"Güven Bana" filmi ile gündemde olan Cihangir Ceyhan, filmin mottosundan bahsetti. Oyuncu, "Şöyleyim değişmeliyim değil, insan değişmez dönüşürmüş. Kimse ona daha çok giderek o halini alırmış. Aslında olay biraz bu." dedi. Filme dahil olma sürecini ise şöyle anlattı: "Uzun zamandır, mesleğe başladığımdan beri okuduğum en keyifli metinlerden birisiydi. Bir de başrol olarak bana gelmesi ayrı bir gurur kaynağıydı. Ciddi söylüyorum, çok heyecanlanmıştım." İşte röportajın tüm detayları…
-"Güven Bana" filminin galasında bir araya geldik. Heyecan durumunuz nedir?
Bir sene oldu aslında biz filmi çekeli, geçtiğimiz yaz çekmiştik. Çektiğimiz sahneleri bildiğimiz için nasıl olduğunu çok merak ediyorum açıkçası.
-Senaryo ilk geldiğinde neler hissettiniz?
Çok kaliteli bir metin geldi. Karşı tarafa hem hikayeyi anlatabilen, hem güldürebilen bir yapısı vardı. Uzun zamandır, mesleğe başladığımdan beri okuduğum en keyifli metinlerden birisiydi. Bir de başrol olarak bana gelmesi ayrı bir gurur kaynağıydı. Ciddi söylüyorum, çok heyecanlanmıştım.
-Sizi bayadır aksiyon dolu bir işin içinde görmemiştik. Ekstra bir hazırlık süreciniz oldu mu?
İş ilk geldiğinde Selçuk hoca dedi ki; Özcan çok komik değil, iş çok komik. Diğer bazı kıskandığımız karakterler vardı içinde "Ya keşke şunu oynasam, bunu oynasam bu daha iyiymiş" gibi. Ama yönetmenin de bana set sonunda söylediği "Cihangir öyle düşünüyordun, şimdi ne düşünüyorsun?" dedim "Ağabey gerçekten ben de elimden geleni yaptım." Kamera arkasının da çok takdirini kazandı bu durum. "5 bekliyordun 10 aldın" dedi. O yüzden heyecanlıyım bakalım gerçekten bir komedi filminin parçası olabilmiş miyim?
-Sizin kadar Ufuk Bayraktar da çok sevilen bir oyuncu. Nasıl bir partner oldunuz? Komedi filmlerinin yeni aranan ikilisi diyebilir miyiz artık size?
Aslında şöyle; Pelin, Okan, Onur, Kıvanç, kadro baya geniş... Aslında esas oğlan diyebiliriz. Yani birazcık da hikayenin dış sesi olduğu için aslında başroller olarak birçok kişiyiz. Ekip olarak büyük bir komedi yarattık. Aslında ikimiz üzerinden değil ekipçe yaratılan bir komedi var burada.
İNSAN DEĞİŞMEZ, DÖNÜŞÜRMÜŞ
-Karakterin hangi yönlerini göreceğiz başka? Sadece güldürecek mi bizi?
Özcan'ın mottosu filmin de mottosu: İnsan değişmez, dönüşürmüş. Aslında her kimse giderek daha fazla o kişi olurmuş. Konuşulduğu zaman yuvarlak bir cümle ama film tam anlamıyla insanın kendisini değiştirmeyle alakalı hangi motivasyonu kendine empoze etmesi gerektiğini anlatan da bir şey. Şöyleyim değişmeliyim değil, insan değişmez dönüşürmüş. Kimse ona daha çok giderek o halini alırmış. Aslında olay biraz bu.
-Malum aksiyon ve komedi filmi, mutlaka unutulmaz bir set anısı yaşanmıştır diye düşünüyorum…
Aksiyondan ziyade fazla setup'lı bir cenaze sahnesi var. İnsanların cenazeyi gömmek için gittikleri köyde yolda bir mola verdikleri bir sahne. Gerçekten çekerken çok güldük. Birçok şeyde güldük aslında. Çok keyifli geçti bizim için, ciddi keyifli geçti.
GÜVEN ARTIK ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL
-Filmin adı da "Güven Bana"… Kolay güvenir misiniz merak ediyorum?
İnsanlarla alakalı güven duygusu bizde ne ifade ediyor… Artık çok önemli değil. Çünkü herkes kendi güvenli alanını kendi bildiği normlar üzerinden kurarak öyle bir hayat yaşıyoruz artık 2023 senesinde.
KISA SORULAR
-Hayatınızdan neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsünüz?
Merhamet duygusu.
-Çevrenizden kendiniz hakkında en sık duyduğunuz şikâyet nedir?
Biraz heyecanlı ve hareketli yaşıyorum hayatı. Yerimde duramayan bir tavrım var, aslında şu anda oturuyoruz çok da bunu belli eden bir hareketim yok ama bununla alakalı, biraz sakinleşmemle alakalı bir şeyler söyleniyor olabilir.
-Takıntı derecesinde bir huyunuz, bir özelliğiniz var mı?
Yok, öyle takıntılı olduğum, bana zarar verecek veya bir konuda gerçekten eleştiriye veya kötü bir vibe yaratacak bir şeyle alakalı böyle olmazsa olmazım diyebileceğim bir durum yok.
SALAK YERİNE KONULMAYA TAHAMMÜLÜM YOK
-"Asla tahammül edemem" dediğiniz o şey?
Salak yerine koyulmak, herkes gibi. İnsanın bildiği bir şey üzerinden aslında değilmişçesine karşılıklı bir spekülasyon yaşaması sıkıntılı bir şey.
-Ağzınıza asla sürmediğiniz, "kokusuna bile tahammül edemem" dediğiniz bir yiyecek var mı?
Kızarmış karnabahar. Denemedim ama kokusuyla alakalı.
-Kıskanç biri misiniz?
Yok.
-Cimri biri misiniz?
Tutumlu biriyim.
-En çok neye para harcarsınız?
Yaşamaya. Sevdiklerime. Yemeye içmeye.
HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI…
-"Hayatımın dönüm noktası şudur" dediğiniz bir olay yaşadınız mı?
Hayatımda çok grift şeyler yaşadım. Bazen hissiyat olarak içinde bulunduğum durumun enerjisi belki onu söylese bile daha sonra yaşadığım şeyde şunun muhakemesini yapıyorum tabii; bu ondan daha fena, daha heyecanlı gibi. Hayatımın dönüm noktası aslında birazcık şöyle söyleyebilirim, yuvarlak da bir cevap ama bu; yapmak istediğim şeylerle alakalı yapmaya devam etme motivasyonunu bir şekilde kendime yüklemem.