Geçmişten günümüze ajanların, casusluk yöntemleri büyük değişiklik gösterdi. Özellikle Soğuk Savaş yıllarında artan pazarlıklar, bu yöntemlerin gelişmesini sağladı. James Bond filmlerinde yıllarca hayranlıkla izlediğimiz casusluk araçlarının aslında gerçek olduğunu biliyor muydunuz? Bu galeride göreceğiniz cihazların birçoğu aslında böcek olarak da anılan casusluk araçlarından oluşuyor. Vücuda yerleştirilen veya herhangi bir objeye dâhil edilen bu cihazlar, karşıdaki insanları kayıt altına alırken, kayıt altına alınanlar genellikle casusluğun farkına dahi varamıyor.İşte Fİkriyat'ın derlediği Soğuk Savaş Dönemi casusluk sistemleri... KURŞUN MÜHÜRDEKİ O GÖZ Resimde gördüğünüz kurşun mührünü aslında benzerlerinden ayıran çok önemli bir yanı var. Bu özel mühür, içerisine eklenen böcek sayesinde duvara asıldığı yerden naklen canlı yayın yapıyordu. GİZLİ YAZI Resimde gördüğünüz kâğıttaki yazılar aslında hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü hemen herkesin okuyabildiği bu yazılarda gizli hiçbir şey yazmıyor. Ancak bu özel kâğıda ışık tutulduğunda kâğıdın içerisindeki ışıklı yazıları görebiliyorsunuz. Özellikle Nazilerin zamanında kullanılan bu yöntemde, kâğıda yazılan ve ultraviyole ışınlarının kullanıldığı bu gizli yazı sayesinde iletişim güvenle sağlanabiliyordu. SUSTURUCU SİLAH Soğuk Savaş döneminde de sıkça görülen susturucu silahlar, casusların sıkça kullandığı silahların başında yer alıyordu. Sessizce karşılarındakini öldürmesini sağlayan susturucular, kullanılmaya devam ediyor. MİKROFİLM Mikrofilmin kullanıldığı bu gizli yöntemde mikrofilmler saatlerin içine yerleştiriliyor ve casusluk amacıyla, özellikle de Nazi ordusunca, 1920'li yıllarda kullanıldı. MİNİ KAMERALAR Önceleri küçük kameralar, özellikle casusluk amacıyla rahatça kullanılabiliyordu. Ebatlarının küçük olması ve rahatça saklanabilmesi, bu kameraları casusluk anlamında öne çıkaran faktörlerden sadece biriydi. Bu mini kameralar arasında en ilginç olanı ise ''Güvercin Kamera'' adlı bu cihaz kuşlara yapışacak şekilde tasarlanmıştı. Kuşun vücuduna yapışan bu kamera telsiz kontrolüyle uzaktan çalıştırılabiliyordu. CASUS UÇAKLAR Günümüzde de kullanılan casus uçaklar, havada olduğu sürece metrelerce yükseklikten rahatlıkla ve yüksek çözünürlükte fotoğraflar çekebilirken, savaş zamanında casus uçaklarını kullanan orduların fazlasıyla işini görüyordu. TAŞINABİLİR KAPI DÜRBÜNÜ Bu ilginç alet ise Soğuk Savaş döneminde özellikle otel odaları ve apartman dairelerinde tercih ediliyordu. Böylece bu alete sahip olan casuslar, fark ettirmeden istedikleri kişileri izleyebiliyorlardı. CASUS DEDEKTÖRÜ En iyi saldırma bazı zamanlar savunmadır, deyiminden yola çıkarak geliştirilen casus dedektörü, casusluk yapmanın aksine casus kameraları ve kayıt cihazları tespit edebilen bir sistemdir. KİLİT KIRAN CİHAZLAR Resimde gördüğünüz bu özel cihaz, kasaların mandalının sesini dinleyerek kasa şifrelerini çözmeye çalışıyor. SAHTE ZARFLAR Bir FBI ajanı, mektupların yerleştirildiği zarfların gerektiğinde nasıl casusluk amacıyla kullanıldığını ortaya koyuyor. İşte bir mesajın zarfın içine görülmeyecek şekilde saklanması ve ardından FBI ajanının o mesajı sökerek çıkarması. ENIGMA Mühendis Arthur Scherbius tarafından 1920 sularında geliştirilen Enigma, Nazilerin de savaş döneminde kullandığı bir sistemdi. Enigma ismi verilen bu özel makine birden fazla elektrik çarkını kullanarak en karmaşık kodu yaratmaya çalışan bir casusluk yöntemidir. Ancak Enigma, çok geçmeden İngiliz uzmanlarca çözüldü. KRİPTOGRAFİ Casusluk amacıyla kullanılan ve şifreli yazı olarak da bilinen kriptografiler, özellikle savaş dönemlerinde birbirleriyle iletişimde kalmaya çalışan askeri kuvvetlerin, üçüncü gözlere karşı iletişimlerini güvence altına almalarını sağlıyordu. HAREKET SENSÖRÜ ODUN Bir casus için en büyük kâbus, gizli işlerini yaparken düşmanlar tarafından yakalanmaktır. Peki, bu duruma karşı Soğuk Savaş'ın casusları gerçekten savunmasız mıydı? Dönemin teknolojisi, ilginç bir kamuflajla sorunu çözebildi. Taş ya da odun şeklinde hazırlanan hareket sensörleri, 10 metrelik alanı tarayıp casuslara bilgi verebiliyordu. Eğer çevrede hareketlilik varsa telsiz bağlantı ajanın kulağına tehlike sinyalleri yolluyordu. MİNİ DENİZALTI Soğuk Savaş döneminde deniz kıyısında köşeye sıkışan ajanlar bile çaresiz değildi. İlk olarak 1950'li yıllarda hazırlanan bu özel ürün tek kişilik bir denizaltı olarak hazırlandı. İçerisinde oksijen tankları bulanan bu denizaltı sayesinde ajanlar kolaylıkla durumlardan kaçabiliyordu.