Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel pandemi sonrasında artan enflasyonist baskı ile ülkelerin merkez bankalarının üzerinde yük arttı.
Enflasyon baskılarının halen çok güçlü seyrettiği küresel ekonomide tüm dikkatler merkez bankalarının açıklayacağı kararlara yöneliyor. Türkiye'de devam eden enflasyonla mücadele kapsamında da gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na çevrilmiş durumda. Merkez Bankası yarın faiz kararı açıklayacak. Piyasalar ise Merkez Bankası'nın faizi sabit bırakmasını bekliyor. Sabah Gazetesi Yazarı Özlem Doğaner konuyu köşesinde kaleme aldı.
İşte Doğaner'in o yazısı:
Bu hafta yine merkez bankalarını ve merkez bankası başkanlarının geleceğe yönelik düşüncelerini konuşacağız. Pandemiden bu yana iki ileri bir geri giden küresel ekonomide enflasyon başrolü oynamaya devam ediyor. Bu nedenle iş dönüp dolaşıp merkez bankalarının attığı adımların başarısına kilitleniyor. Görünen o ki bir süre daha başrol koltuğu onlarda olacak.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yarın faiz kararını açıklayacak. Para Politikası Kurulu toplantısında faizin sabit bırakılması bekleniyor. Verilecek mesajlarda da sürpriz bir beklenti yok. 3. Enflasyon Raporu sunumunda MB Başkanı Fatih Karahan, merak edilen tüm soruları yanıtlamış, %38 olan yılsonu enflasyon tahminini değiştirmemişti. MB'nin bu kararlı duruşuna karşılık, piyasa beklentilerinin ise %43-45 arasında değiştiğini söyleyelim.
Peki, pandemi sonrası omuzlarındaki yükün arttığı ve pek çok ülkede, seçimlerin de etkisiyle yalnız bırakılan merkez bankaları ne kadar başarıya ulaştı? Bundan sonra nasıl bir dünya görüyorlar? Dünyanın önemli merkez bankalarının başkanları, ABD Merkez Bankası'nın Kansas City şubesi ev sahipliğinde 1978'den bu yana düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'nda bir araya gelecek. TCMB Başkanı Karahan da bu yıl 22-24 Ağustos'ta gerçekleştirilecek Jackson Hole Sempozyumu'na katılacak.
Sempozyumun bu yılki teması, "Para politikasının etkinliğinin ve iletiminin yeniden değerlendirilmesi" olacak. Yüksek enflasyonla mücadelelerinin ardından gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının faiz indirim süreçlerinin ve henüz faiz indirimlerine başlamayan dünyanın en büyük ekonomisi ABD'de resesyon endişelerinin piyasaların odağında olduğu bir dönemde sempozyumun kilit noktası Fed Başkanı Jerome Powell'ın yapacağı konuşma olacak.
Fed, Temmuz ayındaki son toplantısında eylül ayı için faiz indirim sinyali verse de ülkede yaklaşık 3 yılın en yüksek seviyesine çıkan işsizlik oranı başta olmak üzere bazı verilerin endişeleri güçlendirmesiyle piyasalarda yaşanan satış baskısı sonrası Powell'dan gelecek açıklamalar dikkatle takip edilecek. Fed Eylül'de faiz indirimine gidecek mi, yıl sonunu mu bekleyecek yoksa seçimleri de bahane ederek bu yılı pas mı geçecek? Merakla izleyeceğiz.
Elbette sadece Fed değil, tüm dünya enflasyonla resesyon arasında geçen mücadele yıllarından dışarı doğru bir adım atmanın hazırlığında. Kimi bir faiz indirip deniyor, kimi faiz indirimi için uygun ortam arıyor. Kimi acele etmemeyi tercih ediyor. Bizde de son çeyrek mi, yoksa 2025 başında mı faiz indirilse diye herkes kafa yoruyor.
Bence en büyük mesele tüm yükün bu dönemde sadece merkez bankalarına bırakılıp onlardan kahramanlık beklenmesi... Ve tek enstrümanın faiz politikası olarak görülmesi. Peki dünya pandemi döneminden ders çıkarabildi mi? Bugünlerde maymun çiçeği vakalarıyla tekrar bir endişe bulutu dolaşmaya başladı. Henüz ilkinin etkileri silinmeden yeni bir pandemiyi dünyanın kaldırabilmesi çok zor görünüyor. Sanki ders çıkarmak değil de günü kurtarıyoruz çünkü.
