Anadolu Ajansı, daha önce yayınlanan Suriye'de savaş suçu belgelerinin benzerlerine ulaştı. AA tarafından ulaşılan ve yayınlanan yeni fotoğraflarda, Suriye'de Esad rejiminin uyguladığı işkence ve işlenen savaş suçları belgeleniyor. Yeni ulaşılan 13 fotoğrafta, daha önce Anadolu Ajansı tarafından dünyaya duyurulan belgeler gibi işkenceyi kanıtlayan görüntüler bulunuyor. Onbinlerce fotoğraf arasından yasal kanıtlarla doğruluğu tespit edilen bu fotoğraflarda da rejimin uyguladığı insanlık dışı uygulamalar gözler önüne seriliyor. İlk olarak Anadolu Ajansı tarafından dünyaya duyurulan yeni fotoğraflar, AA'nın yayımlamasının ardından Cenevre-2 Konferansı'nın düzenlendiği İsviçre'nin Montrö kentinde basınla paylaşıldı. Suriyeli muhaliflerin düzenlediği basın toplantısında dağıtılan fotoğraflar, daha önce elde edildiği açıklanan 55 bin fotoğraf arasından ve doğruluğu kanıtlarla tespit edilen görüntülerin bir kısmından oluşuyor. Yasal kanıtlar, orijinal belgeler ve tanıklar tarafından doğruluğu onaylanan fotoğraflar, adli uzmanların yaptığı çalışmaların ortaya çıkardığı kanıtlar ve kaynakların güvenilirliğinin tespitinin ardından sunuldu. Fotoğrafların Suriye'de açlığın sistematik olarak silah olarak kullanılması ve gözaltına alınan kişilerin tutulduğu merkezlerdeki işkenceyi ortaya koyduğu belirtildi. Fotoğraflarla açıkça kanıtlandığı kaydedilen suçların Suriye rejimi içindeki yetkili kişilerce belgelendiği bildirildi. Montrö'deki basın toplantısına konuşan Suriyeli muhalif heyetten İmad Eldin Reşid, fotoğraflara ilişkin bilgi verdi ve 'Önemli olan şudur. Bütün bunlar Suriye'de hala yaşanmaya devam ediyor' dedi. Fotoğraflara ilişkin verilen bilgilere göre, resimlerin yüksek çözünürlükte olması profesyonel ceza soruşturması yürüten kişiler ve adli tıp uzmanlarının incelemesine imkan sağladı. Resimlerde görülen kişilere verilen numaraların arka arkaya ya da çok yakın sıralamada olmasının sistematik cinayetleri doğruladığı bildirildi. Şam'daki askeri merkezlerde çekildiği belirtilen fotoğrafların 2011 yılı sonlarından 2013 ortasına kadar çekildiği belirtiliyor. Fotoğraflarda yaşlıların yanı sıra 18 yaşından küçük çocuklar ile kadınlar da bulunuyor. Zincire vurma, elektrik verme gibi acımasız işkence yöntemlerinin görüldüğü fotoğraflarda ayrıca aç bırakmanın da bir silah olarak kullanıldığı, 'bir deri bir kemik' kalmış vücutlardan açıkça belli oluyor. Şam rejimi için çalışan bir askeri polis, Esad'ın muhaliflere uyguladığı soykırımı, 55 bin kare fotoğraf ile dünyaya duyurdu. Katliam ve işkence belgeleri, Esad'ı Cenevre öncesi köşeye sıkıştırdı. Suriye'de Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğraflar dünya gündemine bomba gibi düştü. Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan bir kişi, ülkede yaşanan iç savaş boyunca, rejime bağlı askeri hastanelere ölü olarak getirilen kişilerin fotoğraflarını çekmekle görevlendirildi. Hastaneye getirilen kişilerin tamamı gözaltındayken işkence, elle boğma ve aç bırakılarak öldürülen Suriyeli muhaliflerden oluşuyordu. Çalışma arkadaşlarıyla iki yılda 55 bin kare fotoğraf çeken askeri polis, sistematik işkenceyle öldürme politikasına dayanamayarak Suriyeli muhaliflerle irtibat kurdu ve çektikleri fotoğrafları muhaliflere verdi. Muhaliflerin girişimleri sonucunda, İngiltere'de savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda söz sahibi uluslararası hukukçular ile adli tıp ve adli fotoğraflar konusunda uzman kişilerden oluşan özel bir komisyon kuruldu. Komisyonda, Birleşmiş Milletler tarafından daha önce savaş suçu işlemiş eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Sierra Leona için kurulan özel mahkemelerde görevlendirilmiş savcı ve avukatlar da yer aldı. Fotoğrafların ve diğer görüntülerin gerçek olup olmadığı ve üzerlerinde oynama yapılıp yapılmadığı konuları İngiltere'de bir laboratuvarda incelendi. Materyallerin tümünün müdahale edilmeyen gerçek fotoğraflar olduğu anlaşıldı. Komisyon 55 bin fotoğraftan 26 binini inceledi. Fotoğraftaki kişilerin, sistematik işkenceye tabi tutulduğu, kurbanlara elleri ve ayakları bağlıyken işkence yapıldığı, tel, ip ve hatta araçlardaki 'triger kayışı'na benzer cisimlerle boğulduğu inceleme sonunda tespit edildi. 11 BİN KİŞİ KATLEDİLDİ Komisyon, tüm bulguların, savaş suçu için kurulacak hukuk mahkemesince kabul edilebilir 'açık deliller' olduğuna karar verdi. Bu delillerin Esad rejimine karşı, 'insanlığa karşı suç' ve 'savaş suçları' için açılacak davalarda 'güçlü deliller' olduğuna karar veren Komisyon, çalışmalarını bir rapor haline getirdi. KOD ADI 'CAESAR' HASTANELERDE SAHTE BELGE Gözaltında öldürülen her kişiye iki numara veriliyordu. İlk numara, öldürülecek kişinin gözaltında alınmasından öldürülmesine kadarki kısımdan sorumlu olan birimin referans numarasıydı. Bu numarayı ve dolayısıyla kişinin kimliğini sadece istihbarat birimi biliyordu. Numaraların, bazen elle kişinin bedenine ya da alnına yazıldığı da oluyordu. Ceset bir askeri hastaneye ulaştığı zaman ölümün hastanede vuku bulduğuna dair sahte belge düzenlemek için ikinci bir numara daha düzenleniyordu. Sahte belgede, kişinin 'kalp krizi' ya da 'solum yetmezliği' nedeniyle öldüğü belirtiliyordu. Öldürülen kişilerin aileleri sorduğunda bu sahte belge veriliyordu. VAHŞETE İLK TEPKİLER İngiltere Dışişleri Bakanı Wiliam Hague: Şok edici bir haber. Suriye halkına karşı işlenen sistematik vahşetin delillerini artıyor. Sorumlular hesap vermeli.