Avrupa Birliği (AB) bir kez daha yoğun şekilde tartışılıyor. İçinde bulunduğu durum, geleceği, Ukrayna savaşı ile evrileceği yön, ABD ve Çin rekabetinde izleyeceği tutum, kıtanın güvenliği, bölgeye etkisi ve dahası... Uzmanlara göre AB'nin önünde iki çizgi var. İlki dağılma ihtimali. Diğeri daha fazla birlik haline gelmesi. Avrupa'nın içinden ve dışından bazı aktörler ilk ihtimalin gerçekleşmesine yönelik çaba sarf ediyor. Diğer grup, AB'yi güçlendirmenin peşinde. Ya da daha doğru bir ifadeyle kendi ülkelerini garanti altına almak için uğraşıyorlar diyebiliriz. Haberimizde AB'nin geçmişi, bugünü ve yarınını ele aldık.
SAVAŞMAMAK İÇİN KURULDU
Detaylara AB'nin kısa bir tarihine bakarak başlayalım.
Temelleri 72 yıl önce atıldı.
O dönem Avrupa Çelik ve Kömür Topluluğu kuruldu. 6 ülke vardı.
Amaç kıta içinde savaşları önlemekti.
Bunu da kömür ve çelikte ortak pazar kurarak yapacaklardı. Yani 1950'lerden önce savaşlara neden olan kaynaklar, yeni savaşların önüne geçilmesi için kullanıldı.
1960'larda Avrupa Ekonomik Topluluğu katılımları artırmaya başladı.
1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla Avrupa'nın aslında günümüzdeki haline doğru evrilmesi hızlandı.
1992'de Avrupa Birliği doğdu.
Günümüzde 27 üyesi bulunuyor.
'Farklılıkta Birlik'... Bu ifade AB'nin mottası.
'Ode to Joy' yani 'Neşeye Övgü'... Bu da AB'nin marşı. Sözleri yok.
Avrupa Parlamentosu'nda 705 temsilci var. 500 milyon Avrupalıyı temsil ediyorlar.
AB'nin bu yıl için genel bütçesinde gelirler 169,5 milyar euro, harcamalar 170,6 milyar euro olarak belirlenmişti.
Dünyanın en büyük ekonomik bloğular.
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Ukrayna ziyareti sırasında Rusya'nın füze saldırıları nedeniyle sığınağa girmek zorunda kalmıştı.
