Bir ağızda 232 diş olabilir: Hindistan'da diş ağrıları çeken Ashiq Gavai'nin ağzında nadir görülen bir kanser nedeniyle 232 diş olduğu anlaşıldı. Mumbai'de yaşanan olay, Maharashtrayan eyaletinin Buldhana bölgesinde yaşayan 17 yaşındaki Ashik Gavai'nin sağ alt çenesindeki ağrı üzerine ailesi tarafından doktora götürülmesiyle başladı. Dhivare, ameliyata başladıklarında daha önce hiç görmedikleri bir durumla karşılaştıklarını, gencin sağ alt çenedeki öğütücü dişlerinin dibinde 'misket boyutunda dişlerle' karşılaştıklarını söyledi. Doktorlar 6 saat süren ameliyatta Ashik Gavai'ın ağzından 232 küçük diş çıkardı. Doktor Dhivare ve operasyona katılan doktorların, dişçilik tarihi açısından önemli gördükleri bu operasyon için Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurmayı düşündükleri belirtildi. Gencin dişindeki rahatsızlığın, bir tür kompleks diş tümörü olarak adlandırılan ''odontoma'' olduğu bildirildi. Bu hastalık kişinin yemekleri öğütmesinde ve yutkunmasında ciddi zorluklara neden oluyor. Aldığı mide ilacına alerjik reaksiyon gösteren genç kızın tüm cildinde yaralar çıktı. Doktorlara göre genç kızın yaşıyor olması bir mucize. Aldığı mide ilacı genç kızın cildinde öyle bir alerjik reaksiyona neden oldu ki, kızın bütün hayatı karardı. Tüm cildinde korkunç yaralar çıkan genç kızın kaş kirpik, saç ve hatta tırnakları bile döküldü. Yaşadığı kabustan sonra hayata yeniden dönen Leanne Howes 'Zantac' isimli ilacı aldıktan çok kısa bir süre sonra cildinde reaksiyonları hissetti. Uzmanların yüzde 10 oranında hayatta kalma şansı verdiği 17 yaşındaki genç kızın yaşaması tam bir mucize... Cildi soyulan Leanne Howes yüzünün, omzunun ve göğsünün büyük bir bölümündeki derileri kaybetti. Alerjik durum genç kızın kaşlarını, kirpiklerini, uzun saçlarını ve tırnakları da alıp götürdü. O kadar çok ağrı çekiyordu ki hastanede 1 ay boyunca genç kıza morfin verildi. Sağlığına kavuşan Leanne 'Şimdi geriye dönüp baktığımda kendimle gurur duyuyorum, hastanedeki fotoğraflarıma baktığım zaman cadılar bayramındaki bir canavara benzediğimi görünce kendime çok daha fazla dikkat ediyorum' diyor. Genç kızın başına gelen rahatsızlığa Stevens-Johnson Sendromu adı veriliyor. Çaresiz bir hastalık olan Stevens-Johnson Sendromuna yakalanan insanların genellikle yüzde 40 yaşama ihtimali oluyor. İngiliz Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, şu anda 70'in üzerinde görünen 26 yaşındaki Vietnamlı Nguyen Thi Phuong, bir deniz ürününe gösterdiği alerjik reaksiyondan sonra 50 yaş yaşlandı. 1- Fil Hastalığı (Elefantiyazis): Kabaca Genişleyen Uzuvlar Elefantiyaz olarakta bilinen Lenfatik filaryaz, en çok kabaca genişlemiş yada şişmiş ayaklar ve kollara sahip dramatik insan fotoğraflarından bilinir. Gerçekte fil hastalığı, tropikal bölgelerde görülen bir asalak hastalığıdır. Ancak, ona benzeyen başka belirtiler de aynı adla anılmaktadır.Bu hastalığa Wuchereria bancrofti, Brugia malayi ve B. Timori gibi tümü sivrisinekler tarafından taşınan parazitik kurtlar neden olur. Lenfatik filaryaz dünya çapında halen 120 milyon insanı etkiliyor ve bunların 40 milyonu bu hastalığın ciddi boyutundadır. Enfeksiyonlu dişi bir sivrisinek bir insanı ısırdığında, mikrofilarya denen kurt larvalarını kana enjekte edebilir. Mikrofilarya tekrar tekrar ürer ve uzun yıllar boyu yaşayabileceği kan dolaşım yoluna yayılır. Sık görülen hastalık belirtileri enfeksiyon sonrası yıllara kadar gözükmez. Parazitler kan damarlarına yerleştiği gibi sirkülasyonu kısıtlayabilir ve çevresindeki dokularda kanın birikmesine