İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı Başkanı Mehmet Çebi'nin koleksiyonundan 'Çağdaş Hat ve Tesbih' Sergisi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde Katar Müzesi Al Riwaq Galerisi'nde açıldı. Usta sanatçıların eşsiz klasik ve modern hilye çalışmalarından oluşan hat ve tesbih koleksiyonu 15 Mayıs - 17 Haziran tarihleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Türkiye'nin önemli çağdaş hat koleksiyoncularından biri olan Mehmet Çebi'nin 'Çağdaş Hat ve Tesbih' sergisi 14 Mayıs'ta Katar Müzesi Al Riwaq Galerisi'nde açıldı. Serginin açılışına Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sefer Turan, Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Fikret Özer, eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz'ın yanı sıra Türkiye ve Katar'dan çok sayıda sanatsever katıldı. Doğuş Holding ana sponsorluğunda, Makyol, STFA, Yapı Merkezi ve Türk Hava Yolları'nın desteği ile İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı'nın organize ettiği serginin onur komitesinde TC Kültür Bakanı Nabi Avcı ve Katar Müzeler Direktörü, Katar Prensesi Sheikha Al-Mayassa yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlenen, 1960'lerden günümüze uzanan, karmaşık ve güzel kaligrafik eserlerin dikkat çekici bir seçkisinden oluşan sergide sanat yoluyla İslam'ın güzelliğine ve yüceliğine odaklanılacak. Sergide pek çok nadide Hilye-i Şerif ve 350 adet kıymetli materyallerden mamul tespihler yer alıyor. 14 Mayıs'ta resmen açılan sergi, 15 Mayıs - 17 Haziran tarihleri arasında açık kalacak. Tesbihin Tezhib Hali 'Zikir Taneleri' koleksiyonunda, Osmanlı döneminden kalma çok değerli mercan, kehribar, kuka, bağa, fildişi, necef gibi malzemelerden yapılmış tespihlerle beraber günümüz tespih sanatçılarının yapmış olduğu balık dişi, fildişi, kehribar, gergedan boynuzu, amber tesbihler dikkat çekiyor. Koleksiyonda yer alan tesbihler, imal edildikleri malzemeler yanında bu malzemelerin çeşitli gümüş ve kıymetli madenlerle süslenmiş halleriyle 'Tespihin Tezhibe (süsleme) Dönüştüğü Eserler' haline dönüşüyor. Aşk-ı Nebi ile tutuşan levhalar; Hilye-i Şerif İslam toplumlarında tevhid inancının temel ilkelerine halel getirebileceği düşüncesiyle Hz. Muhammed'in (sas) resmini çizmek hiçbir zaman tasvip edilmemiştir. Bunun yerine görenlerin tariflerinden hareketle Resul-i Ekrem'i (sas) tanıyıp anlatma, bir başka ifadeyle beşer kelamının elverdiği ölçüde yazı ile onun portresini çizme yolu seçilmiştir. Dolayısıyla hilyeler, Peygamber Efendimizi görme şerefine nail olmuş kutlu bir nesil tarafından ona duyulan engin muhabbetin ve onu görme bahtiyarlığına erişememiş ümmeti tarafından ona karşı hissedilen derin hasretin bir ifadesi olmuştur. Mehmet Çebi Hakkında Türkiye'nin önemli çağdaş hat koleksiyoncularından biri ve Süleymaniye'de Dünyanın ilk Hilye-i Şerif ve Tespih Müzesi'nin kurucusu olan Mehmet Çebi, 1986'dan beri Hat, Tezhip sanatına dair en seçkin örneklerle nadide tesbihler toplamaktadır. Sahip olduğu modern yaklaşımları da içeren klasik hat ve Hilye-i Şerif koleksiyonu ile Türkiye ve yurt dışında onlarca büyük sergiye imza atan Çebi'nin koleksiyonunda yaklaşık 3 bin hat ve Hilye-i Şerif ve pek çoğu Osmanlı dönemine ait olmak üzere 6 bine yakın tesbih bulunmaktadır. Vatikan'dan Birleşik Arap Emirliklerine bir çok ülkede en seçkin sergiler açan Çebi, koleksiyonerliği yanında uluslararası Hilye-i Şerif yarışmaları tertip emektedir. SABAH Gazetesi köşe yazarı Mahmut Övür de bugünkü yazısında sergiye dair bir yazı kaleme