20 sene önce bugün öldüğünde henüz 45 yaşındaydı. Buna rağmen ölümünden çok önce rock tarihinin 'en dinamik ve en karizmatik' isimlerinden biri olmayı başarmıştı. Ölümünün üzerinden onca yıl geçti, ama solisti olduğu Queen'in çoğu kendi kaleminden çıkan parçaları hâlâ dillerden düşmüyor. Bu efsane ismin sıra dışı yaşamına tanıklık etmek isteyenler için işte Freddie Mercury'nin başarı hikâyesi... Freddie Mercury, 5 Eylül 1946 tarihinde Farrokh Bulsara adıyla Tanzanya’nın Zanzibar adasında Farsi ve Güney Azeri kökenli ailenin çocuğu dünyaya geldi. Annesi Jer Bulsara, babası Bomi Bulsara ve kız kardeşi Kashmira Bulsara ile birlikte 1947 yılında Hindistan’a taşındı. Çocukluk yıllarında utangaç oluşu, annesine ve kız kardeşine olan düşkünlüğüyle bilinen Farrokh, sekiz yaşındayken daha iyi bir eğitim alması için Bombay’daki St. Peter’s yatılı okuluna gönderildi. Burada piyano çalmayı öğrendi ve ilk grubu The Hectics’e katıldı. Arkadaşları ve öğretmenlerinin ona Freddie diye hitap etmelerine çok alıştığı için, imzasını Freddie olarak atmaya başladı. Zanzibar'a dönmeden önce St. Mary's Lisesi’nde eğitimini tamamladı. Zanzibar'daki 1964 devrimiyle nedeniyle, 17 yaşındayken ailesi ile birlikte İngiltere'ye taşınan Freddie'nin kader çizgisi de yönünü bulmaya başladı. Bu dönemde Beatles ve ardından Rolling Stones'un başarılı çıkışları Freddie'yi de etkilemişti. Ealing Güzel Sanatlar Okulu'nda grafik tasarım eğitimi aldı ve 1969 yılında buradan mezun oldu. Bu okulda tanıştığı Roger Taylor sayesinde Smile grubunda çalan gitarist Brian May'ı tanıma şansı buldu. John Deacon ile güçlendirilen Smile grubu Queen’e dönüştü ve Bulsara, Freddie Mercury adıyla tahtını hazırlamaya başladı. Grubun isim babası olan Freddie Mercury, aynı zamanda sahne kostümlerini ve grubun logosunu da tasarladı. Logo, grup üyelerinin burçlarını sembolize ediyordu: Aslan burcu olan Deacon ve Taylor için iki aslan figürü, Yengeç burcu olan May için yengeç figürü ve Başak burcu olan Mercury için iki peri figürü... Genç grup, 1972’de kendi imkanları ile Londra stüdyolarından birine girdi ve ilk şarkısının kayıtlarına başladı. 1973 yılında çıkardıkları ilk albümleri grupla aynı adı taşıyan “Queen” di. Grup, albümdeki 'glam rock' tarzını David Bowie ve Ziggy Stardust’tan, T. Rex, Roxy Music ve Sparks’tan alıyordu. 1974 çıkışlı ikinci albümleri «Queen II» eleştirileri olumluya çevirdi. Aynı yıl çıkan «Sheer Heart Attack» adlı bir diğer çalışmayla hit şarkılar da hissedilmeye başlamış oldu. «A Night At The Opera»’da yer alan «Bohemian Rhapsody» şarkısı ve basitçe video klip diye adlandırılamayacak yapıdaki görsel çalışmasıyla Queen altın düğmeye basmış oldu. 1975’ten 1991’e 10 albüm hayat buldu. Queen, rock hiyerarşisinde sürekli tırmandı. Queen ile yaptığı çalışmalara ilaveten Mercury iki de solo albüm çıkardı: 'Mr. Bad Guy' (1985) ve 'Barcelona' (1988). İlki daha çok pop ağırlıklı olup disko ve dans müziği tarzındaydı. 'Barcelona' ise Mercury'nin hayranı olduğu opera sanatçısı Montserrat Caballé ile birlikte kaydedildi. Geniş kitlelerce rock müziğinin en büyük vokalistlerinden biri olarak kabul edilen Freddie Mercury, aynı zamanda şarkı da yazıyordu. Queen grubunun hit olmuş sayısız şarkısını ve Greatest Hits' albümündeki 17 şarkının 10'unu kendisi yazdı. Şarkılarında farklı müzik türlerini bir arada kullanması onun müziğinin karakteristik özelliklerinden biriydi. 