Festivalin bir amacı var mıdır? İlerleyen yıllardaki beklentiniz nelerdir?
Azer Şelte : Festivalin amacı değer yaratmak. Bunu şöyle açmak isterim örneğin atom bombası yapmak istiyorsanız, bilim size nasıl yapılacağını gösterir. O bir değer yargısıdır. Bunu yapıp yapmamanız gerektiğini söylemez. Bunu hangi amaçla kullanmanız gerektiğini de söylemez. Onunla ne yapmak istediğiniz, nasıl bir dünyada yaşamak istediğiniz size bağlı. Sanat da böyledir. Hangi amaçla yapılacağı, ne şekilde kullanılacağı size kalmış bir şeydir. Biz Doğu'ya güzel bir değer katma amacıyla yola çıktık. Galiba burada sözü Baran'a bırakmalıyım çünkü onun bu konuda ettiği güzel bir cümle vardı.
Baran Mayda : Festival tek bir amaca hizmet ediyor. O da Doğu'da güzel şeylerde oluyor cümlesini Batı'da söyletebilmek. Sinema Genel Müdürlüğü bu festivallerin başarılı olması ve bölge halkının bu festivallerden memnun kalması için maddi manevî elinden gelen her şeyi yapıyor. Basta Tarkan Karlıdağ olmak üzere Veli Çelik, Cengiz Bozkurt, Şahin Alparslan, Hakan Haksun ve Halil İbrahim Kalaycıoğlu ilk festivalden beri sinirsiz katkı sunan sinemacı abilerimiz. Ki bu festivale de katkı sunuyorlar. Yeniden amaç kısmına dönersek festival yaptığımız şehirlerde yılda bir sinema filminin çekilmesini veya yılda bir TV dizisinin çekimini sağlayabilmek. Bunun için de mümkün olduğunca festivali etkili kılıp geleneksel hale getirebilmek.
Türkiye'de kısa filmlere nasıl bakılıyor? Bu gibi festivaller kısa filmlere karşı ilgi ve merak uyandırabilir mi?
Baran Mayda : Türkiye'de kısa filmlere özelikle sinema TV bölümü okuyan yeni mezun sinemacı adaylarının dışında çok yoğun bir talep olmuyordu 10 yıl öncesine kadar. Şimdi ise neredeyse her yaş ve meslek grubundan kadını erkeği yaşlısı genci kısa filmlerini çekip yarışmalara başvuruyor. Ve kendilerini yapımcılara tanıtmanın en kolay yolunun bu olduğunu düşünüyorlar. Ki sonuna kadar haklılar. Şu an sektörde reklam, dizi, film yönetmenliği yapan bir çok kişi kısa film yarışmalarından geliyorlar.
Azer Şelte : Çekilen kısa filmler dünyanın neresinde ödül alırsa alsın burada bir kıymeti olmuyor. Ancak festivallerde gösteriliyor. Bir sinema salonu ya da artık sinema yerine geçen yeni platformlarda bu filmleri görmek imkansız. Tabi bu Türkiye'de biraz da böyle. Dünya genelinde çok sayıda çekilen kısa filmi birçok sosyal medya organında bile bulabiliyorsunuz. Bizde para verdim mi 130 dakika izleyeyim ki karşılığını alayım gibi ekonomik bir bakış açısı da buna neden olmuyor değil tabi ki. Ama bu festivaller sayesinde umarım kısa filmlerde ülke genelinde daha izlenir, merak edilir bir hale gelecek.