TÜRKİYE'DE ÖZEL SEKTÖR CANLI VE DİNAMİK
Tuerkner, Türkiye'de özel sektörün oldukça canlı olduğunu ve büyüme, yenilikçilik ve kalkınma için güçlü bir iştahı bulunduğunu dile getirdi.
Bu dinamizmin, girişimcilik ruhunda ve çeşitli sektörlerde görülen sürekli ilerleme dürtüsünde kendini gösterdiğini söyleyen Tuerkner, ekonomik ortamın önemli zorluklar içerdiğini kabul etmek gerektiğini dile getirdi.
Yatırım ortamı ve düzenlemelerde öngörülebilirliğin kritik olduğunu aktaran Tuerkner, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki deneyimlerimden çıkardığım en önemli derslerden biri, Türk özel sektörünün bu zorluklara uyum sağlama konusundaki olağanüstü kapasitesi. Yerel işletmelerin sergilediği çeviklik ve dayanıklılık takdire şayan. Ancak, sürekli ve şiddetli ekonomik dalgalanmalarla karşı karşıya kalındığında bu nitelikler tek başına yeterli olmayabilir. Bu noktada bizim gibi uluslararası yatırımcıların rolü büyük önem kazanıyor. Varlığımız ve finansal desteğimiz, Türkiye ekonomisinde istikrar ve ilerlemenin teşvik edilmesi için önemli. Çok ihtiyaç duyulan sermaye ve uzmanlığı sağlayarak, boşlukların kapatılmasına ve sürdürülebilir büyüme için daha elverişli bir ortam yaratılmasına yardımcı oluyoruz. Bu nedenle, yerel kurumların özerkliğini, düzenleyici çerçevelerin etkinliğini ve yatırım ortamını iyileştiren yapısal reformların uygulanmasını tutarlı bir şekilde desteklemek zorunlu."
Tuerkner, Türkiye'deki 7 yılında özel sektörün ekonomik zorluklardan doğal afetlere kadar her türlü krize verdiği tepkiyi deneyimleme ayrıcalığına sahip olduğunu anlattı.
Bu dönemde küresel ve yerel zorluklarla ekonomik kırılganlıkların arttığını ve yapısal reformlara ihtiyacın daha kritik hale geldiğini belirten Tuerkner, "Ancak geçtiğimiz yıl boyunca, ekonomide ortodoks bir politikaya dönüş yönünde pek çok olumlu adıma ve Türkiye'nin potansiyeline yönelik yatırımcı güveninde güçlü iyileşme işaretlerine tanık olduk. Bu durum derecelendirme kuruluşları tarafından da kabul edildi. Bizim ve ekonomik istikrar için önemli olan ortodoks politikalara dönüşün devam etmesidir. Şu an itibarıyla bu yolda bir değişiklik işareti görmüyoruz." diye konuştu.