Fazla değil daha iki yıl önce Manhattan'daki bir barda garsonluk yapıyordu. Evlere temizliğe giden annesine destek olması gerekiyordu. Üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken babasını kaybettiğinde annesi ile kardeşini hiçbir zaman yalnız bırakmayacağına dair kendine söz vermişti. 'Siyasetin yıldızı' haline dönüşmesinden bir gece önce bile, bir yandan barın arkasında siparişleri hazırlıyor, diğer taraftan aylardır ödeyemediği evinin kirasını düşünüyordu.
Alexandria Ocasio-Cortez'den bahsediyoruz. Bir süredir sadece ülkesi ABD'de değil, dünyanın birçok yerinde en çok konuşulan isimlerden biri haline geldi. Üstelik daha 29 yaşında. Geçtiğimiz kasım ayında yapılan ara seçimlerde tarihe geçti. Temsilciler Meclisi'ne seçilen en genç kadın oldu. Birçoğuna göre bu denli önplana çıkmasının arkasında 'çekiciliğinin' payı büyük. "Konuşmak için doğmuş" diyenlere göre ise Cortez'in başarısının sırrı hitap yeteneğinde saklı.
"Sosyal medyayı çok iyi kullanması sayesinde basamakları bu kadar hızlı çıktı" tezini savunanlar da yok değil. Ortaya atılan birçok farklı başarı analizinin aksine Cortez hakkında herkesin birleştiği ortak bir nokta var: Yıldızı çabuk sönmeyecek.
Alexandria Ocasio-Cortez?
DANSI ÜNÜNÜ KATLADI
Aslında şöhret onu takip ediyor gibi. Temsilciler Meclisi'nde yemin etmesinden bir gün önce sosyal medyaya bazı görüntüler düştü. 2010 yılına ait video Boston Üniversitesi'nin çatısında kaydedilmişti. 30 saniyelik görüntülerde Cortez ve arkadaşları dans ediyordu. Amaç belliydi; siyasetin yeni rock starını karalamak. Ama beklenenin aksine video genç siyasetçinin ününü katladı. Tabii bunda Cortez'in görüntülere verdiği cevabın da etkisi büyüktü. Videonun yayılmasından bir gün sonra yemin eden Cortez, Kongre'deki odasına Edwin Starr'ın "Savaş ne işe yarar? Kesinlikle hiçbir şeye" şarkısında dans ederek girdi ve "Bakın ben şimdi nerelerde dans ediyorum" mesajını verdi. Cortez'in babası ABD'li, annesi ise Porto Rikolu. Latin kökenli olduğu için göçmenlerle yakından ilgili, New York'un en varoş mahallesinde doğduğundan dolayı alt sınıfların mücadelesine önem veriyor, sıkı bir kadın hakları savunucusu, lobilerin siyasete karışmaması gerektiğini söylüyor, dans etmeye bayılıyor, eleştirilere anında cevap veriyor, küresel ısınma ile mücadele konusunda çok kararlı, kendisini 'demokratik sosyalist' olarak tanımlıyor.
SOLUN ÇAY PARTİSİ
İşte tüm bu özellikleri başına büyük belalar açıyor. Alışılmış Amerikan siyasetinden çok farklı bir yerde duruyor çünkü. Kampanyasını "Benim gibi kadınların seçimlere girmeyeceği farz edilir" sloganı üzerine kuran Cortez'in siyaset maceraları daha 15 yaşında lise yıllarında başladı. 2016 yılında da Demokratların başkan aday adayı olan Bernie Sanders'ın kampanyasında çalıştı. Amerikan Demokratik Sosyalistleri'nin (DSA) kurucuları arasında. "Solun Çay Partisi" deniliyor bu gruba. Hızla yükseliyorlar ama işleri çok zor. Bunun en önemli sebebi kendi partileri olan Demokratların içindeki rakiplerinin bile çok güçlü olması. Kendisini tıpkı Cortez gibi 'demokratik sosyalist' olarak tanımlayan Sanders, üç yıl önce Hillary Clinton'a karşı başkanlık adaylığı yarışını kazanamamıştı mesela. Veya Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat Partili azınlığın lideri Nancy Pelosi "Biz kapitalistiz, durum bundan ibaret" diyerek DSA'nın önüne geçti bile. Ancak Cortez'in karizması işleri biraz daha karıştırıyor. Daha şimdiden çizgi roman kahramanı yapılan veya Twitter'daki etkileşimleri CNN, New York Times gibi yayın organlarını geride bırakan, Boston Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi Bölümü'nde okuyan, İspanyolca ile Fransızca bilen Cortez'in liberallik çıtasını nereye kadar çıkarabileceği merak ediliyor.
Ilhan Omar?
GÜLER YÜZÜNE BAKMAYIN CESARETİ DAĞLARI DELER
Washington DC'deki statükoyu sallayan yeni nesil siyasetçilerden bir diğeri de Ilhan Omar. 1981'de Somali'nin başkenti Mogadişu'da dünyaya geldi. İki yaşında annesini kaybetti. İç savaş şiddetlenince Kenya'ya kaçmak zorunda kaldılar. Dört yıl buradaki mülteci kamplarında çadırlarda yaşadı.
1995'te ABD'ye göç ettiler. Virginia'nın banliyölerinde hayata tutunmaya çalıştı. "Kimliğimi ve Müslümanlığımı açıkça gösterebilmeliyim diyerek" 2001'deki 11 Eylül saldırılarının ardından başörtüsü takmaya karar verdi. Tabii ırkçı saldırılarla tanışması çok sürmedi. Başörtüsüne atılan sakızlar, bodrumlara kilitlenmesi yaşıtlarının zorbalıklarından sadece birkaçıydı.
Cesareti, güler yüzü, açık sözlülüğü, azmi ile tanınıyor. Azınlık hakları için mücadele edeceğini söylüyor. Siyasetteki ilk başarısı 2016 yılında geldi. Minnesota'da ilk Somali kökenli Eyalet Meclisi üyesi oldu. 2018'de TIME dergisinin "Dünyayı değiştirecek kadınlar listesinde" yer aldı.
En büyük başarısını ise tıpkı Alexandria Ocasio-Cortez gibi geçtiğimiz kasım ayındaki ara seçimlerde gösterdi: Tarihte ABD Kongresine giren ilk başörtülü Müslüman siyasetçi oldu. ABD Kongresi'ndeki 181 yıllık başörtüsü yasağını mücadelesi ile yıktı.
Rashida Tlaib?
SÖZ KONUSU FİLİSTİN İSE GERİSİ TEFERRUATTIR
Ilhan Omar ve Alexandria Ocasio-Cortez gibi Rashida Tlaib de iki ay önce yemin ederek Kongre'deki görevine başladı. O da ABD sistemini yüksek sesle eleştirmekten hiç çekinmiyor.
Filistin kökenli ilk Kongre üyesi olan Tlaib, 42 yaşında, iki çocuk annesi ve bir avukat. Akrabaları hâlâ İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da yaşıyor. "Ben bir Müslümanım ve Filistinliyim. Artık buna alışın" diyen Tlaib, konuşmalarında sık sık ayetlere yer veriyor ve İsrail'in zulümleri karşısında hiçbir zaman susmayacağını söylüyor.