A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2020 CEV Tokyo Olimpiyat Oyunları Avrupa Kıta Elemeleri final maçında Almanya'yı 3-0 yendi ve olimpiyatlara katılma hakkını elde etti. Tarihinde ikinci kez olimpiyat bileti elde eden milli takımın kaptanı Eda Erdem ve oyuncuları Meliha İsmailoğlu, Fatma Yıldırım ve Zehra Güneş yaşadıklarını anlattı
Türkiye Voleybol Federasyonu aylar öncesinden çalışmalara başlamıştı. Turnuvanın düzenleneceği yerlere giderek fizibilite çalışmaları yapan, orada yaşayan Türk gurbetçileri organize eden federasyon, Filenin Sultanları'nın mücadelesinde taraftar desteği için önemli bir çalışma yürüttü. Ve başarılı da oldu. Hollanda'nın Apeldoorn kentinde düzenlenen turnuvanın bitiş düdüğü çaldığı an, millilerimiz olimpiyat vizesini elde ettikleri an, orası Hollanda değil Türkiye'ydi... Oyuncularla seyirci tek yürek oldu, salon kırmızı beyazdı... Ekranları başında Filenin Sultanları'nı destekleyenler de gözyaşlarına hakim olamadı. Geçen haftanın en gururlandıran olayının perde arkasını öğrenmek için ayağının tozuyla Türkiye'ye gelen oyuncularla buluştuk. Türk sporcusunu, Türk kadınını temsil eden bu güzel takımın kaptanı Eda Erdem başta olmak üzere, Meliha İsmailoğlu, Fatma Yıldırım ve Zehra Güneş'le konuştuk.
İLK SAYIDAN SON SAYIYA KADAR GÜLÜMSEDİK
- Turnuvanın son maçı bitip, Tokyo'ya gidiş biletini alınca ne hissettiniz?
- Meliha İsmailoğlu: Turnuvanın son maçında sonra durumu idrak edemedim. Son sayıdan sonra birbirimize baktık ve "Gerçekten yaptık mı? Gidiyor muyuz?" hissi yaşadık. Çok güzel bir his. Bu sorumluluk bizi korkutmuyor. Ülkemizin adına orada mücadele etmek daha da motive ediyor.
- Fatma Yıldırım: Bu güzel bir sorumluluk. Artık olimpik sporcuyuz, yediğimizden, içtiğimize, uyuduğumuzdan, davranışlarımıza her şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Kafamıza göre davranamayız. Milli formayı giydiğiniz andan itibaren sorumluluk alıyorsunuz. Çoğu gence örnek olduğumuz için dikkatli yaşıyorduk zaten. Ama artık bu sorumluluk üç katına çıktı. Hem başkalarına örnek olmamız gerekiyor, hem de Olimpiyatlara gideceğimiz için kendimize karşı da sorumluyuz.
- Seyirci sizi nasıl etkiliyor?
- Zehra Güneş: Biz seyirciyle çoşan bir takımız. Turnuvanın birinci gününden itibaren gün geçtikçe coşkusu ve sayısı artan bir seyircimiz oldu, bu da bizi çok yükseltti. Maçtan sonra hayatımda görmediğim insanların bizimle gurur duyduğunu ifade etmesi büyük bir mutluluk.
- F.Y: Her milli maça çıktığımda İstiklal Marşı'nın okunduğu an çok önemlidir benim için. O marş okunmaya başladığında seyirciyle birlikte onu okumak, o duygu inanılmaz bir şey. Her sporcu bu anı yaşamayı iple çekiyordur. "Bu kadar insan bizi desteklemeye gelmiş, biz bu maçı kaybedemeyiz" hissiyle oynuyoruz.
- Maç esnasında bir ara Koç Giovanni Guidetti size, "Gülmüyorsunuz, gülerek oynayın" dedi. Neden?
- M.İ: Maçtan önce konuştuğumuz bir şeydi bu. Koç bize, "İlk sayıdan son sayıya kadar gülmeniz gerekiyor" demişti. Sahanın içindeki enerjimizi böyle yükselteceğimizi, bir iki sayı geri bile düşsek, yüzümüzün düşmesini istemiyordu. Maç esnasında gülmemiz gerektiğini hatırlattı...
- Z.G: Gülüyor olmak önemli. Zevk aldığın zaman bir işi iyi yaparsın. Sadece voleybol için geçerli değil bu hayatın her alanında. Biz baskı altında oynadığımızda, kafamızı bir şeye taktığımızda oyunumuz çok etkileniyor. Tecrübe azken bunun kontrolünü sağlamak çok zor.
- F.Y: Biz öyle zor maçlar oynuyoruz ki, stres, baskı olmaması mümkün değil. Giovanni bize o noktalarda sadece gülmemiz gerektiğini, eğlenmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
- Yedi yılın ardından nasıl oldu da bu takım Olimpiyat biletine hak kazandı?
- F.Y: Bir ivmemiz var. Antrenörüyle, oyuncularıyla bir uyum içinde. Bu jenerasyon bunu yakaladı. Ve çok çalışıyoruz. Kimse en son ne zaman tatile gittiğini hatırlamıyordur. Geçen yaz dört ay kamptaydık düşünün.
- Kişisel olarak bu sporu yapma motivasyonunuz ne?
- F.Y: Voleybolu seviyor oluşumuz. Voleybol oynamadığım zamanlarda kendimi boşlukta hissediyorum. 20 senedir voleybol oynuyorum, onsuz bir hayatta ne yaparım onu bile bilmiyorum.
- Z.G: Beş gün tatil olunca boşluğa düşüyorum, topu özlüyorum.