GÖKÇEN B. DİNÇ - BİROL BİÇER ELENA ÇAVUŞESKU (ROMANYA) 1937’den beri Komünist Parti militanı olan Elena fakir bir köylü ailesinin kızıydı ve neredeyse hiç okuma yazma bilmiyordu. Nikolay Çavuşesku ile parti bünyesinde tanıştı ve evlendi. Nikolay’ın 1965’te parti genel sekreteri olarak devletin başına geçmesiyle Elena birdenbire akademik kariyer sahibi oldu. Hatta Romanya Bilimler Akademisi üyesi oldu. Bununla da kalmayarak zorla başkalarına yazdırılan tezlerle pek çok doktora tezi sahibi oldu. Kocasının dikta yönetimi kadar Elena’nın lüks düşkünlüğü de Romanya devlet hayatına damgasını vurdu. Rumenlerin “Korkunç Elena” lakabını verdikleri bu tiran eşi, 1989’da yargılanmalarının ardından kocasıyla beraber kurşuna dizildi. LEYLA BİN ALİ (TUNUS) Kocası isyan dalgası karşısında iktidarını bırakırken bile onun daha fazla direndiği, hatta kocasını uzaklaştırarak iktidarı bizzat eline alma planları yaptığı söylendi durdu. Ülkede büyük bir nüfuz alanı oluşturduğu, kurduğu mafya gibi çalışan sistemle ülke kaynaklarını ele geçirdiği, önemli makamları akrabalarıyla doldurduğu gibi Tunusluların yıllardır ses çıkaramadığı konular isyanla dünya gündemine girdi. MICHELE DUVALIER (HAITI) Fakirliğin hüküm sürdüğü Haiti gibi bir ülkede diktatörün düğünü bile 3 milyon doları bulmuştu. Oysa aynı günlerde ülkenin kuzeyindeki kırsal topraklarda hüküm süren açlık binlerce Haitili köylünün ölümüne sebep olmaktaydı. Ülkenin bu halinde bile diktatör eşinin sarayda düzenlediği şatafatlı balolar ise fakirliğin kol gezdiği ülkede televizyondan naklen yayınlanıyordu. MIRJANA MILOSEVİÇ (YUGOSLAVYA) 1994’te güçlü sol partiler koalisyonunu da yöneten Mirjana oldukça büyük bir yolsuzluk şebekesini yöneterek eski Yugoslavya’nın “en büyük mafya şefi” olmakla suçlanıyor. Bugün Rusya’da sürgünde yaşıyor. MADAM MAO (ÇİN) “Proletaryan Kültürün Bayrak Taşıyıcısı” olarak da bilinen, komünist güçlere katılana dek oyunculuk yapan Qing ile Mao 1938’de parti üyelerinin itirazlarına rağmen evlendiler. 1940’larda Mao’nun kişisel sekreteri, 50’lerde ise propaganda bölümünün başındaydı. 1960’ların başında politik gücünü artırdı ve kültürel devrimde büyük rol oynadı. Kurduğu Dörtlü Çete’nin bir üyesi olarak ülkedeki bütün kurumlar üzerinde kontrol sahibi oldu. 1976’da Mao’nun ölümünden bir yıl sonra Komünist Parti’den çıkarıldı. 1980 ve 81’de Dörtlü Çete’nin bir üyesi olarak yargılandı. Ölüm cezası 1983’te ömür boyu hapse çevrildi. Hapiste kansere yakalanan Qing, 1991’de bir hastanede intihar etti. SUZAN MÜBAREK (MISIR) Mısırlılara göre kocası üzerinde büyük etki sahibi olan Suzan Mübarek, ailesinin iktidarını kaybetmesinden hemen önce Ahmet Şefik’in de başbakan olarak atanmasını sağlayan kişi oldu. Resmi herhangi bir makamda bulunmamakla beraber özellikle kadın ve çocuklara yönelik birçok dernek ve dayanışma örgütünü yönlendirdi. O da bu yönüyle Mübarek diktasının insancıl ve sempatik maskesi olarak etkin oldu. Ancak şimdi yardım kurumları için toplanan 5 milyar doları şahsi hesaplarına geçirmekle itham ediliyor. EVA PERON (ARJANTİN) Varlıklı bir toprak ağasıyla aşçısının gayrimeşru çocukları olarak