Dünya yıllarca bu fotoğrafı tartıştı, zaman zaman da tartışmaya devam ediyor. O Ahmedinejad mı tartışması ısıtılıp ısıtılıp tekrar masaya getiriliyor? Ayetullah Humeyni’ye bağlı bir grup İranlı öğrenci, 4 Kasım 1979’da Tahran’daki ABD elçiliğini işgal etti. ABD Büyükelçiliği’nde görevli 52 Amerikalı 21 Ocak 1981 tarihine kadar tam 444 gün süreyle rehin tutuldu. İki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kesilmesine neden olan bu olayda, ABD Deniz Kuvvetleri’nin rehineleri kurtarma operasyonu da tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. İranlı öğrenci grubu rehineleri kendi istekleriyle gazetecilerin huzurunda serbest bırakırken de her dakika kayda geçti. Dünya 30 yıldır bu fotoğrafı tartışıyor. Karedeki kişinin Ahmedinejad olduğu iddia ediliyor. ATV Haber Genel yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş, bu fotoğraftaki kişinin Ahmedinejad olup olmadığını ilk kez ve bizzat birinci muhatabına sordu: - Efendim çok merak ettiğim bir konu var. Özellikle 1979 yılında ABD’nin Tahran Büyükelçiliği işgalindeki fotoğrafta görülen kişi siz misiniz değil misiniz? O fotoğrafı bizzat basanlar tekzip ettiler. Önce bastılar, sonra doğru olmadığını kendileri söylediler. Size bir şey söyleyeyim; bu bilerek kaos ortamını beslemek isteyenlerin gündeme getirdiği bir şey… Ağızlarından çıkan tek faydalı söz yok. 30 yıldır aynı sözleri tekrar ediyorlar. Sussunlar artık. İsrail'in Gazze gemilerine saldırmasını 'uranyum takası anlaşması'ndan öncelikli gören İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, aTV'ye 'Siyonistler bu sefer dünyanın tepkisini engelleyemedi. Türkiye, uranyum anlaşmasıyla da ezberleri bozdu' dedi Sadece İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın değil, Tahran sokaklarının da aslında tek gündemi var, o da Filistin. Özellikle Gazze'ye yardım için yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan kanlı baskın, herkesin konuştuğu tek konu. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın gündeminde de, 'uranyum takas planından' bile önemli konu bu. Ahmedinecad kanlı baskını, Türkiye'nin tavrını ve Başbakan Erdoğan'ın tutumunu şöyle değerlendirdi: 'Siyonistler bu sefer insanların tepkilerini engelleyemedi. Bütün dünya bu sefer sesini yükseltti. Ben bu yolda şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyorum ve onları kutluyorum. İsrail tarihin en vahşi cinayetlerinden birini işledi. Onlar ki gerçekten Gazze ablukasını delmek istediler ve başarılı oldular. Onların yolu devam edecek. İsrail'in ise Türk milleti ve devletinden çok ciddi özür dilemesi gerekiyor. Ve bu cinayette etkisi olanların hepsinin mahkemeye verilmesi gerekiyor. Aynı zamanda Gazze ablukasının da artık kaldırılması gerekiyor. Bizim Gazze'ye her zaman yardımımız oldu ve bundan sonra da olmaya devam edecek.' Peki, İsrail'in, her zaman dile getirildiği şekilde, bir gün İran'a saldırma planı var mı? 'Tabi ki böyle bir planları, arzuları var ama, siyonist rejim buna cesaret edemez. Onlar İslam Cumhuriyeti'nin karşısında bir şey değildir. İsrail'in İran'a saldırması, bir sineğin, tavşanın, bir aslanla oynamaya kalkması gibidir.' Tahran'ın bir başka önemli gündem maddesi de uranyum takas anlaşması. BM, takas anlaşmasına rağmen yaptırım uygularsa, Tahran hangi adımı atacak. Mahmud Ahmedinecad, Türkiye ve Brezilya'nın girişimleriyle yapılan bu anlaşmanın ezberleri bozduğuna ve yaptırım kararının bundan sonra kolay alınamayacağına inanıyor. Ve ardından ekliyor: Tahran bildirisi, tarihi bir bildiridir. Türkiye, Brezilya ve İran akılbirliği içinde bu bildiriyi yayınladı. Bunun amacı işbirliği ve barıştır. Allah'a şükürler olsun ki, dünya devletlerinin büyük çoğunluğu buna olumlu bakıyor. Bence ABD'de bir aşırı uç var