Son dakika haberleri: İsrail'in Gazze'de beklenildiği üzere ateşkese gitmediği gibi, bölgede akılalmaz katliamlarına da devam ediyor. İsrail ordusu 8 Haziran'da Gazze'nin orta kesimindeki çeşitli noktalara saldırılar düzenlediğini ve iki farklı bölgede toplam 4 İsrailli esirin canlı olarak kurtarıldığını duyururken, İsrail'in Nusayrat Mülteci Kampı ve çeşitli bölgelere eş zamanlı şekilde kara, hava ve denizden yoğun şekilde düzenlediği saldırılarda 64'ü çocuk 274 Filistinli yaşamını yitirmişti.
İsrail ordusunun dört İsrailliyi kurtarma operasyonu sırasında ağır bombardımanlarla bölgeyi yakıp yıktığı bilinirken kan donduran katliamla ilgili yeni detaylara ulaşıldı. İsrail askerlerinin 8 Haziran'da Nusayrat kampına düzenlediği, 274 Gazzeli sivilin hayatını kaybettiği rehine kurtarma operasyonunda, bölgeye insani yardım kamyonuyla sızdıkları açıklanmıştı.
"YARDIM GİBİ GÖSTERİP SAVAŞ SUÇU İŞLEDİLER"
İsrailli kaynaklar, yardım kamyonu iddialarını reddetse de CNN'in yayınladığı yeni görüntüler, alçak saldırının arka planında yaşananları gözler önüne serdi. Filistin Kızılayı, İsrail askerlerinin 8 Haziran'da Nusayrat kampına düzenlediği katliamı bölgeye insani yardım kamyonuyla sızdıklarını açıklayarak şu ifadeleri kullanmıştı: "Geçtiğimiz Cumartesi günü İsrail işgal güçleri Gazze'nin merkezindeki Nuseirat kampına sızmak için bir yardım kamyonu kullandı ve ardından yüzlerce insanın ölümüne yol açtı.
İsrail'in eylemleri birkaç nedenden ötürü endişe vericidir. Bunlardan biri, çatışmanın ortasında kalan insanlar için güvenilir bir kaynağı kullanmak, hainlik suçunu yasaklayan uluslararası insancıl hukukun ve teamül hukukunun ihlalidir. Askeri güçlerin bir yardım kamyonunun içinde saklanması sivillere karşı işlenmiş bir savaş suçu olarak kabul edilmektedir. İşgal güçleri yardım yapıyormuş gibi görünerek insanları kandırmıştır.
İkinci neden ise sivil halkın yardım götürenlere olan güvenini yok etmesidir. Bu da yine insani yardım çalışanlarını ve sağlık çalışanlarını risk altına sokmaktadır. Bu eylemler, Gazze'de yaşayan insanların çaresizce yardıma ihtiyaç duyduğu, akut gıda güvensizliğinden muzdarip olduğu ve kıtlık endişesinin devam ettiği bir zamanda gerçekleşmektedir."