dünyaya gelen Eva 15 yaşında Buenos Aires’e gelerek şöhretli bir oyuncu olmak için şansını denedi. Albay Juan Peron’la tanışana kadar ancak ikinci sınıf filmlerde roller bulabildi. Ancak daha sonra bir darbeyle Arjantin’in başına geçen Juan Peron ile evlendi ve gösterişliliği ve medeni cesareti sayesinde kocasının yönetimi ile işçi sınıfı arasında köprü kuran bir figüre dönüştü. Kocasının dikta rejiminde sadece bir first lady olmakla kalmayıp, doğrudan politik ve sosyal alana inerek altı yıl Çalışma ve Sos yal Yardım Bakanlığı’nın başında bulundu. Fakirlerin ilgisini çekecek popülist politikalarla adeta bir yıldıza dönüştü. EVA BRAUN HİTLER (ALMANYA) Bir kavganın ardından Hitler onu terk ettiğinde kalbine sıktığı kurşunla intihar etti. Raubal’in intiharından sonra Hitler Eva Braun’u daha çok görmeye başladı. 17 yaşında Hitler’e ilk görüşte aşık olan Eva da çok kıskançtı ve 1932’de kendisini boynundan vurarak intihar girişiminde bulundu, fakat kurtuldu. Bu olay Hitler’i Eva’ya daha çok bağladı. Devlet işlerine karışmayı aklında geçirmedi “tek isteğim seninle olmak, kendime seni her zaman takip edeceğime dair söz verdim, ölüme bile” diyordu. IMELDA MARCOS (FİLİPİNLER) 1986’ya kadar 20 yıl boyunca ülkede iktidarı elinde tutan kocası Filipinler hazinesinden büyük paralar çalmakla suçlandı. O dönem binlerce ayakkabısıyla kocasının devrilişinden çok dünya medyasına konu oldu. Eşi öldükten sonra bile iktidarı bırakmak istemeyerek seçimlere girdi ve kaybetti. Ardından kocasıyla beraber zimmetlerine geçirdikleri milyarlar için yargılandı ve ceza aldı. Aradan geçen bunca yıldan sonra Imelda Marcos 80 yaşındayken 2010 yılında tekrar ülkesinde seçimlere katıldı. RACHELE MUSSOLINI Fransız usulü bir güzellik salonu sahibi olan ve salonu başarıyla işleten Dalser, Mussolini’nin gençlik yıllarındaki politik aktivitelerini finanse etti. Fakat Mussolini 1915’te oğulları Benitino doğmadan kısa süre önce Rachele Guidi ile evlendi. Dalser ilk karısı olduğunu kanıtlamak için Papa’ya, Kral’a, her yere mektuplar yazdı, fakat aldığı karşılık bir akıl hastanesine kapatılmak oldu. Hatta evlilikleri sonradan faşist İtalyan yönetimince kayıtlardan silindi. Oğulları Benitino da annesinin öldüğü söylenerek önce yatılı okula, sonra bir polise evlatlık verildi. Mussolini’nin oğlu olduğunu iddia edince o da 1942’de, 27 yaşında ölene de yaşadığı bir akıl hastanesine kapatıldı. Mussolini’nin nikâhlı karısı Rachele ise faşist İtalyan yönetimince “ideal anne ve ev kadını” olarak büyük itibar gördü. SIMONE GBAGBO (FİLDİŞİ SAHİLİ) Gbagbo kocasıyla beraber o kadar aktif bir siyaset mücadelesi veriyor ki adeta bir militan gibi çalışıyor. Üstelik suistimaller ve katliamlarla itham edilen milislerle yakın ilişkide olması sebebiyle çekinilen bir kişilik olarak niteleniyor. Bunun yanında evanjelist kilisesinin son derece aktif bir üyesi. Kocasının iki eşinden birincisi olan Simone kocasının seçim kampanyası için de son derece ateşli çalışmalar yürütüyor ve ülkesinde ciddi polemiklere girmekten çekinmiyor. Eşiyle beraber sahip oldukları 1,3 milyar dolar civarındaki servetleri ise bir başka tartışma konusu.