Uğur YILDIRIM Myanmar Ordusu'nun 25 Ağustos'ta Arakan Müslüman sivillere yönelik başlattığı şiddet dalgasının ardından bugüne kadar 500 bini aşkın Arakanlı Müslüman Bangladeş'in Cox's Bazar bölgesinde bulunan kamplara geçti. En az 3 bin Arakanlı Müslüman, Myanmar Ordusu ve Budist çeteler tarafından öldürüldü. Canlarını kurtarmak için yollara düşen Arakanlı Müslümanlar, aç ve susuz günler süren yolculukların ardından dağlık bölgeleri, Naf Nehri ya da Hint Okyanusu'nu aşarak Bangladeş'e geçmeye devam ediyor. UNICEF'in raporuna göre Bangladeş'e sığınanların 250 binden fazlası çocuk. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) son yayımladığı uydu görüntülerine göreyse, bugüne kadar Arakan'daki 214 Müslüman köyünün tamamına yakını yakıldı. Uluslararası insan hakları kuruluşlarının tanık ifadeleri, saha videoları ve uydu görüntülerine dayandırdıkları tespitler, bu köylerin Myanmar Ordusu, Budist milliyetçiler tarafından kundaklandığını gösteriyor. Son yılların en büyük etnik temizliği ile karşı karşıya olan Arakanlı Müslümanlar hayatta kalmak için Bangladeş'e yürüyor. Hastaları, yaralıları, çocukları ve omuzlarına attıkları sırıkların ucuna bağladıkları umutlarla... Bazı acıların tarifi olmaz, öylece derinden yaşanır. Bazen çaresizliği anlatmaya kelimeler yetmez, sadece yaşayan bilir. Sessizlik korkutucudur. Bazı kişilerin yaşadıklarını anlamak için onları dinlemek gerekmez, gözlerine bakmak yeterlidir. KEÇİLERİ BU ZALİMLERE BIRAKMAYIZ Evi köyü yakılmış Arakanlılar gördüm. Eşi, çocuğu öldürülen Arakanlılar gördüm. Günlerce, haftalarca çamur içinde yürüyen Arakanlılar gördüm. Omuzuna attığı sırık ile 60 kilometreyi 15 günde yürüyerek Bangladeş'e ulaşan bir Arakanlının sırıklarların ucunda taşıdığı çuvalların içinde ne var diye merak etmiştim. 'Tüm servetim bu çuvalların içinde' demişti. Birlikte çuvalları açtık. İçinden ne mi çıktı? Kap kacak, pirinç ve patates. Hepsi bu. Bir de kaçarken yanlarına besledikleri hayvanları alanlar var. Bana 'Bu keçileri o zalimlere bırakmak istemedim' dediler. Keçileri bu zalimlere bırakmayız Bangladeş'teki kamplarda büyük bir insanlık dramı yaşansa da çocukların yüzündeki gülücük eksik olmuyor. Kamp bölgelerinde çok az sayıda bulunan bir tulumbanın başında duş alan çocuğun mutluluğu yüzüne yansıyor. Çocuğun yüzünden süzülen sular ise çektiği acıları göstermek istercesine gözyaşına dönüşüyor. 250 BİN UNICEF'in raporlarına göre Arakandan kaçmak zorunda kalan Müslümanların 250 binden fazlası çocuk. TÜRKİYE YARDIM ELİNİ UZATTI Arakanlı Müslümanların Bangladeş'teki kamplarda yaşadığı açlık korkunç boyutlara ulaştı. Binlerce kişi yiyecek tek bir lokma bulabilmek için saatlerce sırada beklemek zorunda kalıyor. Yardımların yetersizliği yüzünden binlerce Arakanlı günlerce aç kalıyor. Düzensiz dağıtılan yardımlarda meydana gelen izdihamlarda can veriyor. Kamyonlardan gelişi güzel dağıtılan gıda kolilerini kapmak isteyen Arakanlılar araçların altında kalıyor. Saatlerce süren sıralarda açlıktan bitkin düşen Arakanlılar, baygınlık geçiriyor. İlk günden bu yana Arakanlı Müslümanların yanında olan Türkiye Diyanet Vakfı, İHH, Kızılay, AFAD, TİKA gibi yardım kuruluşları, Bangladeş'e geçen Arakanlı Müslümanlara el uzatmaya devam ediyor. HASTANELER DOLUP TAŞIYOR Arakan'daki katliamdan kurtulup Bangladeş'e ulaşmayı başaran yaralılar Cox's Bazar'da bulunan hastanelerde tedavi oluyor. Kimi baştan aşağı yanan, kimi bıçaklanan, kimi tecavüze uğrayan yaralılar Arakan'da yaşanan dramın en büyük tanıkları olarak hastanelerde tedavi görüyor. Bölgedeki çeşitli hastanelerde bine yakın yaralı tedavi görüyor. UMUT KIVILCIMI Bangladeş'teki kamplarda büyük bir insanlık dramı yaşansa da çocukların yüzündeki gülücük eksik olmuyor. Kamp bölgelerinde çok az sayıda bulunan bir tulumbanın başında duş alan çocuğun mutluluğu yüzüne yansıyor. Çocuğun yüzünden süzülen sular ise çektiği acıları göstermek istercesine gözyaşına dönüşüyor. KAMPLAR SULAR ALTINDA Bangladeş'te Arakanlı Müslümanların yerleştiği kamplar bildiğimiz mülteci kamplarından çok farklı. Birçok çadır iki bambu ağacı ve bir naylon brandadan oluşuyor. Çoğu zaman Muson yağmurları yüzünden bataklığa dönüşen kamp bölgelerinde adım atmak bile imkansız hale geliyor. Günlerce yol yürüdükten sonra binlerce kişinin kamp kurduğu alanlar en ufak yağmurda sular altında kalabiliyor. Su altında kalan çadırlarını geride bırakan bir baba kucağına aldığı çocuklarıyla güvenli bir bölgeye geçmeye çalışıyor. KAMPLARDA HASTALIK TEHLİKESİ Bangladeş'te sığınan Arakanlı mültecilerin yüzde 60'ı çocuk. Kimi Myanmar'dan kaçarken yolda doğmuş, kimi daha 1 yaşında. UNICEF'in hazırladığı rapora göre Bangladeş'e sığınanların 250 binden fazlası çocuk. Bunlardan bin 822'sinin ailesi ya saldırılar sırasında öldü ya da göç yolunda kayboldu. Kamplara sağ salim ulaşmayı başaran çocukların büyük bir kısmı ise gıda ve temiz içme suyuna ulaşmakta büyük sıkıntı çekiyor. Her geçen gün hayatın zorlaştığı mülteci kamplarında ise çocukları kolera ve tifo gibi hastalıklar bekliyor. TEKNELERDE CAN PAZARI Arakan'dan kaçan Müslümanların önündeki en büyük engellerden birini de Naf Nehri oluşturuyor. Katliamdan kaçıp günlerce yol yürüyen Arakanlıların son olarak Naf Nehri'ni geçmesi gerekiyor. Çoluk çocuk binilen tekneler çoğu zaman ters bir akıntıyla alabora oluyor. Güvenli olmayan teknelerle Bangladeş'e ulaşmaya çalışan yüzlerce Arakanlı özgürlüğe kavuşmadan Naf Nehri sularında kayboluyor. Teknelere ilk kez binen çocukların yaşadığı korku ise yüzlerine yansıyor.