aldı. İşte Övür'ün o yazısı: Katar'a Hilye-i Şerif çıkarması Türkiye'nin yoğun siyasi gündeminden başımızı kaldırıp, eğitimden sağlığa bilimden sanata neler olup bittiğine bakamıyoruz. Tartışılması, üzerinde durulması gereken onlarca alanımız ve o alanlarla ilgili sorunlarımız var. Elbette siyasi kuşatmalara, gerginliklere rağmen hayat da durmuyor ve her alanda kendini yeniden üretmeye devam ediyor. Hafta sonu, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, sevgili dostum ünlü koleksiyoncu Mehmet Çebi'nin, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlediği hat sergisinin açılışına katıldım. Türkiye'yle Katar arasında son yıllarda Arap ülkeleriyle kıyaslanmayacak 'özel' bir ilişki var. Arap devletlerinde olmasa da halklarında çok yoğun olan Türkiye sevgisine Katar'da devlet katını da eklemek gerekiyor. Orada gerçekten samimi bir Türkiye sevgisi var. Benzer özel bir ilişkiyi Mehmet Çebi'yle Katar arasında da görmek mümkün. Katar, İslam ülkeleri arasında farklı bir modernleşme çizgisi izliyor. Gerçi daha çok vahşi kapitalizmin simgesi yüksek yapılar ve markalarla öne çıkıyor ama yine de sanata, eğitime, medyaya farklı bir yaklaşım da dikkat çekiyor. Bir yerde kapitalizmin şatafatı ve statüko hüküm sürerken bir başka yerde ilkokul çocuklarına Picasso öğretiliyor. Çebi'yi oraya götüren de Katar'ın bu değişime açık yüzü... Çünkü Çebi, geleneksel İslam sanatını yeni ve modern bir formla dünyaya sunuyor. Katar Müzesi El Riwaq Galerisi de ilk kez kapılarını bu sanata açtı. Orada Türkiye'nin usta sanatçılarının ürettiği, dünyanın da en seçkin, klasik ve modern Hilye-i Şerif ve Tespihleri 17 Haziran'a kadar sergilenecek. Açılışı büyük ilgi gören sergiye katılanlar arasında Katar yetkilileriyle birlikte Türkiye'den eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sefer Turan, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, Topkapı Saray Müzesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı ve çok sayıda hat sanatçısı vardı. Ünlü koleksiyoncu Çebi, serginin açılış töreninde hem heyecanlı hem de sitemkârdı. Sahip olduğu modern yaklaşımları da içeren klasik Hat ve Hilye-i Şerif koleksiyonuyla içeride ve dışarıda onlarca büyük sergiye imza atan biri olarak şöyle diyordu: 'Geldiğimiz noktayı değerli buluyorum ama yetmez. Elimizde inanılmaz bir zenginlik var. Son 5-6 yılda eski eserlerimizi gün yüzüne çıkarmak için Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın desteğiyle önemli şeyler yapıldı. Ama daha fazlasını yapmalıyız. Dünyanın en önemli müzeleri çağdaş sanat eserleri müzeleridir. Sergilerle bu iş olmaz, müzeyle olur. Kataloglarının yapılması ve dijital ortama aktarılması gerekiyor. Bugün İslam eserleri müzesinde bir milyon eser var. Sergilenen eser sayısı sadece 200. Topkapı Sarayı da farklı değil. 500 bin metrekare üzerine kurulu devasa müzeler yapmamız lazım.' Çebi, değerlendirilemeyen tarih hazinemizle ilgili de çarpıcı bir örnek verdi: 'Londra'da Firdevsi'nin ünlü eseri Şehname'nin sadece bir sayfası kaça satıldı biliyor musunuz? Tam 11 milyon pounda. Kim bilir belki de o bir sayfa bizden götürülmüştür. Ben satalımdemiyorum ama gün yüzüne çıkartalım. Elimizdeki değerleri insanlığa sunalım.' İstanbul Süleymaniye'de dünyanın ilk Hilye-i Şerif ve Tespih Müzesi'nin de kurucusu olan Çebi'nin koleksiyonunda 3 bin hat ve Hilye-i Şerif ve büyük çoğunluğu Osmanlı dönemine ait 6 bine yakın tespih bulunuyor. Bu çabaya destek veren, başta ana sponsor Doğuş Grubu olmak üzere, Makyol'u, STFA ve Yapı Merkezi'ni de tebrik ediyorum.