ADALET DİVANI YARGI SÜRECİ
Türkiye olarak müdahillik çalışmalarımızın sonuna geldik. Metni defalarca gözden geçirdik. Muhtemelen bir hafta içinde dilekçemizi vereceğiz. Konuyu çok yönlü düşünüyoruz. Türkiye tarihinde ilk defa Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) metin verecek. Öncesinde olan bir olay değil.
Filistin davasının yanındayız. Tüm diplomatik ve hukuki araçları kullanıyoruz. Yaklaşık 40 sayfalık bir doküman bu. Adalet Divanı'nda bir baskı oluşturma, bu adımları başkalarıyla paylaşma mühim. Ne kadar fazla, nitelikli, hukuki ağırlığı olan metin olursa kaçacak yeri kalmaz.
SURİYE İLE NORMALLEŞME
Suriyeli muhataplarımızla liderler düzeyindeki görüşme için ne zaman, nasıl çalışmalarını yapıyoruz. Ajandanın hazırlanması ile ilgili çalışmamız var. Şu anda netleşmiş bir takvim yok, irade beyanı var. Karşı tarafla yaptığım temaslarda gördüğüm, görüşmeye açıklar. Şu ana kadar bize iletilmiş ön şartları yok. Örneğin 'Türk askeri çekilsin' denildiği zaman 'görüşmelere bunun için ihtiyaç var' diyorum.
Benim ön şartımı sen yaptıktan sonra, senin ön şartını ben yaptıktan sonra niye görüşme trafiğine ihtiyacımız olsun? Görüşme bunun için yapılıyor. Sen mültecini al, topraklarındaki teröristleri yok et, ben de askerimi alayım. Bir daha bana mülteci göndermeyecek ve güvenlik tehdidi üretmeyecek bir idari yapı oluşturacağının emarelerini göreyim. Ortaya şart konulduğu zaman benim daha çok şartım var.
ERDOĞAN-ESAD GÖRÜŞMESİ NEREDE?
Olursa üçüncü bir ülke olur. Ama netleşmedi. Ruslar, 'İran da masada olsun. Daha önce yapıyorduk' diyor. Bizim önceliğimiz kimin görüştürdüğü değil, 'görüşmek.' 'Sizi bir araya getiriyorum' ile 'aracı oluyorum' meselesi iki ayrı şey. Her ikisinin de farklı boyutları var.