'Bergen' sadece 30 yıl yaşadı. Hayatını Halis'e duyduğu 'ölümüne aşk'a adadı. Tek isteği şarkı söylemekti. Halis'in kıskançlık krizleri buna izin vermedi. Önce yüzüne kezzap atıp güzelliğini aldı elinden, sonra tek kurşunla hayatını. Arabeskin unutulmayan kadın seslerinden biri olan Bergen'in hayatını anlatan filmde, Bergen olarak bilinen Belgin'in Ankara'dan Adana'ya, orada yaşadığı aşkın ardından da ebediyete uzanan öyküsü konu ediliyor. İşte az bilinen gerçekleri ile Bergen'in acılarla dolu bir okadar da kısa hayat hikayesi...
'Acıların kadını' olarak bilinen şiddet kurbanı Bergen ile ilgili az bilinen gerçek! Bergen, sadece 30 yıl yaşadı. Kısacık ömrü boyunca 'acıların kadını' olarak anıldı. Bu lakabın sebebi; yaşadığı belalı aşktı.
Kendisine defalarca şiddet uygulayan, yüzüne bir kova kezzap atıp gözünün birini kör eden adamı öyle sevdi ki, onu her defasında affetti. Ne acıdır ki, hayatına son veren kurşun da, yine çok sevdiği adamdan geldi.
Tarsus'un Çamalan mevkiindeki dinlenme tesisinin önünde bir araba durdu. İzmir'den gelip Mersin'e gitmekte olan araçtan iki kadın indi. Takvimler 14 Ağustos 1989'u, saatler 05.30'u gösteriyordu. İki kadın lokantaya girip en köşe masaya oturdular. Genç olanı, yanına dikilen kişiye sipariş vermek için başını çevirdiğinde dehşetle irkildi.
Tepesinde duran kişi garson değil, eski kocasıydı. Yorgunluktan kapanmak üzere olan gözleri, fal taşı gibi açıldı. Yerinden fırlayıp dünyanın öbür ucuna kaçmayı diledi ama omzuna bastıran güçlü el, bu isteği engelledi. Kara yağız adam, kısık bir sesle "Tekrar barışalım, yeniden başlayalım" dedi. Kadın hiç düşünmeden teklifi reddetti. Adam ısrarcıydı, iki kadın ise kararlı.