Oyuncu Zeynep Çamcı, yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı sinema filmi Feride için "Bu bir kaş kaldırıştır" diyor ve güzellik kavramını sorgulatıyor. Samimiyetiyle kalpleri fetheden Çamcı "İnsanlar beni mahalleden arkadaşları gibi görüyor. Bu da benim çok hoşuma gidiyor" diye ekliyor.
Recep İvedik filmiyle tanınan ve sonrasında rol aldığı dizilerde canlandırdığı karakterlerle sevilen Zeynep Çamcı bu kez yazdığı ve başrolünü oynadığı ilk sinema filmi Feride'yle seyirci karşısına çıkacak olmanın heyecanını yaşıyor. Üniversiteden beri hayalini kurduğu film yapma fikrini hayata geçiren 1986 doğumlu oyuncu aynı zamanda Ali Yorgancıoğlu ile birlikte filmin yönetmen koltuğuna oturuyor.
24 Ocak'ta gösterime girecek olan film; yer altında kahraman kostümleri dikilen bir atölyede terzilik yapan Feride'nin, başta patronu olmak üzere yapamazsın diyenlere inat, moda devlerine kafa tutan yolculuğunu anlatıyor. 2015 yılında evlendiği reklamcı eşi Serhat Bayram'la birlikte çalıştıkları Serdesin adlı reklam ajansında bir araya geldiğimiz Çamcı, deli dolu enerjik bir kız. Ancak kendisini anlatmayı çok sevmiyor, biraz övülünce hemen yüzü kızarıyor ve yaptığı işi anlatmaya başlıyor. Yarattığı karakter Feride gibi yapamazsın diyenlere rağmen üretmekten vazgeçmeyen bir yapısı olduğunu söyleyen ve bu filmi "Kadın yönetmen olamazsın, senarist olamazsın" diyenlere inat yaptım diyen Çamcı ile hem güzellik algısını hem güçlü kadın rollerine bakışını konuştuk...
- Öncelikle hayırlı olsun. Feride filmi nasıl rotaya çıktı?
- Feride, 2011 yılında bir haber programında çalışırken kurguladığım bir karakterdi. Ama o orada kaldı. Araya çok iş girmesine rağmen aklımdan hiç çıkmadı. Sürekli düşündüğüm bir projeydi. İstanbul Üniversitesi Sinema Tv Bölümü'ne girdiğim ilk günden beri bir sinema filmi yapma hayalim vardı. O zaman oyunculuk yapmadığım için kendi filmimi çekmek istiyordum. Beni Böyle Sev döneminde sette yazıyordum. Setten eve gelip düşünüyordum. Kendime verdiğim söz vardı ve bunu yapmak istiyordum. Belki bunu yapmam biraz zaman aldı ama sonuç olarak yaptım.
- Bu süreçte en büyük motivasyonun ne oldu?
- Yani "Zeynep bunu yapacaksın başka çaren yok" dedim kendi kendime. Sürekli hatırlayayım diye duvarıma post it'ler koydum, dolabıma afiş yaptırıp astım. Bir komedi filmi yazıyorsun ama ağlayarak yazıyorsun. Bunu yapmak istediğimi söylediğim zaman birçok insan "Çok zor, yapamazsın, yönetmen olmak senarist olmak kolay mı?, herkese yaptırmazlar" gibi o kadar çok şey söyledi ki. Umutsuzluk yüklüyor heves kırıyorlardı. Yazdığın neye benzeyecek, ne olacak, insanlar beğenecek mi? O kadar çok şey var ki. Daha çok heves kırılmasın istedim. Bir güvenli alan var ve o alanda kaldığın sürece hiç ilerleyemiyormuşsun gibi geliyor. Hayalini gerçekleştirmek için ne yaparsan yap risk almak gerekiyor. Ben bu filmi yapabilmek için birçok teklifi reddettim.