Mutreb ifadesinde şu korkunç itiraflarda bulundu: "Cemal Kaşıkçı, masanın üstündeki havlu, iğneyi ve uyuşturucu maddeyi görünce 'Bunu ne yapacaksınız? Yoksa beni uyuşturacak mısınız?' diye sordu. Ben de 'Evet, seni uyuşturacağız' dedim. Kaşıkçı, 'Dışarıda bekleyen bir nişanlım var, binada uzun süre kalırsam bu Suudi Arabistan için sıkıntı olur' dedi. Sonra kaçmaya çalıştı. Fakat Türki Müşerrif el-Şehri, Velid Abdullah el-Şehri, Fehd Şebib el-Belevi onu kolundan tutarak sandalyeye oturttu."
Tubeyki, Kaşıkçı'nın sol koluna ölümüne yeterli olacak şekilde piyasada satılması yasak, Kahire'den getirdiği uyuşturucu maddeden yüksek dozda verdi. Mutreb ifadesinde bu aşamadan sonrasını aynen şöyle anlattı: "Cemal öldükten sonra cesedi önce konsolosluğun bahçesine gömmeyi düşündüm. Fakat sonra bunun ortaya çıkağından endişelenerek parçalanması talimatını verdim."
'CİNAYETTEN SONRA KAMERALARI BOZDUM'
Cinayette Kaşıkçı'nın dublörlüğünü yapan Muhammed El Medeni ifadesinde şunları söyledi: "Cemal'i konsolosluktan çıkmış gibi göstermek için onun elbiselerini giydim, gözlüğünü taktım. Sultanahmet Meydanı'na giderek bir caminin tuvaletinde kendi elbiselerimi giydim. Cemal'in elbiseleri ile gözlüğünü çöpe attım."
Yine infaz timinde yer alan Muhammed Saad El Zahrani ise ifadesinde şöyle dedi: "Ben söz konusu ekibin lojistik kısmında görevlendirildim. Görevim, Cemal'in zorla getirilmesi durumunda konsolosluğun kameralarını bozmaktı. Cinayet işlendikten sonra kameraları bozdum. Görüntüleri kaydeden hard diskleri kırarak İstanbul'daki değişik çöp kutularına attım."