İlk kez 2012'de Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un eşi olarak medyada yer edinen Ri Sol Ju hakkında medyada çok az bilgi bulunuyor. Davetlere çok fazla katılmayan Ri Sol Ju gözden uzak yaşantısıyla biliniyor. İşte Kim Jong Un'un eşi Ri Sol Ju'nun gizemli hayatı... 2012'de Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un eşi olarak medyada yer almaya başlayan Ri Sol Juhakkında çok az bilgi yer alıyor. Güney Kore istihbarat raporlarına göre, Ri Sol Ju şu anda 28 yaşında ve üç çocuk annesi olarak biliniyor. Ri Sol Ju en son Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ve Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae İn'in tarihi buluşmasında görülmüştü. Genç kadının yer aldığı sayılı davet arasında Pyongyang Eğlence Parkı'nın açılışı bulunuyor. Kim ve Ri'nin tam olarak ne zaman evlendikleri ise bilinmiyor. Bazı kaynaklara göre Kim Jong Un ve Ri Sol Ju'nun nikahları 2009 yılında gerçekleşti. Diğer kaynaklarda ise çiftin 2010 yılında bir klasik müzik konserinde tanıştıkları belirtiliyor. Ri Sol Ju'nun, Kim Jong Un'dan önceki hayatı tamamen kapalı bir kutu.. Güney Kore kaynaklarına göre Ri, Çin'de müzik eğitimi aldı. Ardından 2005 yılında Kuzey Kore'yi ziyaret etti. Ri Sol Ju ile ilgili başka bir bilgi de Ri'nin pahalı bir moda zevkinin olması... Medyada yer alan fotoğraflara göre Kuzey Kore halkı kıtlıkla mücadele ederken Kim'in eşi ultra lüks çantalar takıyor. Diğer yandan Ri'nin üçüncü çocuğunu geçtiğimiz şubat ayında dünyaya getirdiği için aylardır gözlerden uzakta bir yaşam sürdürdüğü iddia ediliyor. Güney Kore basını, Ri'nin, önceki iki çocuğunun da kız olduğunu varsayıyor. Bu nedenle Kim'in liderliğini devralması için bir erkek çocuk istediği konuşuluyor. Son olarak Kim Jong Un'un eşini çok fazla göz önünde bulundurmaması sadece ona özgü bir davranış değil. Çünkü Kim'in babası, Kim Jong İl de hiçbir eşini halka tanıtmamıştı. Kuzey Kore medyası genelde ülkenin liderinin yaptıklarını haber bültenlerinde ilk sırada ya da gazetenin ilk sayfasından vermesiyle biliniyor. Ancak Kim'in, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'unun ülkenin başkenti Pyongyang'ı ziyaret ettiği tarih de dahil olmak üzere 7 gündür manşetlerden uzak kalması, Kuzey Koreliderinin bu ziyaret sırasında nerede olduğu ile ilgili soru işaretleri yaratmıştı. Bu gizem, resmi haber ajansı KCNA'nın Kim'in Pompeo'unun ziyareti sırasında ülkenin kuzeyindeki Çin sınırında bulunan Samjiyon bölgesinde yaptığı 'saha teftişi' hakkında en az 3 adet haber yayımlamasıyla bozuldu. 'PATATES ÜRETİMİNİN KALİTESİNİ YÜKSELTİN' AFP'ye göre daha önceki 'saha teftişlerine' oranla daha ayrıntılı bilgilerin verildiği ziyaret sırasında Kim, bölgede bulunan Junghung patates çiftliğini denetledi. KCNA'ya göre Kim çalışanlara 'yüksek verimli patates türlerinin ekilmesi, lezzetli patates türlerinin yetiştirmesi, işlenmiş patates gıdalarının üretimi sırasında kaliteyi korumaları ve böylece patates üretiminin kalitesini yükseltmeleri' talimatını verdi. KCNA, ülkede Kim'in babası ve selefi Kim Jong Il'in doğduğu yer olduğuna inanılan ve bu nedenle kutsal sayılan Paektu Dağı'nın da yer aldığı bölgeyi ziyaretinde, Kim'in bölgeyi 'devrimin kutsal toprakları' olarak nitelediğini ve 'bölgeyi ülkenin bir modeli ve komünist cennet haline getiren' yetkilileri övdüğünü de aktardı. POMPEO ZİYARETİNDE KİM'İN SAĞ KOLU İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ ABD Dışişleri Bakanı Pompeo geçen ay ABD Başkanı Donald Trump ve Kim arasında Singapur'da yapılan tarihi zirvede yapılan 'nükleer silahlardan arınma anlaşmasının' ayrıntılarını görüşmek üzere geçen cuma gününden cumartesiye kadar başkent Pyongyang'daydı. Beyaz Saray daha önce Pompeo'nun Kim ile görüşme yapabileceğini belirtmiş ancak bu ihtimal gerçeklememiş ve Pompeo, Kim'in sağ kolu olarak bilinen General Kim Yong-chol ile bir araya gelmişti. Pompeo ülkeden ayrılır ayrılmaz Kuzey Kore'deki görüşmelerinde ilerleme kaydettiklerini söylese de Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı Pompeo'nun nükleer silahlardan arınma ile ilgili isteklerinin 'tek taraflı ve haydutvari' olduğunu savunmuş ve Pompeo'yu 'yapıcı adım önermemekle' suçlamıştı. ABD Başkanı Trump ise dün Twitter'dan yaptığı paylaşımda, Kuzey Kore lideri Kim'in nükleer silahlardan arınma anlaşmasına uyacağına 'güvendiğini' yazmış ve ABD-Çin arasında yaşanan ticaret savaşı nedeniyle Pekin'in anlaşma üzerinde 'olumsuz yönde baskı yapıyor olabileceğini' belirtmişti.