Saz çalmayı bilen az sayıdaki Batı Avrupalı müzisyenden biri olan Petra Nachtmanova, bu enstrümanın doğduğu topraklarda 10 bin km yol yaptı. Yolculuğunun durakları arasında Âşık Veysel'in köyü de vardı
Genç kadın elinde sazıyla Âşık Veysel'in köyünde, ozanın Dünyada Tükenmez Murat Varmış türküsünü söylüyor. Türkü boyunca gözleri hep kapalı. Bittiğinde de bir süre öyle kalmaya devam ediyor... Bir sonraki sahnede aynı genç kadını çimenlere oturmuş sohbet ederken görüyoruz.
Karşısındaki kişi Âşık Veysel'in torunu: "Çok etkileyiciydi, gözlerinizi kapattınız. 'Galiba' dedim, 'Dedemle aynı pencereden bakmaya çalışıyor.' Ne gördünüz bilemiyorum ama orada ben şeyi hissettim, siz o an orada değildiniz. Bir trans hali vardı..." Genç kadın yanıt veriyor: "Âşık Veysel'in sözleri çok evrensel. Herkes girip bakabilir. Ama o sadelik bence dünyanın en zor şeyi..."
BAĞLAMASIYLA YOLLARDA
Âşık Veysel'in torununa bu duyguları hissettiren o genç kadın Berlinli müzisyen Petra Nachtmanova. Avusturya'da Leh bir anne ile Çek bir babanın kızı olarak dünyaya gelmiş. Sekiz dili çok iyi derecede konuşuyor. Bu diller arasında Türkçe de var.
Konuşurken ya da türkü söylerken dinlediğinizde Türkçeye hakimiyeti karşısında hayretler içinde kalıyorsunuz. Nachtmanova, aynı zamanda saz çalan az sayıdaki Batı Avrupalı müzisyenden biri. Berlin Humboldt Üniversitesi'nde Orta Asya üzerine eğitimini sürdüren Petra Nachtmanova, Türk göçmenlerin Almanya'ya getirdiği 2 bin yıllık saz geleneği ile Kreuzberg'de tanışıyor.