ve bunu engellemek istiyor. Gündemin bir diğer maddesi ise terör. İran, PJAK operasyonları hangi aşamada ve PKK'ya nasıl bakıyor? Ahmedinecad'ın bu soruya verdiği yanıt şöyle: 'Bence terörizme karşı koymak hepimizin görevidir. Bizim bölgemizde terör sorunuyla karşı karşıyayız. Her devlet kendi milletlerinin güvenliğini sağlamalıdır. En çok bu konuda terör konuşuluyor. Bugün İran, Türkiye ve Irak terörden çok zarar görüyor. Biz birbirimizle terörizme karşı işbirliği yapmamız gerekiyor. Bu terörün adı ne olursa olsun? Kim hedefine ulaşmak için teröre başvuruyorsa o mahkumdur. Dünyanın sömürgeci ükeleri bunları destekliyor.' ABD Başkanı Barack Obama'nın, yaptırımlar ve İran'ın uranyum takası konusunda yapıcı bir girişimde bulunması halinde, İran'dan da yapıcı bir yanıt alacağını kaydeden Ahmedinecad, şöyle konuştu: 'Biz dostluk ilişkilerine sıcak bakıyoruz. İlişkinin temelinde adalet ve karşılıklı saygı olsun. Son 30 yılın tecrübesine bakacak olursak, onlar zarar etti. Bizim tercihimiz artık Obama'nın yeni bir dünyaya adım atması. Obama değişim sloganını atarak milletinden oy istemişti. İran politikasını değiştirmezse yenilikçilik nerde kalır?' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile görüştüğü ve BM'nin, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısına ilişkin araştırma yapmak üzere komisyon kurulmasına karar verildiği bildirildi. Başbakan Erdoğan'ın bir saati aşan görüşmede Gazze'ye ablukanın bir an önce kaldırılması, alt yapıyla ilgili yardımların BM eliyle ulaştırılması ve refah kapısının sürekli açık tutulması gerektiğini söylediği öğrenildi. BM'nin nezaretindeki Komisyona Yeni Zelanda eski Başbakanı Helen Clark'ın başkan olmasının düşünüldüğü öğrenildi. İsrail ve Türkiye'den birer üyenin yer alacağı komisyona BM'den de iki üyenin atanacağı bildirildi. İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıyla ilgili soruşturma talebine Obama'da destek vermişti. Dünyanın en etkili isimleri arasında başı çeken İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad bulunduğu yere nasıl geldi? İşte onunla ilgili bilinmeyenler... AHMEDİNEJAD KİMDİR? İran İslami Cumhuriyeti'nin 6. cumhurbaşkanı olan Ahmedinejad, bir nalbantın oğlu olarak dünyaya geldi; asıl mesleği ise inşaat mühendisliği. Tahran belediye başkanı olduktan sonra seçimleri kazanarak İran lideri olan Ahmedinejad, tüm bu politik başarıdan önce üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyordu. 1000 kadar adayın İran Anayasa Muhafızları Konseyi tarafından elenmesinden sonra ilk tura katıldı ve 7 aday arasında en fazla oyu aldı. 3 Ağustos 2005'te ardarda 8 yıllık cumhurbaşkanlığı süresini doldurduğu için makamından çekilen Muhammed Hatemi'nin yerine cumhurbaşkanlığına başladı Ahmedinejad. 2009 SEÇİMLERİ OLAYLI GEÇMİŞTİ İran'da 2009 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi de çok olaylı geçmişti. Ahmedinejad zaferini ilan ederken, seçimin hileli olduğu düşünen muhalif Mir Hüseyin Musavi taraftarları başkent Tahran'da ve ülkenin diğer büyük şehirlerinde gösteriler düzenlemişti. Bu gösterilere karşılık olarak Tahran'da onbinlerce kişi Mahmut Ahmedinejad'ın zaferini desteklemek için toplanmıştı. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ise ülkedeki huzursuzlukları reddederek 'futbol maçından sonraki tutkular' olarak nitelemişti. Ülkede gösteriler sırasında en az yirmi doğrulanmış ölüm kaydedilmişti. 