O bu ülkeye gelmiş en büyük şairlerden biriydi. Sadece Türkiye'ye değil dünyaya mâl olmuş, asrın şairi sıfatını hak edmişti. Nazım Hikmet Ran yüreği o kadar vatan aşkı dolu bir şair iken vatan hainliğiyle suçlanarak yıllarca hapis yattı ve 3 Haziran 1963'te hayata gözlerini yumdu. Nazım Hikmet Ran 'Güzel Yüzlü Şair' ve 'Mavi Gözlü Dev' lakaplarıyla da anılmaktadır. Deniz mavisi gözleri ve güler yüzü ona bu lakabın verilmesine neden olmuştur. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim adını kullanmıştır. 20 Kasım 1901'de Selanik'te dünyaya geldi. İlk şiiri ‘Feryad-ı Vatan’'ı 1913'te yazmış, aynı yıl Galatasaray Sultanisi'nde ortaokula başlamıştır. Babası Hikmet Bey, Selanik'te, Hariciye Nezareti'nde (Dışişleri Bakanlığı) çalışan bir memurdur. Diyarbakır, Halep, Konya ve Sivas valilikleri yapmış olan Nazım Paşa'nın oğludur. Mevlevi tarikatından olan Nazım Paşa aynı zamanda bir özgürlükçüdür. Kendisi Selanik'in son valisidir Annesi Celile Hanım, piyano çalan, ressam denilebilecek ölçüde iyi resim yapan, Fransızca bilen bir kadındır. Celile Hanım, bir dilci ve eğitimci de olan Hasan Enver Paşa'nın kızıdır. Nazım Hikmet 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girer. Daha sonra Kurtuluş Savaşı için Anadolu'ya geçer. Fakat sağlık nedenleri ile bahriyeden ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Hamidye Kruvazörü'nde güverte subayıdır Bolu'ya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Batum üzerinden Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921'de gittiği Moskova’da devrimin ilk yıllarına tanık olur ve komünizm ile tanışır. 1924'te Moskova’da yayınlanan ilk şiir kitabı ’28 Kanunisani’ sahnelenir. O yıl Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başlar. Dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği’ne gider. 1928’de af kanunundan yararlanır ve Türkiye'ye geri döner. Bu kez Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmış, 1938’de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Cezaevi yıllarında resim, marangozluk ve halı örmeciliği gibi bir çok sanatla uğraşmış ve cezaevi mahkumlarına da öğreticilik yapmıştır. Orhan Kemal de Nazım Hikmet'in cezaevindeki yakın arkadaşıdır. 12 sene süren tutukluluktan sonra öldürüleceği endişesiyle 1950 yılında, Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'ne gitti. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulunca ülke vatandaşlığından çıkarıldı ve Nazım Hikmet, büyük dedesi Mahmut Celaleddin Paşa (Konstantin Borzecki)'nın memleketi olan Polonya vatandaşlığına geçerek ve Borzecki soyadını aldı. Moskova'da 3 Haziran 1963 tarihinde kalp krizinden öldü. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türkiye vatandaşlığına alındı. Nazım Hikmet Mayakovski ve gelecekçilik taraftarı genç Sovyet şairlerinden esinlendi. Şiirlerinden bir çoğu Fuat Saka, Volkan Konak, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü ve Zülfü Livaneli gibi sanatçılar tarafından bestelendi. Ünal Büyükgönenç tarafından özgün bir şekilde yorumlanmış olan küçük bir kısmı ise 1979'da 'Güzel Günler Göreceğiz' ismiyle kaset olarak çıktı. Birkaç şiiri ise Yunanlı besteci Manos Loïzos tarafından bestelendi. Ayrıca bazı şiirleri Yeni Türkü'nün eski üyesi Selim Atakan ve Cem Karaca tarafından bestelenmiştir. Ayrıca Fuat Sakanın da biri Demir Gökgöl ile olmak üzere 2 adet Nazım Hikmet şiirlerinden oluşan albümü vardır. Nâzım ile kardeşi Samiye. Nâzım Hikmet, annesi Celile Hanım, kız kardeşi Samiye ile. Nâzım Hikmet ile ilk karısı Nüzhet Hanım. Samiye, Hikmet Bey, kucağında ikizlerden Fatoş, Nâzım, kucağında Metin. Mithat Paşa köşkünün bahçesinde Piraye, Nâzım, Samiye. Nâzım'ın 3 Eylül 1931'de Piraye'nin kardeşi Selma'ya imzalayıp verdiği bir fotoğrafı. Samiye, Nâzım, Piraye, Seyda bir kır kahvesindeler. İlk beş kitabı için açılıp aklanmayla sonuçlanan davanın duruşmasında. Moskova'ya ikinci gidişi yıllarında. Nizamettin Nazif, Nâzım Hikmet, Vâlâ Nureddin Samiye bir arkadaşlarıyla piknikte. Çekirge'de Piraye'nin kaldığı otele banyo izniyle gelen Nâzım'ın sokak fotoğrafçısına çektirdiği bir mutluluk fotoğrafı. 'Güzel yüzlü şair' Bursa Cezaevi'nde. Bursa Cezaevi'nde. 1939 yılında Erenköy'de Misket'in bahçesinde Nâzım ile Memet Fuat. Nâzım'ı sevenler sağlık nedeniyle cezasının uygulanmasını altı ay erteletmeyi başarmışlar. Ama altı ay dışarıda kalamayacak. önceki haber sonraki haber Mithat Paşa köşkünün bahçesinde Naci Sadullah, Nâzım, Samiye, Mahmut Yesari, Samiye'nin oğlu Hikmet, Piraye, Seyda. Nâzım Hikmet ile ikinci karısı Dr. Yelena Yurçenko. 11 Nisan 1941 günü Çekirge'deki bir otelin bahçesinde Selma, Taşkın (Leyla), Nâzım, Piraye. Nâzım banyo izniyle gelmiş. Nâzım ile Piraye Bursa Cezaevi'nde. Kemal Tahir, Nâzım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı Çankırı Cezaevi'nde. Çankırı Cezaevi'nde Nâzım ile Piraye Mithat Paşa köşkü günlerinde. Kırlaşan saçlar Moskova'da Novodeviçiy Mezarlığı'nda Nâzım Hikmet'in mezarı