ASELSAN'ın Abu Dabi'deki ofisinin açılışını da gerçekleştirdiklerini anlatan Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanımız, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ gibi çok değerli şirketlerimizin genel müdürleri, yönetim kurulu üyelerinin olduğu bir toplantıyı gerçekleştirdik. Orada verdikleri brifingde Türk savunma sanayiinin geldiği son noktadaki başarıları bir kere daha hatırlatmış oldular. Bunlar, buradaki dostlarımız bakımından çok ilgi çekici. Özellikle dışa bağımlılık, bölge dışındaki ülkelere, Batılı ülkelere bağımlılık noktasında kendilerini daha bağımsız hissedecekleri, daha güçlü hissedebilecekleri bir işbirliği alanı olarak görülüyor. Ümit ederim ki bu gerçekleşir." ifadelerini kullandı.
"DAHA ORTAK NOKTALAR BULUNABİLİR GELİŞTİRİLEBİLİR"
Bu ülkelerle ilişkilerin şu anda ne durumda olduğuna yönelik bir soruya Kurtulmuş, "Şu anda çok sıcak, çok dostane ve biraz da benim gördüğüm geçmişteki o gergin ortamdaki kayıplarımızı telafi etmeyi düşünen bir olumlu yaklaşım içerisindeler. Zaten bizim tarafımız öyle. Ümit ediyorum ki Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 12-13 Şubat'ta buraya yapacağı ziyarette bu adımlar daha ileriye atılır, daha ortak noktalar bulunabilir geliştirilebilir." yanıtını verdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu ziyaretlerin çok faydalı ve çok sıcak bir ilişkinin gelişmekte olduğunu gördüğünü ve bundan memnun olduğunu ifade etti.
"Tarihin bu döneminde Türkiye ile BAE'nin çıkarlarının ortak olduğu ve birlikte hareket ettiği gibi yorum yapılabilir mi?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, bütün dünyada dış politikanın böyle bir hale geldiğini ama özellikle Türkiye'nin, sahip olduğu potansiyel, içinde bulunduğu coğrafyanın ülkeye verdiği büyük imkanlar ve çok büyük riskler çerçevesinde asla durağan bir dış politika seyri içerisinde olamayacağını söyledi.
Eski soğuk savaş döneminin kalıpları içerisinde dış politika inşa edilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, "Hiçbir ülke bunu yapamaz da hele Türkiye hiç yapamaz. Dolayısıyla sanki soğuk savaştaymışız gibi, yani ebedi müttefiklerimiz ve ebedi rakiplerimiz varmış ve bunlar hiç değişmezmiş gibi davranamayız. Türkiye, bu süre içerisinde çok taraflı, ilkeli, herkesle görüşebilen ama her şeyden önce de Türkiye'nin ve bölgenin menfaatlerini önceleyen bir bakış açısıyla dış politika geliştiriyor." değerlendirmesinde bulundu.