AK PARTİ'DEN ÖNCE KENDİMİZİ AZINLIK HİSSEDİYORDUK
- Peki, Meclis' girdiğinizde çözmeyi düşündüğünüz sorunlar neler?
- Azınlıkların ihtiyaçları Cumhurbaşkanımız tarafından asla görmezden gelinmedi. Bizim çocukluk dönemlerimizde vakıfların yaşadığı problemler büyüklerimiz tarafından dile getiriliyordu. Örneğin bir vakıf binasının boyanması, camının değiştirilmesi için aylarca beklediklerini duydum. Asıl o zaman kendilerini azınlık olarak hissediyorlardı.
Erdoğan döneminde yapılan, malların geri iade edilmesi azınlıklar için hayal gibi bir şeydi! Okullarımızda kendi dillerimizde kitapların basılıp yayılması, Milli eğitim müdürlüğüyle okullarımızın her zaman yakın temasta olması ve sorunlarının hemen çözülmesi, kiliselerimizin tadilatları... Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kilise açıldı. Üstelik olmayan bir yerde. Yeşilköy'de yaşayan Süryani Cemaatimiz için sıfırdan bir kilise inşa edilmesine destek verildi. Cumhurbaşkanımızın Süryani Cemaati ile her buluşmasında "Ne oldu, kilise yapımını hadi hızlandırın" gibi ifadeleri de oldu. Hep yakından takip etti. Van'daki Akdamar Kilisesi'nin açılması tarihi bir olay. Bunlar bizler için çok önemli!
KİMSENİN AKLINA AZINLIK OLDUĞU GELMİYOR
- Cemaatinizin gençlerine neler söylemek istersiniz?
- Bu ülkede kendilerini azınlık hissetmesinler, azınlık değiller. Dedelerimiz Osmanlı Devleti vatandaşıydı. Mimari, inşaat, sağlık, sanat, el sanatları, ekonomi alanında çok önemli görevler almışlar. Cumhuriyet döneminde yine milletvekilleri, sanayicilerimiz oldu. Neredeyse bin yıl birlikte olmuş insanlar neden kendilerini azınlık hissetsin ki! Sadece resmi yazışmalarda geçiyor bu tabir. Ama yaşarken böyle bir durum yok. Ramazanda oruç tutan, Kurban Bayramı'nda kurban kesen Ermeniler tanırım ben. İç içe geçtik çünkü. Kimsenin aklına azınlık olduğu gelmiyor. Ama azınlıkların temsili anlamında bir görevimiz var. Bu ülkenin güzel renkleri... Tek cümle: AK Parti, ikinci bölge, 9. Sıra! (Gülüyor)
DAĞLARIN ARDINA ZİYARET
"Depremden önce Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir Kahramanmaraş ziyaretimiz olmuştu. Dönüşte uçaklara binmek için biraz bekledik. Hava da kararmak üzereydi. 'Neden bekliyoruz' diye sordum. Yetkililerden biri, 'Şu dağların üzerindeki ışığı görüyor musunuz? İşte Cumhurbaşkanımız şu an orada' dedi. 'Neden?' diye sordum. Orada yaşlı, hasta biri varmış. Cumhurbaşkanımızın Maraş'a geldiğini duyunca kendisini görmek istediğini söylemiş. Cumhurbaşkanımız tüm işlerini erteleyip kalabalık bir insan grubuyla o kişiyi görmeye gitmiş. Bu beni çok etkiledi. Üstelik dinleyip geçmiyor, uzun süre sohbet ediyor, elini tutup derdini soruyor. Gözlerinin içine bakıyor."