraz açar mısınız?
- Üniversiteden iki arkadaşım Tolga Demirtaş ile Cengiz Demirel 2000 yılında, Ersun Yanal'ın yanında Ankaragücü'ndeydi. Ersun Yanal arkadaşlarıma diyor ki, "Hareket eğitimi, koordinasyonda uzmanlaşabilecek ve takıma antrenman yaptırabilecek bir kadın antrenör arıyorum" Arkadaşlarım da "Necla sen gelir misin? Futbolu da seviyorsun" deyince hemen gittim. Futbol içimde ukde kalmıştı hemen görüşmeye gittik.
- O zamanlar Türkiye'de bir futbol kulübünde kadın antrenör yok.
- Tabii ki yok ama Avrupa'da var. Ben Ankara'da yaşıyorum ve kulüp evimin sokağındaydı. Ankaragücü'nün tesislerine girdiğim an büyülendim. 20 yaşındaydım, Ersun Hoca ve ekibiyle özel çalışma programlarıyla bir hafta sonra koordinasyon uzmanı olarak işe başladım.
'KADIN UĞURSUZLUK GETİRİR'
- 2000'li yılların başında, 20 yaşında erkek egemen sporun içine bir ilk kez bir kadın giriyor. "Kadın ne anlar futboldan!" ön yargılarının en çok hissedildiği o yıllar nasıl geçti?
- İlk idmana çıktığımda tarihi bir hata yaptım, şort giydim. (Gülüşmeler) Dizlerimin titremesini herkes gördü. Süper Lig'de oynayan futbolcular var karşımda. Ersun Hoca'nın tavrı çok kıymetli olduğu için çok olumsuz şeyler yaşamadım. Ama şunları duydum, "Kadın gelmiş bize futbolla ilgili ne anlatacak! Hoca sen futbol oynadın mı? Topa vurmayı biliyor musun? Gemiye kadın alınır mı? Uğursuzluk getirir!" Ardından takım çok iyi gitti Vestel Manisa'da takımın uğuru oldum. Ama işler kötü gidince hemen "Gemiye kadın aldın, böyle oldu!" dendi.