'YAHUDİ Mİ' TARTIŞMASI YAŞANMIŞTI Geçtiğimiz yıl İngiliz Daily Telegraph gazetesi yayınladığı haberde Ahmedinejad'ın Yahudi kökenli olduğunu iddia etmişti. Gazete, İran lideri Mahmut Ahmedinejad'ın seçim sırasında sandık önünde poz verdiği görüntüdeki kimliğini bir adli tıp detektifi gibi araştırmıştı. Önce fotoğraf büyütülmüş sonra sayfada neler yazdığı belirlenmişti. Kimlikte, Mahmut Ahmedinejad'ın daha önceden soyadının 'Saburjian' olduğu yazılıydı. Saburjian, dokumacı anlamına gelen bir İbranice isim. Daily Telegraph, Ahmedinejad'ın soyisminden yola çıkarak Yahudi olduğunu iddia etti ama biraz daha araştırıldığında Saburjianların Ahmedinejad'ın doğduğu yer olan Aradan'dan yayıldığı bulundu. Ayrıca İran liderinin kimliğinde, küçük bir notta, ailenin soyadını İslamiyete geçtikten sonra Ahmedinejad'a çevirdiği yazılı. AHMEDİNEJAD'IN GİZEMLİ EŞİ İran Cumhurbaşkanı’nın evli ve 3 çocuk sahibi olduğu biliniyor. Ancak, eşi, iki oğlu ve kızının ne adı ne de fotoğrafları İran basınında yayınlandı. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın eşi ilk kez 2008 yılında Tahran'daki bir konferans sırasında görüntülenmişti. Ahmedinejad, konuk cumhurbaşkanını eşiyle birlikte ağırlamıştı. Daha sonra 2009 yılının Kasım ayında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün İtalya'da yapılan Gıda Güvenliği Zirvesi'nde Ahmedinejad'ın eşinin yüzü ilk kez belirgin bir şekilde fotoğraflanmıştı. İŞTE BİLİNMEYEN AHMEDİNEJAD Ahmedinecad 2007 yılında İran Devlet Televizyonu’na günlük yaşamını anlatmış ve herkesi şaşırtmıştı. İşte Ahmedinejad'ın beklenmeyen açıklamalarından bazıları: *Evde karıma yardım ederim. *Cumhurbaşkanı olmadan önce evde çok fazla vakit geçirirdim. Hatta alışverişleri ben yapardım. Şimdi işten fırsat bulduğum zamanlarda karıma mutfakta yardım ediyorum. *Yemek yapmayı çok iyi bilirim ve severim. Tüm İran yemeklerini kolaylıkla yapabiliyorum. Harika çorba ve buğulama yaparım. *Önceden akrabalarımı çok sık ziyaret ederdim. Şimdi zaman bulunca annemi ziyaret edebiliyorum. Diğer akrabalarım bana geliyor. TÜRKİYE İLE URANYUM ANLAŞMASI İran ile Batı arasındaki uranyum takasının Türkiye'de olması kararlaştırıldı. Bugün imzalanan anlaşma ile İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, Brezilya Devlet Başkanı Lula ve Başbakan Erdoğan Tahran araştırma reaktörü için gerekli olan yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumun takasını takası Türkiye'de yapmayı kabul etti. NÜKLEER PROGRAM NASIL VE NE ZAMAN BAŞLADI? İran nükleer programı 1950’lerde Barış için Atom programının bir parçası olarak ABD’nin yardımı ile başlatıldı. ABD, bu adımla Sovyetler Birliği'ne karşı nükleer güç kuşağı kurmak istedi. ABD’nin ve Batı Avrupalı hükümetlerin İran’ın nükleer programına desteği, cesaretlendirmesi ve katkısı 1979’da Şah rejimini deviren İslami devrime kadar sürdü. 1979’daki devrimden sonra İran hükümeti programı durdurdu ve daha sonra devrim öncesine göre daha düşük bir Batı desteği ile yeniden canlandırıldı. İran nükleer programı bir dizi araştırma merkezi, uranyum madeni, bir nükleer reaktör ve bir uranyum zenginleştirme merkezi içeren uranyum işleme yapılarından oluşmakta. BATI İRAN'I NEDEN TEHLİKELİ GÖRÜYOR? İran'ın nükleer silahlar geliştirme ve kullanma olasılığı Batı'yı korkutmaktadır. Çünkü eğer İran sahip olduğu nükleer teknolojiyi atom bombası yapacak kadar geliştirirse, bu Ortadoğu ve hatta tüm dünyadaki stratejik dengeleri alt üst edebilir. Zira İran için nükleer silah, rejiminin dokunulmazlığı demektir. İran'ın uluslararası prestijinin ve gücünü artırması ise uzun yıllardan beri bölgede süregelen Türkiye-İran stratejik dengesinin İran lehine bozulmasının işareti olarak okunacaktır. 