60 akort içeren ve çevrimsiz yapısıyla dikkat çeken şarkısı “Bohemian Rhapsody”, Freddie Mercury’nin benzersiz stilini, zengin bir müzikal noktaya ulaştırdı. “Killer Queen', 'Somebody to Love', 'We Are the Champions' ve 'Don't Stop Me Now' ise imzasını taşıyan büyük eserlerinin diğer örneklerindendir. Mercury, AIDS’e yakalandığını öğrendiğinde tarih 6 Ağustos 1986 idi. Gerçekten de ikinci solo albümü Barcelona'nın yayınlanmasından 90’ların başına kadar olan zaman aralığında, Freddie Mercury oldukça az görünmeye başlamıştı. Freddie, AIDS olduğu haberini ölümünden 1 gün öncesine kadar hiçbir yerde doğrulamadı. En sonunda 23 Kasım 1991'de basına verdiği açıklamada HIV pozitif olduğunu itiraf etti ve bunun ertesi günü, yani 24 Kasım 1991'de, yaşama gözlerini yumdu. Milyonlarca gözü yaşlı hayranını, sayısız ödülü ve ölümsüz eserlerini ardında bırakan Mercury'nin anısına 1992 yılında Wembley'de bir konser düzenlendi. 1995’te ise grubun diğer üyeleri tarafından, kendisinin hayattayken yazıp bestelediği şarkılardan oluşan Made In Heaven albümü hazırlandı ve bu albüm hayranları tarafından büyük ilgi gördü. 2006 yılında, Freddie Mercury’nin 60. doğumgünü anısına, unutulmaz rock sembolünün solo çalışmalarından derlenmiş 20 şarkıdan oluşan “Lover Of Life, Singer Of Songs' albümü yayınlandı. 1970'lerin başında Mercury, Brian May vasıtasıyla tanıştığı Mary Austin ile uzun süreli bir ilişki yaşadı. Ancak Freddie'nin bir erkekle aşk yaşamaya başlaması üzerine ilişkilerinin sonu oldu. Her şeye rağmen ikili çok yakın iki arkadaş olmayı başardı. Hatta Mercury, Austin'in tek gerçek dostu olduğunu söylüyordu. 1985'teki bir röportajda Mercury, Austin hakkında: 'Bütün aşıklarım niye Austin'in yerini alamadıklarını soruyorlar. Çünkü bu imkânsız. Tek arkadaşım Mary ve ben başka birini istemiyorum. O benim yasal eşim. Bu benim için evlilik gibi. Birbirimize inanıyoruz ve bu bana yeter. Bir erkeğe, Mary'e aşık olduğum gibi olamazdım.' demişti. 1985 yılında Jim Hutton isimli kuaföre âşık oldu ve hayatının son 6 yılını onunla geçirdi. 1990'da kendisi de AIDS'e yakalanan Hutton, sevgilisi Freddie öldüğünde yanı başındaydı. Hutton'ın iddiasına göre Mercury öldüğünde sevgilisinin verdiği evlilik kurdelasını takıyordu. Mercury, gösterişli sahne kişiliğine rağmen günlük hayatında, özellikle tanımadığı insanlara karşı, çok utangaç ve çekingen biriydi. Belki de bu yüzden verdiği röportajların sayısı iki elin parmaklarını geçmedi. Mercury'nin utandığı özelliklerinde biri de dişlekliğiydi. Gülümserken, dişlekliği görünmesin diye genellikle eliyle ağzını kapatırdı. Sanatçının utandığı iddia edilen bir diğer yanı da etnik kökeniydi. Mercury, Pers kökenli olduğunu pek çok hayranından gizliyor ve röportajlarda soykütüğünden nadiren bahsediyordu. Çoğu kaynakta Freddie Mercury'nin Hint kökeninden geldiği belirtilse de, aslında kendisi İran'a Müslümanlık geldiği zaman Hindistan'a göç eden Zerdüşt'lerin soyundan geliyordu. Pek çok arkadaşı, Mercury'nin uzun yıllar Hintli göçmenlere karşı şiddet ve ırkçı isyan hareketlerine sahne olmuş bir ülkede ırkçı bir tepkiden korktuğunu açıkladı. Öte yandan gruptaki arkadaşı Roger Taylor, Mercury'nin etnik kökenini sadece rock müzisyeni kimliğine uymadığı için geri plana ittiğini ileri sürmüştü.