Konuşması beklenilen zamanlarda konuşmaktan kaçınma, söylemek istediğini unutmuş gibi davranma, konuşurken ağzını kapatma, öksürme ve esneme hareketleri yapma... Tüm bunlar çocuğunuzda kekemelik olduğunun göstergesi olabilir. Sıklıkla 2 – 7 yaş arasında rastlanan bu durum, erken teşhis ile tedavi edilirse çocuklarda küçük yaşlarda edinilecek travmatik yaşam deneyimlerinin önüne geçilebilir.Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. M.Kayhan Bahalı,'22 Ekim Dünya Kekemelik Günü' öncesinde çocuklarda kekemelik ve tedavisi hakkında bilgi verdi. ÇOCUKLARIN STRES YAŞAMASINA NEDEN OLUYOR Kekemelik tipik olarak çocukluk çağına özgü bir konuşma akıcılığı bozukluğudur. Çocuk, konuşmanın akışını, hızını ve ritmini etkileyebilecek tekrarlar, uzatmalar, duraklamalar, bölmeler ve eklemeler nedeniyle akıcı bir şekilde konuşmakta zorluk çeker. Konuşma akıcılığındaki bu bozukluklara fiziksel gerilim, olumsuz tepkiler, ikincil davranışlar, seslerden, sözcüklerden veya konuşma durumlarından kaçınma durumları eşlik edebilir. Kekemeliği olan çocuklar için konuşma ve anlaşılma ile ilgili gün içinde yaşanan güçlükler mücadele edilmesi gereken oldukça stresli yaşamsal sorunlar haline gelebilir. AKRABADA VARSA ÇOCUKTA GÖRÜLME RİSKİ 3 KAT ARTIYOR Kekemeliğin kesin nedeni bilinmemekle birlikte çalışmalarda genetik/kalıtımsal yatkınlık olabileceği ortaya konulmaktadır. Kekemeliği olan çocukların birinci dereceden biyolojik akrabalarında kekemelik görülme riski genel topluma göre 3 kat daha fazladır. Ayrıca belirtiler stres, kaygı, endişe, öfke ve utanç gibi duygular nedeniyle daha da kötüleştirilebilir. Kekemelik belirtileri şu şekilde sıralanabilir: 1. Kekemelik, konuşmada akış, ritim ve hızla ilgili sorunlara neden olur. 2. Kekemeliği olan bir çocuk, sesleri, heceleri ve kelimeleri tekrarlayabilir. Sesleri uzatabilir. 3. Bir sözcüğü söylerken takılabilir ve takıldığında ses çıkararak ya da ses çıkarmadan konuşmaya ara verebilir. 4. Sorunlu sözcükleri kullanmamak için yerine başka sözcükler kullanabilir. 5. Sözcükleri büyük bir fiziksel gerginlikle çıkarabilir. 6. Konuşması beklenilen zamanlarda konuşmaktan kaçınabilir. 7. Söylemek istediğini unutmuş gibi davranabilir. 8. Kekelemeyi gizlemek için ağzını kapatma, öksürme veya esneme hareketleri yapabilir. 9. Kekemeliği olan çocuklarda, konuşma sorununa yönelik korku, endişe, kaygı (özellikle sosyal), öfke ve utanç da oldukça yaygın görülür. 10. Konuşma bozukluklarına göz kırpma, tikler, dudakların ya da yüzün titremesi, baş sallama ve yumruk sıkma gibi çeşitli hareketler eşlik edebilir. KEKELEYEN ÇOCUK AKRAN ZORBALIĞINA MARUZ KALABİLİYOR Kekemeliği olan çocukların yaklaşık yüzde 80-90'ı 6 yaşından önce bunu yapmaya başlar. Sinsi bir şekilde ya da aniden başlayabilir. Çocuk konuşmadaki bozulmaların farkında olabilir ya da olmayabilir. Çocukların yüzde 65-85'i kekemeliği atlatabilirken 8 yaşındaki derecesinde ergenlik ve sonrasındaki dönemde iyileşme gözlenir. Kekemelik okul, akran ilişkileri ve sosyal etkileşimleri olumsuz etkileyebilir. Hatta kekeleyen çocuklar zorbalığa maruz kalabilirler. Kekemelik çocuğun yaşam kalitesini düşürebilir. Tüm bunlara ikincil olarak çocuklarda kaygı ve depresyon gibi duygusal bozukluklar da gelişebilir. PSİKİYATRİ UZMANI VE KONUŞMA TERAPİSTİ İLE TEDAVİ MÜMKÜN Kekemelikte erken teşhis ve tedavi oldukça önemlidir. Kekeleyen çocuk kendini yeterince ifade edemediği için okul ve sosyal faaliyetlerde yaşıtlarının gerisinde kalabilir. Arkadaşlık geliştirirken sorunlar yaşayabilir ve hatta zorbalığa maruz kalabilir. Tüm bunlar çocuk için travmatik erken yaşam deneyimleri olabilir. Kekemelik bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı tarafından teşhis edilebilir. Teşhis için çoğu kez klinik muayene ve aile görüşmesi yeterli olacaktır. Psikometrik testler ve diğer tetkikler gerekli durumlarda önerilebilir. Bir kez teşhis edildikten sonra çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı bir konuşma terapisti ile birlikte çocuğun daha akıcı konuşmasına yardımcı olmak için çeşitli terapi yöntemleri ve egzersizler kullanabilir. Terapide amaç kekeleyen çocuğa konuşmayı gün boyu yönetmesine yardımcı olacak beceriler kazandırmaktır. Stres, kaygı, endişe, öfke ve utanç gibi duygular kekemeliğin artmasına neden olabileceği için çocuğun bu tür olumsuz duygularını yönetebilmesine yardımcı olunur. Ayrıca çocuğun kekemeliğe bağlı geliştirdiği ikincil davranışlarının azaltılması da hedeflenir. Aile, bakıcılar ve öğretmenler ile kekemelik ve nasıl yardım edileceği konusunda psiko-eğitimsel danışmanlık verilmesi tedavi sürecinin önemli bir tamamlayıcısı olarak sunulur.