Bugünlerde herkes ondan söz ediyor. Son yayınladığı 250,000 sayfa belgeyle tüm dünyada yeri yerinden oynatan Wikileaks'in kurucusu Avustralyalı Julian Assange'dan bahsediyoruz. İşin ilginç tarafı, Assange hakkında kimsenin elinde net ve tutarlı bir bilgi bulunmuyor. Hatta yaşı bile bilinmiyor. Kimilerine göre 37, kimilerine göreyse 39 yaşında. Geçmişi hakkındaki rivayetler ise şöyle: Avustralya doğumlu siber-aktivist yalnız bir anne tarafından yetiştirilmiş, üvey baba tacizine maruz kalmış, doğuştan savaşçı bir ruh. Daha 14 yaşına gelmeden annesiyle farklı yerlere 37 defa taşınmış ve 11 yaşına geldiğinde de evden kaçmış. Onun yaptıklarından rahatsız olanlarının iddiaları Assange'ın genç yaşta hackerlık yapmaya başlayıp kurumlara zarar vermiş bir suçlu olduğu dolayısıyla güvenilemeyeceği yönünde. O ise kendini bildi bileli aktivist bir gazeteci ruhuna sahip olduğunu ve kendi dergisini çıkardığı küçük yaşlardan beri basının içinde yer aldığını söylüyor. Bir başka rivayete göre ise Julian Assange'ın anne-babası Vietnam Savaşı karşıtı bir gösteride tanışmışlar. Muhalif tavrını da onlardan almış. 'İnternet canavarı' olarak tanımlanan gazeteci Assange, 'Yönetişim olarak Komploculuk' başlığıyla yayınladığı manifestosunda; bilgi sızdırılması sayesinde, bilgiyi gizli tutarak hükmünü sürdüren ve halkını temsil etmeyen yönetimlerin nasıl yıkılabileceğini anlatıyor. Sitesinde ortaya koyduğu belgelerle sanal ortamdaki aktivizmi bambaşka bir boyuta taşıyan Assange, kendi deyişiyle 'radikal demokrasi'yi vaaz ediyor. Anne-babasının film endüstrisinde çalışıyor olmaları sürekli seyahat gerektirdiğinden oradan oraya sayısız taşınmayla geçen çocukluğunda, Assange bir ara bir elektrik dükkânının karşısında oturmuş. Orada bilgisayar programcılığı ve program kırma konusunda ilk bilgileri edinen bu yetenekli çocuk daha sonra matematik ve fizik okumuş. Daha sonra da 'hacker'lık dünyasına adım atmış. O ve arkadaşları çok sayıda bilgisayara girmişler, siteyi çökertmişler. Çökerttikleri sitelerin arasında Amerikan Savunma Bakanlığı’nınkinin de bulunduğu sanılıyor. Ülkesi Avustralya’da adli makamlar bir süre sonra Assange’ın faaliyetlerini tespit etmiş. Hakim karşısına çıkmış ama sembolik bir tazminatla kurtulmuş. Bu olaydan sonra ‘hacker’lığa son verip kendine gazetecilik alanında bir kariyer oluşturmuş. Julian Assange’ı dünyanın gündemine taşıyan dönüm noktası ise 2006'da Wikileaks adlı siteyi kurması oldu. Site, Assange'a veya diğer editörlere gelen gizli bilgi ve belgeleri yayınlayarak dünyanın pek çok yerindeki 'kirli çamaşırları' ortaya döküyor. Sitenin yönetim kurulu 9 kişiden oluşuyor. Assange hem bu kurul üyelerinden biri, hem de sitenin basın sözcülüğü görevini yürütüyor. Basında Wikileaks'in yöneticisi veya kurucusu olarak tanımlansa da o kendisini kurucu değil yalnızca editör olarak görüyor. Ancak şunu da belirtmek gerek: siteye yüklenecek belgelerde son söz her zaman için Julian Assange'ın. Diğer bütün site çalışanları gibi Assange da site için ücretsiz ve gönüllü olarak çalışıyor. Wikileaks'in ortaya çıkardıkları arasında Küba'daki Amerikan üssü Guantanamo'da esirlere yapılan muameleye dair kurallar, Kenya'daki yargısız infazlar, Irak'ta sivillerin Amerikan askerleri tarafından öldürülme görüntüleri de yer alıyor. Kenya'ya dair ifşaatıyla 2009'da Uluslararası Af Örgütü'nden ödül alan Avustralyalı gazeteci-aktivist, geçen Nisan ayında da Iraklı siviller ve bir Reuters fotoğrafçısının ABD askerlerince öldürülmesine dair görüntülerle Irak'ta depreme yol açtı. Pentagon'u zor durumda bırakan görüntülerde askerlerin söz konusu ölümlerle eğlenmelerini ortaya koyan ses kayıtları da vardı. Sonrasında Afganistan'a ilişkin gizli belgeleri sitesine koyarak yine dünya çapında kendinden söz ettirdi. Assange son olarak Wikileaks yoluyla 251 bin 287 belge yayınlayarak tüm dünyada adından söz ettirmeyi başardı. Üstelik bu belgelerden 7 bin 918'si de Türkiye hakkında. İran, Azerbaycan ve AB, Türkiye ile ilgili belgeler de ön planda... Ancak Julian Assange ve arkadaşları elbette tüm bunları büyük bir gizlilik içinde yapmak zorunda kalıyor. Yalnızca 5 tam-zamanlı editörü ve 800 gönüllüsü bulunan Wikileaks'in şefi Assange, ülkeden ülkeye dolaşmak zorunda kalıyor (ancak bundan bir rahatsızlık duyduğuna dair herhangi bir emare bulunmuyor). Avustralyalı 'internet canavarı'nın, faaliyetlerini yürütebilmek için kimi zaman Doğu Afrika'da Kenya ve Tanzanya'ya, kimi zaman İzlanda'ya gittiği biliniyor. Julian Assange geleneksel medyanın yayınladığı dosyalar sonucu tazminat ödemek zorunda kalmak gibi sıkıntılar yaşayabildiğini, internetinse bu konuda avantaj sağladığını belirtiyor. Assange, Time dergisi tarafından 2010 yılının öne çıkan kişisi seçildi.