Şeref ekmek bulamazken, şerefsiz budu götürdükçe güzel anam içim yanıyor.
Sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım çözülmüyor Mihriban.
Lambada titreyen alev üşüyor.
Cahildim dünyanın rengine kandım, hayale aldandım boşuna yandım seni ilelebet benimsin sandım.
Bir fırtına tuttu bizi, deryaya kardı. O bizim kavuşmalarımız mahşere kaldı.
Bana kısmet değil dizinde yatmak, dizinde yatıp da yüzüne bakmak.
Ölüm varsa bu dünyada zulüm var. Atma canım anam, beni dağlar ardına. Kimseler yanmasın anam yansın derdime.
Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?
Şu dağlarda kar olsaydım, simsiyah duman olsaydım, yine sever miydin beni, sahipsiz mezar olsaydım?
Gönlüm, çalamazsan aşkın sazını, ne perdeye dokun ne de teli incit.
Her nereye gitsem yolum dumandır bizi böyle kılan ahdü amandır.
Şu kanlı zalimin ettiği işler garip bülbül gibi yaralar beni.
Gurbet elde bir hal geldi başıma ağlama gözlerim Mevla kerimdir.