İstanbul Modern'de açılan İplikten Çözülenler: Tekstilde Küresel Anlatılar sergisinde Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun yazmalarından oluşan özel bir seçki de yer alıyor. Sergi tekstil malzemelerini yapıtlarında sanatsal ifade aracı olarak kullanan 25 uluslararası sanatçının çalışmalarını bir araya getiriyor
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1950'de Paris'te İnsanlık Müzesi'ni ziyaret eder. Çeşitli müzelerden aktarılan binlerce eser, yeni kurulan bu müzede yepyeni konseptle bir araya getirilmiştir. Müzede Türkiye'ye ait hiçbir şey bulamayan Eyüboğlu'nun yolu Anadolu'da yüzlerce yıllık geçmişine rağmen unutulmaya yüz tutmuş yazmacılıkla kesişir. Yerli yazma tezgahlarını bir bir dolaşır.
İşçilerle, ustalarla dost olur. Yazmacılığın sanat tarafının tükendiğini, zanaat tarafının ağır bastığını fark eder. Ve bu güzel geleneği ustalarından öğrenip resimle buluşturur. 1951'da Maya Sanat Galerisi'nde açtığı, yazmalarının da bulunduğu sergiye sanatseverleri bir şiirle davet eder: "Yazma halkın malıdır. Yazma az ve öz değerlerle yapılır. Yazma renkleri ve biçimleri hayata karıştırır... Yazma cömerttir, ele avuca sığar, işe yarar... Yazma insana ferahlık, sevinç verir... Darısı resmin başına!"
Sergiyi gezen şair Ahmet Muhip Dıranas ise izlenimlerini şöyle dile getirir: "Serginin kapısından içeri girdiğiniz zaman duvarları kaplayan o renk renk motiflerle yazmalar dünyasından püfür püfür esen bir serinlik yüzünüzü okşuyor.
Ama duyuyoruz ki bu rüzgar, uzak bir yerden, başka bir zamandan geliyor, Eski Anadolu'dan." Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yazmaya merakı hayatı boyunca devam eder. Uzun yıllar kendi motiflerinden oluşan kalıplarla baskılar yapar. En çok kullandığı motifler Ayşe Gelin, fesli figür, İstanbul, ibrik, Aşık Veysel, Süleymaniye, balık ve denizkızıdır.
Resme göre daha kolay üretildiği ve daha hesaplı satılabildiği için de yazmaları geniş kitlelere ulaşır. İstanbul Modern'de bu hafta açılan İplikten Çözülenler: Tekstilde Küresel Anlatılar adlı sergide Eyüboğlu'nun ürettiği işte bu yazmalardan bir seçki de yer alıyor. Ayrıca ürettiği yazma kalıplarının bir kısmı da ilk defa izleyici ile buluşuyor.
Almanya'nın köklü sanat kurumu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen) işbirliğiyle gerçekleşen sergide Eyüboğlu'nun yanı sıra tekstil malzemesi kullanarak estetik ve kültürel anlatılar meydana getiren dünyadan ve Türkiye'den 25 sanatçının 50'nin üzerinde çalışması yer alıyor.
İfa'nın davetiyle Susanne Weiß ve Inka Gressel ile İstanbul Modern'den Öykü Özsoy'un küratörlüğünde gerçekleşen ve 7 Temmuz'a kadar devam edecek sergide ziyaretçiler tekstilin, kumaşın farklı kültürlerdeki anlamlarını, kökenlerini, üretim tekniklerini sanatsal bir ifade ile nasıl küresel anlatılara dönüştüğünü görebilecek.
GİZLİ BİR YOL HARİTASI
Lima, Peru doğumlu sanatçı Karen Michelsen Castanon Kavrama adlı video çalışmasında, kendi ailesinin göç hikâyesini, göçmenlerin deneyimlerini Peru'nun quipu geleneğini bir metafor olarak kullanarak anlatıyor. Quipu, And kültüründe bilgileri saklamak, aktarmak ve sınıflandırmak için kullanılan, farklı renkte ve kalınlıkta ipliklere atılan düğümlerden oluşan, kompleks bir sistem.
Yorganlardaki desen ve renklerin, özgürlüklerine kavuşmak adına Kanada'ya gitmeye çalışan kaçaklara yol gösteren gizli işaretler olduğunu ve bu sebeple üretildiği bilgisine ulaşır. Kullanılan motifler, renkler ve geometrik formlarla gizli bir yol haritası çizen bu yorganlar, sanatçının Uçan Kazlar adını verdiği yorgan serisiyle tekrar hayata geçiyor.
Elisa van Joolen ve Vincent Vulsma'nın ortak çalışması Technik, bir motifin kime ya da hangi kültüre ait olduğunu ve küresel ekonomik sistemin içinde hangi yollarla taşındığını ele alıyor.
Sanatçılar, Navaho yerlilerinin dokuduğu battaniyelerdeki geometrik motifin, 1910'lu yıllarda ABD kökenli bir şirketin ürettiği battaniyelerde, daha sonra çok aşina olduğumuz Ikea halılarında ve 2012 yılında bir moda tasarımcısının kazaklarında ortaya çıkmasını, bir desenin farklı bağlamlarda kullanımını, küresel ticaret dolaşımı içinde geçirdiği değişimi araştırıyorlar.