Özel uçak 'CAN' ile Suriye konulu 'Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'ne katılmak üzere saat 09.10'da İran'a hareket eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'in geleceğinin görüşüleceği Üçlü Zirve'ye katılmak için, İran'ın başkenti Tahran'a geldi. ÜÇLÜ ZİRVE MERAKLA TAKİP EDİLDİ Dünyanın merakla beklediği toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 'Üçlü Zirve' öncesi baş başa görüştü. Üç lider, ortak basın açıklamasına başladı. 'CERABLUS, AFRİN'DE TERÖRÜ TEMİZLEDİK' Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvede şunları söyledi : 'Sayın Ruhani'ye ev sahipliği için teşekkür ediyorum. Zirveden çıkacak kararlar tüm dünya tarafından merakla bekleniyor.' 'Askeri müşterekten Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması amacıyla sahada şiddetin durdurulması hedeflerimiz. Aynı anlayışla Cerablus, Afrin, El Bab gibi bölgelerde terörü temizledik. Huzur ve birliği temin ederek mültecilerin evlerine dönebilmelerine çalıştık. Askerimizin canı pahasına teröristleri temizledik.' 'Bugün, gerginliği azaltma bölgelerinden geriye sadece İdlib kaldı. Türkiye olarak şehitler verdiğimiz, ciddi özveride bulunduğumuz çok ciddi bir yere geldiğimizi düşünüyoruz. Suriye'nin geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz için hayati öneme sahiptir. Bölgede kurduğumuz 12 gözlem noktasının anlamından biri de can güvenliği vermiş olmasıdır. Kendi halkına yönelik katliamları Esad yönetiminin rızasına bırakmayı göze alamayız. Süreç çok riskli bir yere geldi.' 'İDLİB'İN KAN GÖLÜNE DÖNMESİNİ ASLA İSTEMİYORUZ' 'İdlib'e yapılacak bir saldırı felaketle, katliamla, dramla sonuçlanacaktır. İdlib'de sivillere saldırı çok ciddi can kaybına neden olacaktır, milyonlarca sivil topraklarımıza sığınacaktır. Güvenlik endişelerini elbette anlıyoruz. Benzer kaygıları sizin kadar iyi anlıyoruz. Teröristlere karşı mücadele zaman ve sabır gibi etkilere ihtiyacımız var. İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da yardımınızı bekliyoruz.' 'FIRAT'IN DOĞUSUNDA ABD'NİN TERÖR ÖRGÜTÜNÜ DESTEKLEMESİNDEN RAHATSIZIZ' 'İdlib'in akıbeti konusunda varacağımız anlayış Suriye'nin geleceğini de belirleyecektir. Ülkemizin ve kardeşimiz olarak gördüğümüz Suriye halkının geleceği konusunda Türkiye'nin tavrı bellidir. Bizler İdlib'e odaklanırken, dünya gözünü buraya çevirmişken Fırat'ın doğusunda tehlikeli olaylar yaşanıyor. DEAŞ tehdidi ve tehlikesi kalmamış olmasına rağmen ABD'nin bir diğer terör örgütünü desteklemesinden rahatsızız. 3 bine yakın kargo uçağını bölgeye göndermesi, yardımda bulunmasıyla bu terör örgütünün ne denli güçlendiği ortadadır. Bu durum sadece bizim milli güvenliğimizi bozmuyor, Suriye'nin toprak bütünlüğünü de bozuyor. Ortak bir tavır almalıyız.' 'TÜRKİYE BÖLGEDEKİ VARLIĞINI KORUMAKTA KARARLIDIR' 'Türkiye, özellikle Suriye'nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır.' 'Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü, ülkenin yeniden inşaası bir anca ele alınmaya başlayabilir. Geri dönüşlerin uluslararası hukuka uygun olarak ele alınması esas olmalıdır. Kimyasal silahların yasaklanması sözleşmesi 1915te imzalanmıştır, 1917de yasaklanması örgütün tarihidir. Konvansiyonel silahlarla öldürülenlere karşı tavır almakta gecikiyoruz ancak kimyasal silahlara karşı gecikmiyoruz. Bu yıl BM genel kurulunda da bu işi gündeme getirmek suretiyle ortak tavır takınmanın, özellikle Rusya Federasyınu'na büyük iş düşmekte, açık ve net hale getirecektir' Erdoğan ortak basın açıklamasının ardından İdlib halkının büyük korku içinde olduğunu dile getirirken ateşkesin sağlanmasının büyük önem taşıdığını belirtti.