"ORTA KORİDOR, BÖLGE ÜLKELERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR TİCARİ VE EKONOMİK POTANSİYELE SAHİP"
Orta Koridor'un paydaşlarının pürüzleri gidermenin yoluna bakmaları ve çözümleri önceliklendirmeleri gerektiğini belirten Uraloğlu, şöyle devam etti:
"Bu anlayışla, koridor ülkeleriyle sıkça bir araya geliyor, üçlü mekanizmalar çerçevesinde koridorun kapasitesini artıracak ve darboğazları ortadan kaldıracak önlemleri ele alıyoruz. Azerbaycan-Kazakistan veya Azerbaycan-Gürcistan ile kurduğumuz mekanizmalar buna birer örnektir. Diğer taraftan bu ülkelerle çeşitli uluslararası örgüt çatısı altında bir araya geliyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı, Avrupa Kafkasya Asya Ulaştırma Koridoru, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu çerçevesinde taşımaların, gümrük işlemlerinin, lojistik duraklardan geçişin kolaylaştırılmasına yönelik uyumlaştırma yöntemleri arıyoruz."
Usul ve işlemlerin kolaylaştırılması noktasında, transit yükün olabildiğince engellere takılmaksızın hedefine ulaşması için idari birtakım prosedürleri geride bırakmanın gerekliliği konusunda ortak anlayışa varılması gerektiğini dile getiren Uraloğlu, doğu-batı yük potansiyeli, demir yolu kapasitesinin çok üzerindeyken demir yolunun da tamamlayıcı niteliğindeki kara yolu için kotaların liberalleştirilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Orta Koridor'un, bölge ülkeleri için önemli bir ticari ve ekonomik potansiyele sahip olduğunun altını çizen Uraloğlu, koridorun, Asya ve Avrupa arasında stratejik bir bağlantı sağlayarak ticaretin artmasına, ekonomik büyümeye ve kalkınmaya da katkı sağlayacağını bildirdi.
Uraloğlu, Türkiye olarak, Orta Koridor'un geliştirilmesi ve güçlendirilmesi konusunu kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayarak, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin ve işbirliğinin artması için çaba gösterdiklerinin ifade etti.
2053 vizyonu doğrultusunda, Asya, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu arasında artan ticarete daha fazla ulaşım altyapısı sağlamayı hedeflediklerini aktaran Uraloğlu, "Gerek Asya'dan gerekse Orta Doğu'dan gelecek yüklerin akışını sorunsuz bir şekilde sağlamak için, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Asya ve Avrupa kıtaları arasında, Marmaray'dan sonra, ikinci demir yolu bağlantısını tesis ediyoruz. Bu kapsamda Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Çatalca Demiryolu Projesi'ni hayata geçirmeyi planlıyoruz. Buna ilave olarak şu anda inşa edilmekte olan Halkalı-Kapıkule Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi tamamlandığında İstanbul ile Türkiye-Bulgaristan sınırı arasında yüksek hızlı tren işletmeciliğine başlanacak. Böylece bölgeler arasında kesintisiz ticarete daha yüksek kapasite ve hızla katkıda bulunacağız." değerlendirmesinde bulundu.