'OVP HEDEFLERİNDE ÇELİŞKİ YOK'
Yılmaz, OVP'de 2025 yılı için ortaya konulan %4'lük büyüme ve %17,5 enflasyon hedefinin birlikte nasıl gerçekleşebileceği ve söz konusu büyüme oranının parasal sıkılaşmayı etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine, OVP hedeflerinde bu yıl için yapılan revizeleri anımsattı. "Büyüme ile enflasyon ilişkisinde kısa dönemli olarak tabii ki zorluklar var" diyen Yılmaz, "Ama esas itibariyle enflasyonun düşüşü, öngörülebilirliği arttırıyor. Geleceğe ilişkin güveni, beklentileri iyileştiriyor ve bu kanalla büyümeye de destek oluyor. Özellikle orta ve uzun vadede birbiriyle çelişen süreçler değil." değerlendirmesini yaptı.
Büyümenin kompozisyonunun da önem taşıdığını söyleyen Yılmaz, "Tüketim ağırlıklı, iç talep ağırlıklı, bir büyüme yaparsanız bu enflasyonist olur. Ama yatırım, üretim, ihracat odaklı, dış talep odaklı bir büyüme başarırsanız bu enflasyonist olmaz. Politikalarımızın en önemli unsurlarından biri bu dengeli büyüme." diye ekledi. Önümüzdeki yıl dünyada oluşacak tablonun da Türkiye'yi olumlu yönde etkileyeceğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bir defa dünyada faizler iniyor. Dolayısıyla dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak bir miktar canlanma ve likidite de artış bekliyoruz. Diğer yandan emtia fiyatlarının ılımlı seyretmesini bekliyoruz. Ayrıca temel pazarımız olan Avrupa Birliği ve MENA daha olumlu, nisbi olarak daha olumlu bir performans göstermesi bekleniyor. Bu da dış talep kanalıyla büyümemizi yine destekleyici bir boyut olacak."
Ortaya konulan hedeflerin parasal sıkılığın daha erken sonlandırılmasına yol açabileceği yönündeki görüşlere de katılmadığını da anlatan Yılmaz, "Parasal politika Merkez Bankamız çerçevesinde yürüyor ve araç bağımsızlığıyla yürüyen bir politika. Orta vadeli politikamızın temel amacı enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmek. Dolayısıyla bütün diğer parametreleri bunun etrafında şekillendiriyoruz. Merkez Bankamız zaten metinlerinde de ortaya koyduğu gibi verilere bakarak, beklentileri takip ederek, gelişmeleri takip ederek kendi kararlarını verecektir. Orada bir sorun görmüyorum ben." diye konuştu.
Mali tarafta Merkez Bankası'nın politikalarıyla eş güdümü sağlayacak ne gibi ek adımlar atılacağı sorusunu da yanıtlayan Yılmaz, daha önce %6,4 olarak öngörülen bütçe açığının milli gelire oranının deprem harcamalarına rağmen %4,9'a çekilmesinin mali taraftaki güçlü duruşun göstergesi olduğunu savundu.
Yılmaz, önümüzdeki yıl için belirlenen %3,1'lik hedefin de maliye politikasının desteğinin süreceğinin işareti olduğunu söyledi.