3391 Kilometre filminin başrolleri Ahmet Haktan Zavlak ve Derya Pınar Ak, Sabah Günaydın TV'de Yasemin Döngel'in sunduğu 'Yasemİnce İtiraflar' programına konuk oldu. Birbirleriyle partner olmaktan keyif aldıklarını dile getiren ikili, "Kendimizle oynuyor gibi hissettik" ifadelerini kullandı. Uzak mesafe ilişkisine sıcak bakmayan Derya Pınar Ak, "İmkansız değil ama çok zor. Ben buna cesaret edemezdim" derken, Ahmet Haktan Zavlak ise "Doğru kişiyse olur. Doğru kişiyi bulursam, beş rakam olsun altı rakam olsun, katlanılır" dedi. İşte röportajın tüm detayları…
-3391 KM filmi vizyona giriyor. Neler hissediyorsunuz?
Derya Pınar Ak: Çok heyecanlıyım. Filmi henüz izlemedik. En kaba halini izledik.
Ahmet Haktan Zavlak: Heyecanlıyız. Kaba halini bile izlemedik aslında. Bir iki sahne gördük, o da dublaj. Dış ses verirken o sahneleri gördük. O bile yetti.
-Sosyal medyada neredeyse her gün görüyorum vizyon için geri sayım yapılıyor ve herkes uyumunuzu konuşuyor. Öncelikle bu kadar yankı uyandıracağını, partnerliğinizin bu kadar sevileceğini tahmin etmiş miydiniz?
D.P.A.: Biz de aslında sizin gibi sosyal medyada öğrendik gibi bir şey oldu. Fanlar videolar yapıyorlar, paylaşımlar yapıyorlardı bizi de onlara etiketliyorlardı aslında. Ben Haktan'ı çok görüyordum. Eminim o da beni çok görüyordur. Bir şekilde yollarımız kesişti ve oldu.
HAKTAN İLE PARTNER OLMAK ÇOK RAHAT
A.H.Z.: Hala birbirimizi çok görüyoruz, bir senedir hayatımızda hiçbir şey değişmedi (gülüyor).
D.P.A.: Biz de farkındayız bu arada bu uyumun. Bunu çekerken de çok fazla kullandık. Özellikle Haktan'la partner olmak çok rahat hissettiriyor.
A.H.Z.: Yüzümü röportajlarda bilerek kıpkırmızı yapıyor ki kendi güzel çıksın (gülüyor). Kitabı bir fan gibi okudum. "Acaba olacak mı?" diye düşündüm. Sete girdik, Derya'yla oynadık; yapboz. Yani ben hiç rica etmedim. Normalde sorarım mesela, "Şunu şöyle mi yapsak?" falan konuşurum, hiç planlamadık. Girdik oynadık baktık. İkimizin de istediği bu mu? Bu. Hocanın istediğini bu mu? Bu.
D.P.A.: Ve aynı anda aynı şeyleri düşünüyoruz çoğunlukla. Onun aklına oturmayan bir şey benim de aklıma oturmuyor. Onun çok kolay bir şekilde doğru yolunu buluyoruz.
A.H.Z.: Derya doğaçlamalarımın hepsine katıldı. O bir şey ekledi ben bir şey ekledim gittikçe lezzetli bir şey çıkarttık. Kendimle oynuyor gibi hissettim açıkçası.
D.P.A.: Sıra bendeymiş, utandım (gülüyor).
KURGU FALAN DEĞİL, YEMİN EDERİM YAŞADIM BUNU!
-Bu iş size ilk sunulduğunda neler hissettiniz? Özellikle Haktan, yaşadığın ilginç tesadüfler durumu daha da ilgi çekici hale getiriyor. Mesela taksiye bindiğinde gördüğün 3391 km sayısı çok manidar, resmen çekmiş bu iş sizi…
A.H.Z.: İlk Beyza'larla tanıştığımız günde Beyza'ya gösterdim bunu. Arkadaşlar kurgu falan değil, ben bunu yemin ederim yaşadım yani (gülüyor). Gerçekten büyülü bir olay. Hala tüylerim diken diken oluyor, çok büyük bir şey.
D.P.A.: Bizim bu işte oynamamız gerekiyormuş zaten çekmemiz lazımmış gibi.
-Böyle tesadüflere normalde inanır mısınız normalde, evrene yollanan mesajlara falan?
A.H.Z.: O günden sonra inandım. Gerçekten çekiyoruz. Bir şeyin olacağı varsa gerçekten oluyor. O yüzden ne istiyorsanız yürekten isteyin.