'Nükleer İran'ın' izleyeceği bölgesel politikayı bugünden öngörmek oldukça güçtür. İşte tam da bu nedenle, Türkiye'deki asker-sivil güvenlik elitleri bugün nükleer teknolojiye hiç olmadığı kadar sıcak bakmaktadırlar. Türkiye'de nükleer teknoloji konusu en az kırk yıldır tartışılmaktadır. Ama her ciddi girişim uluslararası alanda ciddi endişeler uyandırdığı için-bazen çevreci lobiler de harekete geçirilerek-başarısız kalmıştır. Oysa şimdi İran'ın faaliyetleri Türkiye açısından oldukça olumlu bir atmosfer yaratmıştır. Üstelik ABD de Türkiye'nin nükleer enerjiye geçmesini İran'a karşı desteklemektedir. ABD İLE İLİŞKİLERDE AÇILIM İSTEMEDİ Mahmud Ahmedinejad, göreve geldiği ilk zamanlardan itibaren dış politika açısından, ABD ile ilişkilerde hiçbir açılım gösterilmememesi gerektiğini net bir şekilde savundu. Birleşmiş Milletler'e defalarca suçlamalarda bulunarak, İran'ın nükleer programını sürdürmesi gerektiğini açık bir dille ifade eti. Bilinen gelişmiş ülkeler nükleer programlar geliştirirken İran'ın neden geliştiremeyeceğini sorguladı, Birleşmiş Milletler'in 5 daimi üyesinin bazı ayrıcalıkları olduğuna göre İslam dünyasının aynı ayrıcalıkları neden alamayacağını dile getirdi. Yahudi Soykırımı'ndan neden Filistinliler'in etkilendiği konusunu ortaya attı. Cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra bunu 'yeni bir İslam devrimi', Hicri Takvim yılından hareketle, '1384 İslam Devrimi' olarak nitelemiş, bu devrimin yakında bütün dünyaya erişeceği müjdesini vermiştir. İlk etapta bölge ülkeleri arasında (vizelerin kaldırılması yoluyla) seyahat hürriyetini ve bağların kuvvetlendirilmesini savunmaktadır. İsrail'e ilişkin açıklamaları ise, 'haritadan silme' zihniyetindedir ve uluslararası camianın tepkisi çekmiştir. TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ İYİ TUTMAYA ÇABALADI Mahmud Ahmedinejad, cumhurbaşkanı seçildiği 3 Ağustos 2005 yılından 14 Ağustos 2008 tarihine kadar Türkiye'ye resmi veya gayriresmi herhangi bir ziyarette bulunmadı. Ancak her fırsatta Ahmedinejad, Türkiye'yi çok sevdiğini ve ilişkilerinin her zaman iyi olacağını belirtti. Ahmedinejad, “Türk dili ve edebiyatının üniversitelerde okutulması için Kültür Şurası’nda karar aldıklarını ve bunun bir süre önce tebliğ edildiğini” belirterek; Türkçe'yi İran kültürünün bir sermayesi olarak nitelendirmiştir. Türkiye ile vizeler kaldırmıştır. İMZA SONRASI LİDERLERDEN AÇIKLAMALAR İran lideri Mahmud Ahmedinecad: İran lideri imzalanan uranyum takası anlaşmasının ardından basına açıklamalarda bulundu. Ahmedinecad '5+1 ülkeleri için, Uranyum takası anlaşmasını takiben, İran ile dürüstlük, adalet ve karşılıklı saygıya dayanan görüşmelere girme vakti geldi' diye konuştu. Ahmedinecad'ın konuşmasında sözünü ettiği 5 1 ülkeleri, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi olan ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere'ye, Almanya'nın katılımıyla oluşuyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: İran ile ilgili şüphelerin bertaraf edildiğini söyleyen Davutoğlu, Türkiye'nin, tüm sorunların diplomasi ve diyalogla çözülebileceğini bir kez daha gösterdiğini bildirdi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, anlaşmaya varılmasıyla ciddi bir krizin aşılmış olduğunu söyledi. İran Dışişleri Bakanı Mutteki: Mutteki, 'İmzalanan anlaşmaya göre, şayet takas gerçekleştirilmezseTürkiye sevk edilen uranyumumuzu hemen ve koşulsuz olarak geri göndermek durumunda olacak' dedi. İSRAİL TEPKİLİ İran, Türkiye ve Brezilya'nın ortak girişimiyle 1200 kilogram uranyumun Türkiye'de takas edilmesi kararı İsrail'i kızdırdı. İsrail, Tahran'ın Türkiye ve Brezilya'yı aldattığını öne sürdü. İsrail Radyosu'na konuşan ve adının saklı tutulmasını isteyen üst düzey bir İsrailli yetkili, “İsrail, az zenginleştirilmiş uranyumun Türkiye topraklarında zenginleştirilmiş uranyumla takas edilmesini kabul ettiğini söyleyerek Türkiye ve İsrail'i kandırdı' dedi. Yetkili, İran'ın geçmişte de tansiyonu düşürmek ve uluslar arası ambargo riskini azaltmak üzere benzer yöntemlere başvurduğunu iddia ederek, “Ancak daha sonra verdikleri sözde durmadılar' diye konuştu.