Osmanlı İmparatorluğu döneminde İtalyan mühendis Piçiretu tarafından planlanan Halit Paşa Mahallesi, namıdiğer Girit Mahallesi'nde yer alan tarihi bina, 1820'li yıllarda ilçede yaşayan Rumlar tarafından restoran olarak kullanılmaya başlandı. El değiştirmesiyle, eczane ve manifaturacı olarak da kullanılan mekan, bölge halkınca 'küçük kıyamet' olarak adlandırılan Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi merkezli 1855 yılında meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki Bursa depreminde hasar gördü.
Onarımının ardından yeniden restoran, taverna ve son olarak da kahvehane olarak kullanılan mekan, Kurtuluş Savaşı yıllarında bir dönem ecza deposu olarak hizmet verdi. Sahiplerinin, 30 Ocak 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak imzalanan 'Nüfus Mübadele Sözleşmesi' ile birlikte, 1,5 milyon Anadolu Rum'u ile birlikte Yunanistan'a gönderilmesinin ardından binaya, Yunanistan'dan Türkiye'ye getirilen 500 bin Müslüman Türk'ten biri olan Kazım Bozdağ ve ailesi yerleştirildi.
3 KUŞAKTIR TARİHİ YAŞATIYOR
Bozdağ ailesince de kahvehane olarak işletilen mekan, dönemin bölgedeki 2 kahvehanesinden biri olması nedeniyle, Mudanya'da bulunan askeri birliklerden cumartesi ve pazar günleri çarşı iznine çıkan askerlerin uğrak noktası haline geldi. 1940'lı yıllarda 2'nci Dünya Savaşı döneminde ilçeye konuşlandırılan 70'inci Alay'daki askerlerin de çarşı izinlerinde dinlence ve eğlence mekanı olarak tercih etmesi nedeniyle, mekan adını halk arasında 'Alay Kahvesi' olarak aldı.
'MÜSLÜMAN TÜRKLER GELİNCE 1922'DEN BUGÜNE KADAR KAHVE OLARAK İŞLETİLDİ'
Kazım Bozdağ'ın ardından, damadı Mustafa Akbaş ile kardeşi Hüseyin Akbaş tarafından işletilen mekanın 3'üncü kuşak işletmeci Samet Akbaş (37) tarihe tanıklık eden mekanı ve aile hatıralarını canlı tutmaya çalışırken, müdavimlerinden Hüseyin Türker, 'Alay Kahvesi'nin hikayesini şu sözlerle anlattı:
Bizim orada bıraktığımız mallarımıza Rumlar yerleşti, biz de burada onların evlerine, bağ ve bahçelerine yerleştik. Böylece mübadele olmuş oldu. 'Alay Kahvesi' de Rumların kullanmış olduğu bir mekandı. Müslüman Türkler buraya yerleştirilince, 1922'den bugüne kadar kahve olarak işletilmiş oldu."
'CEPHEYE İLAÇ SEVKİYATI YAPILIYORDU'
'Alay Kahvesi'nin işletmecisi gibi müşterilerinin de 3'üncü nesil olduğunu söyleyen Türker, "Buraya, 'Alay Kahvesi' denmesinin sebebi ise 1922'de İstiklal Savaşı'ndan itibaren, Mudanya'da askeri birlikler vardı. Cumartesi ve pazar günleri izne çıkan askerler bu 'Alay Kahvesi'ne gelip, burada mektuplarını yazıp, içeceklerini içerek vakitlerini geçiriyorlardı.
Tabi burası İstiklal Savaşı döneminde bir süre ecza deposu olarak da kullanıldı. Buradan askerlere ilaç sevkiyatı da yapılıyordu.