Güney Amerika ülkelerinin liderleri son dönemde birbiri ardına kansere yakalanıyor. Venezüella, Paraguay, Brezilya ve Arjantin devlet başkanlarının ardından son olarak Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos'a da kanser teşhisi konuldu. Prostat kanseri olduğunu açıklayan Santos, Devlet Başkanlığı Sarayı'nda eşi Maria Clemencia ve doktoru Felipe Gomez ile düzenlediği basın toplantısında durumu hakkında bilgi verdi. Tümörün erken teşhis edildiğini ve bu hafta içinde alınacağını belirten 61 yaşındaki Santos, hastalığının tamamen iyileşme şansının yüzde 97 olduğunu belirtti. “Bu, prostat bezinde küçük bir tümör ve hastalığın seyri iyi, yani agresif seyirli bir tümör değil” diye konuşan Santos, tümörün lokal anesteziyle alınacağı için ameliyat sırasında devlet başkanlığı yetkilerini geçici olarak devretmesinin gerekmeyeceğini ifade etti. Doktorların ameliyatın kendisi için bir tehlike oluşturmadığını söylediklerini belirten Santos, “Ancak ameliyatın ardından ve hastaneden ayrıldıktan sonra 5-6 hafta boyunca seyahat etmemem tavsiye edildi” dedi. Kanserle mücadelesi basına en çok yansıyan Latin Amerika liderlerinin başında Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez geliyor. Leğen kemiği bölgesinden iki kez ameliyat olarak tümör aldıran ve Küba'da tedavi gören Chavez'in ne tür bir kansere yakalandığı açıklanmadı. Ancak Chavez, aylar süren tedavi sürecinin ardından Temmuz ayında hastalıktan tamamen kurtulduğunu açıkladı. CHAVEZ’İN KOMPLO İDDİASI Venezüella Devlet Başkanı Chavez, tedavi gördüğü dönemde yaptığı bir açıklamada, Güney Amerikalı liderlerin son dönemde peş peşe kansere yakalanmasına ilişkin ilginç bir iddia ortaya atmıştı. Bu durumu 'son derece garip' bulduğunu belirten Chavez, ABD'nin 'kanseri yaymak için yeni bir teknoloji geliştirmiş olabileceğini' öne sürmüştü. ABD ise Venezüella liderinin iddialarına tepki göstermiş, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland iddiaları 'menfur ve korkunç' olarak nitelendirmişti. Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ve selefi Luiz İnacio Lula da Silva da kanserle mücadele eden Güney Amerikalı liderler arasında yer alıyor. Brezilya'nın ilk kadın devlet başkanı olan Rousseff'e 2009 yılında lenf bezi kanseri teşhisi konulmuş, siyasetçinin tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştuğu belirtilmişti. Brezilya'nın bir önceki lideri Lula da Silva ise gırtlak kanserine yakalanmış, kemoterapi sonucunda 67 yaşındaki Silva'nın hastalığı önemli ölçüde atlattığı bildirilmişti. Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'e de geçen yıl Noel arifesinde yapılan olağan tıbbi tarama muayenesi sırasında tiroit kanseri teşhisi konulmuştu. Ocak ayında bir ameliyat geçiren 58 yaşındaki Kirchner'in daha sonra kanser olmadığı belirlenmişti. Kirchner'in sözcüsü, ameliyatta alınan doku örneklerinin incelenmesi sonucunda devlet başkanının tiroit bezinde iki nodülün tespit edildiğini, ancak kanser hücresine rastlanmadığını açıklamıştı Paraguay Devlet Başkanı Fernando Lugo'ya da 2010 yılında lenf bezi kanseri teşhisi konulmuş, kemoterapinin ardından hastalık gerileme dönemine girmişti. Peru'nun insan hakları ihlalleri nedeniyle hapiste bulunan eski lideri Alberto Fujimori ise yıllardır kanserle savaşıyor. Ağız kanserine yakalanan Fujimori, en son Ağustos ayında bir ameliyat geçirdi.