neden olabilir. Enfeksiyonun en genel görülen belirtileri aşırı derecede büyümüş kollar, bacaklar, genitalya ve göğüslerdir. Rahatsızlık verici olmakla birlikte, tropikal fil hastalığı, yaşamı tehdit edici bir hastalık değildir. Şişliğin inmesi için de, bacak yükseğe kaldırılır ve lenf sıvısının tıkanıklığı aşması için varis çorapları kullanılır. Sıcak ülkelerde fil hastalığının kökünü kazımanın en etkili yöntemi, larvaları taşıyan sivrisineklerin yayılmasını ve üremesini önlemektir. Tehlikeli bölgelere yapılan gezilerde sivrisineklere karşı cibinlik altında uyumak ve böcek ilacı kullanmak gibi önlemler alınmalıdır. 2- Progeria: 80 yaşındaki çocuk sendromu Progeria'ya bir çocuğun genetik şifresindeki ufacık, basit bir kusur neden olabilir ama yıkıcı ve hayatını değiştiren sonuçlara yol açar. Ortalama olarak, bu hastalıkla doğan bir çocuk 13 yaşında ölmüş olacaktır. Vücutları normal yaşlanma sürecine göre daha hızlı yaşlandığı görüldüğü gibi genelde erken saç dökülmesi, kalp hastalığı, incelen kemikler ve artritisi içeren fiziksel belirtiler geliştirirler. Progeria nadir görülen bir hastalıktır. Dünyada sadece bu hastalığa sahip yaşayan 48 insan bulunmaktadır. Bunun yanında, 5 çocuğu bu hastalığa sahip bir aile vardır. 3- Kurtadam Sendromu: Kurt İnsanlar 2 yaşındaki Abys DeJesus'ın yüzünde koyu kıllar çıktığında, doktor durumunun Kurtadam Sendromu olarak bilinen şey olduğunu söylemişti. Bu hastalığa kurtadam sendromu denir çünkü hasta olan kişiler keskin dişler ve pençeler dışında kurtadama benzerler. Meksika'da, büyük bir ailenin erkeklerinin yüzleri ve vücutlarının üst kısımları kıllarla kaplıdır. 2 kardeşe X-Files da yer almaları için teklif götürülmüş ama reddetmişlerdir. Pika adlı nadir görülen bir hastalığa yakalanan Kerry Trebilcock, bugüne kadar 4 bin sünger ve 100 kadar sabun yedi.Yenilebilir olmayan maddeleri yeme isteği uyandıran Pika hastalığından muzdarip Trebilcock, süngerleri çeşitli soslar ve baharatla veya içeceklerine banarak yemeyi tercih ediyor. Yediği sabunların ise organik ve meyve aromalı olmasına dikkat ediyor. Bir diş polikliniğinde hemşire olarak çalışan Trebilcock, olağandışı yeme alışkanlığı nedeniyle, ishal veya kabızlık gibi rahatsızlıklar yaşıyor, bazen karnına kramplar girdiğini söylüyor. 21 yaşındaki hemşire, 2008'de Fas'a yaptığı bir gezide kancalı kurt kaptığını, hastalığının ardından da sünger ve sabun yemeye başladığını söylüyor. 'Bir gün hastalığı yeneceğim ve banyo yaparken ya da bulaşık yıkarken açlık çekmeyeceğim' diyen Trebilcock, hastalığın ilk ortaya çıktığı günü şöyle anlatıyor: 'Bir tabak lazanya ve büyük bir porsiyon dondurma yediğim bir akşam, kendimi hala aç hissediyordum. Kendimi oyalamak için bulaşıkları yıkamaya karar verdim. Paketinden çıkardığım yeni bir süngeri bir bardak suyla birlikte yemeye başladım. Tatsızdı ama yine de eğlenceliydi.' Süngerleri ve iri doğranmış sabunları bazen sosladığını, bazen de bisküvi yermiş gibi çayına veya sıcak çikolataya bandığını anlatan Trebilcock, forumlarda kendisi gibi pika hastalığına yakalananlarla iletişim kuruyor. 4- Mavi Ten rahatsızlığı: Mavi insanlar Mavi insanlar olarak bilenen büyük bir aile 1960'lara kadar Kentucky'deki Troublesome deresi çevresindeki tepelerde yaşamışlardır. Onlar mavi fügetlerdi. Çoğu 80 yaşını geçmiş ve mavi ten dışında ciddi bir hastalık geçirmemiştir. Bu özellik nesilden nesile aktarılmıştır. Bu durumdaki insanlar mavi, erik moru, çivit mavisi yada hemen hemen mora yakın tene sahiptirler. 