Mevlüt Tezel / SABAH Önce filmi geriye saralım... 'Paramparça' dizisinde başrol oyuncuları Erkan Petekkaya ile Nurgün Yeşilçay arasında 'öpüşme' krizi yaşandığı basına yansımıştı. İki başrol oyuncusu senaryo gereği dudak dudağa öpüşecekti. Daha önce 'Dizilerde öpüşmem, sevişmem. O sahneleri Anadolu halkı da izliyor' diyen Petekkaya'nın buna karşı çıktığı, Yeşilçay'ın da 'Bu sahne şart' diye ısrar ettiği öne sürülmüştü. Bunun üzerine Petekkaya'nın, Yeşilçay'a 'Sen de ne meraklısın öpüşmeye' diye bağırdığı ve iki oyuncunun arasının açıldığı iddia edilmişti. Bunun üzerine Yeşilçay da diziden ayrılmıştı. BOMBAYI ATIP KAÇTI Petekkaya, geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda enteresan bir açıklama yaptı: 'Onun diziden gitmesinde hiç etkim yok. Öpüşme krizi vs. hepsi yalan, hedef şaşırtma. Gerçek o kadar kötü ki, anlatsam yer yerinden oynar. Ben bunu yapmam.' Petekkaya bu açıklamasıyla hayal gücümüzü zorlamamızı istiyor galiba. Zorlamaya gerek var mı? Alt tarafı dizide yaşanan bir tartışma, gerçek ne kadar kötü olabilir ki! Kaldı ki çok kötü bir şey olsun; yaşanmış bitmiş. Petekkaya zaten diziden ayrılma sebebi olarak ortaya atılan iddiada 'Ben Anadolu erkeğiyim' şovunu yapmış, onun için ortada bir sorun yok gibi gözüküyor. Bu gizemli açıklamayla Yeşilçay'ın kucağına bombayı bırakıp kaçmanın alemi ne? Hepsini geçtim, 'delikanlılığın defterini yazan' dizilerde oynamış Petekkaya'nın delikanlılığına yakışıyor mu dedikodu yapar gibi 'Anlatırsam olay olur' deyip sonra susmak ve bir kadın oyuncuyu zor durumda bırakmak. Bugün Dünya Kadınlar Günü, bu magazinsel çamur atma vakası da, kadınların sanat camiasında bile sorunlar yaşadığını görmemiz açısında ibretlik bir öykü aslında. Bu davada Nurgül'ün tarafındayım. Tüm iftiralara, çirkin dedikodulara rağmen dik dur Nurgül, eğilme!