Deprem şehirlerinde yaşanan derin acıların ortasında siyaset konuşmak ne kadar zorsa siyasetten kaçmak da o kadar zor.
Her şey siyasetle ilgili ve her sözün sonu da öyle veya böyle siyasete çıkıyor. O gece, Hatay'ın tarihi ilçesi Antakya merkezde, biri Köprübaşı, diğeri Yunus Emre Parkı'nda iki ayrı anma töreni vardı.
Saatler öncesinden hüzünlü insanların o alanlara aktığını izledim. Küçük kıyametin koptuğu o an geldiğinde, saatler 04.17'yi gösterdiğinde sadece belli belirsiz sessizliği delen hıçkırıklar ve gözyaşları vardı. İstiklal Marşı bitip konuşmalar başlayınca kalabalık da hareketlendi.
Bu haraketlilik bir anda Köprübaşı'nda bir araya gelen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a karşı protestoya dönüştü.
Demokratik bir tepkiydi bu. Hükümete yönelik olanı şaşırtmasa da muhalefete yönelen protesto şaşırtıcıydı. Üstelik CHP daha yeni "değişim"le yola çıkmışken... Hataylıların değişmesini istedikleri Lütfü Savaş'ı geri çekip yeni birini atarlar mı bilemem ama bu protestolar sandığa yansıyacak görünüyor.