5- Pika: Yemek Olmayan Maddeleri Yeme Dürtüsü Pika tanısı konulan insanların toprak, kağıt, yapıştırıcı ve kil gibi yenilemeyen maddeleri yemeye inanılmaz dürtüleri vardır. Bunun mineral eksikliğiyle ilişkili olduğuna inanılmasına rağmen, sağlık uzmanları gerçek bir neden ve çözüm bulamamışlardır. 6 - Vampir Hastalığı: güneşten acı çekmek Dışarda güneşten korunmak içim büyük mesafeler gidecek insanlar vardır. Eğer güneşe yakalanırlarsa vücutları kabarır. Bazıları güneş tenlerine değer değmez acı çekip kabarmaya başlar. Tamam, tam olarak vampir değillerdir. Kan içip tabutlarda yaşamazlar fakat vampir benzeri belirtilere sahip nadir bir hastalıkları olduğu için acı çekerler. 7- Alice Harikalar Diyarında Sendromu: zaman, boşluk ve vücut imajı çarpıklaşır Alice harikalar diyarında sendromu (AIWS), ya da mikropsi, insanın görsel algısını etkileyen sinirsel bir şaşırtmacadır. Bu kişiler insanları, beden uzuvlarını, hayvanları ve hayvan olmayan nesneleri gerçekten oldukça küçük algılarlar. Genel olarak uzakta görülen bir nesne aynı zamanda yakında da algılanabilir. Mesela, köpek, bir fare ebatında görülebilir ya da normal bir araba ölçeğe çekilmiş gibi görülebilir. Bu durum bizi başka bir isme yönlendirir. Lilliput görüşü ya da Lilliput halüsinasyonları, Jonathan Swift'in Gulliver'in Maceraları'ndaki küçük insanlardan adını almıştır. Bu durum sadece algı terimlerindedir; gözün mekaniği etkilenmez, sadece gözden geçirilen bilgilerin beyindeki yorumu etkilenir. 8- Blaschko Çizgileri: Tüm vücuttaki ilginç çizgiler Blaschko çizgileri oldukça nadir görülür ve ilk olarak 1901'de Alman dermatolojist Alfred Blaschko tarafından sunulan açıklanamaz bir insan anatomisi fenomenidir. Ne belirli bir hastalık ne de bir hastalağın tahmin edilebilen bir belirtisidir. Blaschko çizgileri insan DNA'sına inşa edilen görülebilen bir desendir. Birçok aktarılan ve elde edilen ten ya da mukoza hastalığı kendilerini, şeritlerinin görsel görünümünü yaratan desenlere göre izah ederler. Şeritlerin nedeninin mosayizimin sonucu olduğu düşünülür ki; sinirsel, kassal ve lenfatik sistemleri karşılamazlar. Onları daha belirli hale getiren şey hastadan, hastaya benzer yakınlıkta uyuşmalaradır, genellikle omurga etrafında V şeklinde göğüs, karın ve yan taraflar etrafında S şeklinde form alır. 9- Yürüyen Ceset Sendromu: Ölü olduklarına inananlar Bu bir akli depresyon ve intihar eğilimleri sendromudur, öyleki bu durumda hasta herşeyini kaybetmiş olmaktan şikayet eder; tutkularını, vücudunun bir kısmını yada tamamını, genellikle öldüğünü ve yürüyen bir ceset olduğunu düşünür. Şizofreni ve bipolar bozukluk gibi hastalıklarla bağlantılı olan sendroma yakalanan insanlar öldüklerini, etlerinin çürüdüğünü, bazen de yaşamsal organlarının ya da kanının olmadığını düşünüyor. Bazen hastanın teninde kurtların gezindiğini iddia etme derecesine kadar uzar. Bazı hastalar bunu kanıtlamak için intihar eder. Oldukça az rastlanan sendrom 2008 yılında 53 yaşında Filipinli bir kadında görüldü. Ölü olduğunu söyleyen kadın ailesinden morga götürülmesini istemişti. 'Yürüyen ceset sendromu' hastalarına ilaç ve beyne elektrik şokuyla tedavi uygulanıyor. 10- Sıçrayan Fransız Rahatsızlığı: garip refleksler Ana özelliği hastaların beklenmeyen bir gürültü yada görüntüyle fazlaca irkilmeleridir. Arkanızdan biri gizlice yaklaştığındaki tikleme gibi değildir. Bu düzensizliğe sahip hastalar kollarını şiddetle sallarlar, bağırıp aynı kelimeri tekrar ederler. İlk olarak Fransız-Kanada kökenli Maine oduncularında belirlenmiştir, garip refleksler dünyanın diğer kısımlarında da belirtilmiştir.