Yunanistan, Japonya ve Kosta Rika'nın hepsinin ortak bir yanı var; bunlar Dünya'nın beş nadir 'Mavi Bölge'sinden üçüne ev sahipliği yapıyor. Bu eşsiz alanlar dünyadaki en fazla asırlık insana ev sahipliği yapıyor ve burada yaşayanların 100 yaşına kadar yaşama olasılıkları diğer yerlere kıyasla 10 kat daha fazla.
Bu konumların hiçbirinde yaşamıyorsanız endişelenmeyin, çünkü dünyadaki en yaşlı insanlar artık uzun yaşama dair en iyi saklanan sırlarından birini açığa çıkardılar ve bu çok katı bir kurala bağlı. "%80 yöntemi" olarak adlandırılan bu beslenme tüyosu, günde üç büyük öğün yemekten hoşlananlar için kötü bir haber olabilir.
Mavi Bölgelerde yaşayan pek çok kişi genellikle öğleden sonra ya da akşamın erken saatlerinde sadece küçük bir öğünle yetiniyor ve yalnızca midelerinin %80 dolana kadar yemek yiyor; bu yüzden bu yöntemin adı da buradan geliyor.
Bu yöntem, yemek masasında karnınızı tıka basa doldurduğunuzda hissedebileceğiniz şişkinlik hissinden kaçınmanıza yardımcı olur ve bu sayede gün boyunca hareket etmeniz de kolaylaşır.
Blue Zones kaşifi Dan Buettner'a göre bu yöntem Japonya'nın en küçük adalarından birindeki Okinawan'lar takip ediyor; daha eski araştırmalar onların da bir "kalori açığı" hedeflediklerini iddia ediyor.
Kalori açığı, yaşa bağlı hastalık riskinin azalmasıyla bağlantılı olan tipik 2.000 ila 2.500 kalori yerine 1.900 kalori yemeyi içerir.
Market rafları sayısız baştan çıkarıcı atıştırmalıklarla doluyken bunu sürdürmek imkansız görünebilir. Ancak Dr. Deborah Lee'nin yardımcı olabilecek birkaç ipucu var.
Kendisi şunları söyledi: "Yemeğinizin %80'inin nasıl görüneceğini hayal edin ve %20'sini tüketmemeyi hedefleyin."
"Kalori kısıtlamasının yaşlanma sürecini yavaşlattığına inanılıyor. Daha az yemek, metabolizma hızını düşürür. Daha az metabolik süreç devam ettiğinden, daha az oksidasyon meydana gelir. Oksidatif stres muhtemelen bugün gördüğümüz birçok kronik hastalığın (kalp hastalığı, kanser, tip-2 diyabet ve demans) gelişiminin temelini oluşturuyor."
Dr. Lee ayrıca yavaş yemek yemeye zaman ayırmanın da %80 kuralının korunmasına yardımcı olabileceğini iddia etti.
Bu aynı zamanda bilim tarafından da desteklenmektedir; 2012 yılında yapılan bir çalışma, daha yavaş yemenin, öğünler arasında daha fazla tatmin ve daha az açlık hissetmekle bağlantılı olduğunu vurgulamaktadır.
Şöyle devam etti: "Beslenme uzmanları, tabağınıza baktığınızda dikkatli bir şekilde yerseniz, yavaş yerseniz ve her lokmayı iyice çiğnerseniz, tabağınızdakinin yalnızca %80'ini yiyerek doyabileceğinize inanıyor."
"Bu şekilde beslenmenin birçok faydası var. Kalori saymanıza gerek yok ve hiçbir yiyecek kesinlikle yasak değil. Bu, işinize ve sosyal hayatınıza da uyum sağlayabilir. Hala büyük miktarlarda sağlıklı yiyecekler tüketir ve iyi beslenirsiniz."
Ancak buna rağmen, bazı yiyecekler kesinlikle diğerlerine göre tavsiye ediliyor; Blue Zone (Mavi Bölge) sakinleri genellikle bitki bazlı beslenme şekillerini uyguluyor.
Dr. Lee şunu ekledi: "Hazır yemekler, kızarmış yiyecekler, kekler, bisküviler, pudingler, tatlılar ve gazlı içecekler gibi işlenmiş gıdalardan vazgeçip taze, sağlıklı malzemeler kullanarak kendi yemeklerinizi hazırlamaya özen göstermelisiniz."
