KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM
Küresel ekonomide 2021 yılında yaşanan güçlü toparlanma sonrasında 2022'de daha ılımlı bir büyüme gerçekleştiğine dikkati çeken Yılmaz, toplam talebin güçlenmesi ile eş zamanlı olarak yaşanan arz sorunları, neticesinde, başta gıda ve enerji olmak üzere, emtia fiyatlarında tarihi yüksek seviyeler görüldüğünü, bu dönemde başlayan Rusya-Ukrayna savaşının gıda ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmayı artırdığını ve 2022 yılı boyunca küresel fiyat düzeyinin, alınan önlemlerle düşüş sürecine girmiş olsa da halen tarihsel ortalamaların üzerinde seyrettiğini kaydetti.
Yılmaz, küresel düzeyde artan politik ve ticari gerilimlerin, ekonomik ve siyasi alanda çok sayıda değişime sebep olduğuna işaret ederek ticarette karşılıklı kısıtlama ve yaptırımların belirsizliklere yol açtığını ve küresel ekonomik aktivite üzerinde baskı oluşturduğunu ve bölgesel düzeyde rekabetin belirginleşip müttefik ülkeler ayrımının yaygınlaştığını ifade etti.
Rusya-Ukrayna savaşının yanı sıra Orta Doğu'da beliren savaş ortamının, insani boyutta kabul edilemez sonuçlara yol açtığını, bu çerçevede, çatışmaların tırmanması ve daha geniş bir coğrafyaya yayılması halinde, küresel ekonomik düzende ciddi olumsuz etkiler doğabileceğini dile getiren Yılmaz, "Jeopolitik risklerde görülen son tırmanışlar, özellikle enerji ve gıda fiyatları kanalıyla küresel enflasyonu etkileme potansiyeli taşımaktadır." diye konuştu.
Yılmaz, küresel düzeyde dirençli hale gelen enflasyonla mücadelede 2022 yılının başından itibaren yaygın bir biçimde parasal sıkılaşma eğiliminin bulunduğunu, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ekonomilerde politika faiz oranlarının uzun süredir görülmeyen sıklıkta yükseltildiğini hatırlatarak sıkılaşan finansal koşulların rezerv para birimlerinin güçlenmesine ve gelişmekte olan ülke para birimlerinde dalgalanmalara yol açtığını, bu gelişmeler ve zayıflaması beklenen talep görünümü nedeniyle küresel büyümede ivme kaybı ihtimalinin giderek kuvvetlendiğini kaydetti.