Whitney Houston’un hayatı

Houston'un 48 yıllık hayatından 24 unutulmaz kare İlk gençlik yıllarında Seventeen, Glamour ve Cosmopolitan gibi ünlü moda dergilerinde foto model olarak poz verdi. New York'taki bazı kulüplerde sahne aldı. 1983 yılında ilk plak anlaşmasını imzaladı. İlk plağından sonra Houston, dünyaca ünlü müzik dergisi Rolling Stone tarafından müzik dünyasının yeni starı olarak selamlandı. Çevresinde Aretha Franklin, Gladys Knight, Dionne Warwick ve Roberta Flack gibi büyük isimlerin bulunduğu siyahi sanatçı, her zaman ailesinden büyük destek gördüğünü belirtti. Resimde ise Warwick ve annesi ile görülüyor. 'Şarkı söylemek benim için konuşmak kadar kolay' diyen Houston, 1986 yılında tam üç dalda Grammy ödülü kazandı. Aynı yıl Amerikan Müzik Ödüllerinde 7 ödül ve MTV Müzik Ödülü'nü havaya kaldırdı. Haziran 1987'de ikinci albümünü piyasaya sürdü. Yine rekorlara imza attı. Müzik listelerinde hit olan 'I Wanna Dance With Somebody', 'So Emotional' ve 'Didn't We Almost Have It All' parçalarıyla Beatles'ı solladı. Houston, yoğun müzik kariyeri boyunca aşka da zaman ayırmayı başardı. Eddie Murphy ve Bobby Brown gibi isimlerle iz bırakan ilişkiler yaşadı. 1991'de Birinci Körfez Savaşı çıktığında, Amerikan Futbol finali öncesi sergilediği sahne performansıyla bütün Amerika'yı birleştirdi. 18 Temmuz 1992'de kötü çocuk Bobby Brown ile evlenince hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı. Houston, 'Üzülmeyin, Bobby'nin çok iyi bir kalbi ve ruhu var' diyerek hayranlarını teselli etti. 'Gimme a Break' ve 'Silver Spoons' gibi televizyon dizilerinde yer alan sanatçı, 1992 yılında Kevin Costner ile oynadığı 'The Bodyguard' filmiyle de Hollywood'a adım attı. 4 Mart 1993'te kızı Bobbi Kristina Brown'u dünyaya getirdi. Kristina ile sahneye çıkmayı seven Houston, kızı için 'O benim en büyük ilhamım. En büyük aşkım ve destekçim' diyordu. 'Bodyguard'dan sonra 1995'te Loretta Devine, Angela Bassett ve Lela Rochon ile birlikte Waiting to Exhale filminde oynadı. Başrolü üç isimle paylaşmaktan hoşlanmadı: ' Biliyorsunuz ben starım. Öylesine bir oyuncu olmak istemem.' 'Bir daha film çevirmeyeceğim' demesine rağmen 1996 yılında Denzel Washington ile birlikte 'The Preacher's Wife' çalışmasında yer aldı. Aralarında rekabet olduğu söylentilerini boşa çıkarmak için Mariah Carey ile, 1998 MTV Müzik Ödülleri töreninde sahneye aynı elbiseyi giyerek çıktı. Houston ve Brown çifti, Şubat 2000'deki Grammy ödülleri için verilen partiye giderken görülüyor. Bir ay önce ise gazetelerde, Hawaii havaalanında çiftin valizinde mariuhana bulunduğu haberleri çıkmıştı. 2001 yılında Michael Jackson'un plak şirketiyle 100 milyon dolarlık anlaşma yaparak Pop Kralını tahtından etti. 'Wanna Be Startin Somethin' hit oldu. 2002'de Diane Sawyer'a verdiği söyleşide, eroin kullanıcısı olmak için çok para kazandığı esprisini yaptı. Eroini, stresten kaynaklanan ve sesinin çatallaşmasına da yol açan davranış bozukluğunu alt etmek için kullandığını belirtti. Mayıs 2003'te, Siyahi Yahudilerin çağrısıyla gittikleri İsrail'de, Houston ve Brown, Ürdün Nehri'nde vaftiz töreni yaptılar. Uyuşturucu için tedavi gördükten sonra Eylül 2004'te Dünya Müzik Ödelleri töreninde sahne aldı. 2005'te yeni bir albüm çıkarmak yerine, yeniden rehabilitasyon tedavisine başladı. 2009'da 'I Look to You' albümünü çıkardı. Aynı yılın Şubat ayında da dünya turnesine çıktı. 2009'da kızı Kristina ile birlikte 'Good Morning America' programına çıktı. Burada ve daha sonra 'National Enquirer' ve 'InStyle' gibi dergilere verdiği söyleşilerde uyuşturucu kullanmadığını vurguladı. 15 yıl aradan sonra 'Sparkle' filmiyle (10 Ağustos 2012'de gösterime girmesi bekleniyor) beyaz perdeye geri döndü. 'People' dergisine, Jordin Sparks ile birlikte oynadığı film için, 'Bu çalışma tamamen kostümler ve saç stilleriyle ilgili' demişti. 48 yaşındaki Houston, 11 Şubat'ta bir otel odasında hayatını kaybetti.