BİRDEN YAĞMUR BASTIRDI VE…
-Nasıl geçti çekimler, bu kez neler yaşadınız?
Bu sefer bence her şey pozitif yönde oldu. Paris'te Louvre çekimimiz vardı, hava güllük güneşlikti. Herkes gezmeye gelmiş, fotoğraf çekiliyorlar ve biz artık filmi çekmeye yer bulamadık o kadar kalabalıktı. Sonra birden yağmur bastırdı ve herkes kenara kaçmaya başladı. Biz de kaçtık ekipçe. Sonra Haktan, "Acaba çıksak mı, çeksek mi?" dedi. Sonra Deniz hocam, "Tamam, şemsiyeyle çıkalım bir bakalım neler çıkacak" dedi. Biz şemsiyeyle çıktık, birkaç plan çektik. Haktan o sıra, "Keşke şimdi şemsiyeyi atsam" dedi ve uzak bir mesafeden Deniz hoca, "Şemsiyeyi at Haktan" diye bağırdı. Haktan daha Ş'yi duyar duymaz attı şemsiyeyi. Ve o kadar güzel görüntüler çıktı ki… Gökyüzü de bizden yanaydı yani. İzmir'de de yağmur yağdı. Orada da çok güzel sahnelerimiz çıktı. Hatta afişteki fotoğraflarımız oradan.
-En unutamadığın sahne, en unutamadığın replik hangisi oldu bu filmde?
Bence ikinci filmimizde her sahnemiz çok özel. Benim favori sahnelerim var ama söylemeyeceğim. Ben hep söyleyince spoiler veriyorum çünkü (gülüyor). Ama hala ilk filmde de ikinci filmde de benim favori repliğim zaten belli; yağmur bir daha böyle güzel yağar mı şimdi çıkıp ıslanmazsak. Hala onu çok seviyorum. Yine onu çok seviyorum yani.