-Filmde duygu yüklü mesajlar var. "Aramızda bir dünya var dedim" diyor İzmir, "Aramızda dört rakam var dedim" diyor Ege. Benim en etkilendiğim cümlelerden biri buydu. Sizin çekerken en etkilendiğiniz an hangisi oldu?
D.P.A.: "Yağmur bir daha böyle güzel yağar mı şimdi çıkıp ıslanmazsak?" Ben en çok bunu seviyorum.
A.H.Z.: "Belki bir gün dokunurum sana, belki bir gün öperim seni, belki bir gün buluşur ellerimiz" diye böyle uzun uzun bir tirat. Ya onun vazgeçmeye yakın olduğu bir anda "Bak hadi, ben geliyorum, ben sana inanıyorum sen de bana inan" diye çok içten bir sahne.
FİLMİN BİR MÜZİĞİNİ ANNEM YAZDI
-Filmin müziklerine de değinmek isterim…
A.H.Z.: Üç tane sadece film için yapılmış özgün müziğimiz var. Bir tanesini benim annem yazdı. Çok yakın arkadaşım besteleyip söyledi, Can Ozan. Hem hikayeyi çok güzel anlatıyor müzikler, hem de bir klip gibi. Akıyor ve gidiyor, kapılıyorsunuz.
D.P.A.: Bizim Müslüm Gürses sahnesini de çok merak ediyorlar.
A.H.Z.: Benim çok istediğim bir şeydi. Ben Müslüm Gürses'i çok severim. Böyle bir şey yapmak istiyordum hep böyle çalıp söyleyip.
-Sizin filmde şarkı söylediğiniz bir yer mi var?
A.H.Z.: Evet. Eşlik ediyoruz bir sahnede arkadan arkadan.
UZAK MESAFE AŞKINA CESARET EDEMEZDİM
-Peki, 3391 kilometre, bir uzak mesafe ilişkisi… Uzak mesafe ilişkisi yürür mü sizce?
D.P.A.: İmkansız değil ama çok zor. Ben buna cesaret edemezdim diye düşünüyorum.
-Ama çok seviyorsun diyelim…
D.P.A.: Ama işte ben biraz temas bağımlısı biriyim. Dokunmam gerekiyor, yanımda olması gerekiyor. Bir şey olduğunda hemen ona dönüp anlatmam gerekiyor. O yüzden sanki ben birazcık zorlanırdım gibi hissediyorum.
A.H.Z.: Doğru kişiyse olur. Çünkü bizde filmde öyle bir durum var. Doğru kişi. Onu zaten ikisi de anladığı için buna katlanıyor, bu dört rakama. Ben de doğru kişiyi bulursam, beş rakam olsun altı rakam olsun, katlanılır.
-İkiniz de haklısınız aslında; bir yandan ruh eşini bulduysan tabii ki bırakmak istemezsin ama bir yandan da insan göz göze bakmak istiyor. Sorunları bazen yan yanayken çözebilirsin ya böyle uzaktan konuşarak değil de…
D.P.A.: Ya sonuç olarak telefonda konuşurken aniden çıkışlar yapıp kavga edebiliyoruz ama yan yana geldiğimizde hemen onları yere bırakırız ya, aynı onun gibi düşünüyorum.
A.H.Z.: Telefonun tek kötü özelliği, yani ne olursa olsun gerçekten bir iki sokak ötende bir olsa konuştuğun kişi , atıyorum kavganın sonunda kapattı engelledi gitti, ne yapacaksın? Ama yüz yüzede "Ya bir dur, beni bir dinle" bu olay güzel.
-Hiç uzak mesafe ilişkiniz oldu mu?
A.H.Z.: Yok.
D.P.A.: Yok, benim olmadı. Zaten cevaplarımdan sonra muhtemelen olmayacak gibi (gülüyor).
-Bir ilişki içindeyken sizi en çok zorlayan şey ne oldu?
D.P.A.: İletişimsizlik.
A.H.Z.: İletişim. Aynı şeyden bahsediyoruz aslında. Söylediğimi anlamama. Anladığını dinlememe.
D.P.A.: Bazı şeyler çok basitken bunları zorlaştırmaya gerek yok. Bazen ben yapıyorum, bazen partnerim yapabilir. Ama hiç gerek yok böyle şeylere. Konuşsak anlaşabiliriz. Zaten yan yana geldiğimizde bunları çok rahat bir şekilde çözebiliriz. Ama telefonda olduğunda o kadar kolay olmuyor bazen.